Her şey düzeliyor mu?
Türkiye Amerika ile anlaşma imzaladı.
İmzaların atılması ile dolar 5.940 TL'den 5.740 TL'ye kadar düştü.
Borsa ertesi sabah tam 5 bin puan yükseldi. Bankacılık sektörü hisse senetleri yüzde 6 oranında prim yaptı
Akıl almaz bir iyimserlik var.
Sanki ekonomiyle ilgili tüm sorun Amerika ile yaşanan gerginlikti ve o bitince her şey düzeldi.
Yok öyle bir şey!
Amerika'nın aldığı yaptırım kararları ekonomiyi öyle çok ciddi etkileyecek kararlar değildi. Sonrası gelirdi orası ayrı ama anlaşma gününe kadar öyle çok ciddi ekonomimizi bitirecek kararlar alınmadı. Çelik ihracatına getirilen vergi ve benzeri şeyler çok da önemli değildi.
Türk ekonomisinin sorunu kronik. Bir iki olayın sonucu değil ki o olay bitince her şey güllük gülistanlık olsun.
Sorunumuz üretmeden tüketen ve tüm ekonomisini inşaata bağlamış bundan başka da bir şey bilmeyen bir zihniyet. Dahası yönetim şekli.
İşsizlik her ay daha da artıyor. Yüzde 14 gibi oldukça ciddi bir seviyede. Gençlerimizin yüzde 27'sinin bir işi yok ve anne babasından harçlık alarak geçiniyor.
Dış borcumuz, bütçe açığımız ve daha aklınıza gelecek tüm ekonomik rasyolarımız berbat durumda.
Amerika ile yaşanan gerginliğin bitmesinin hiçbir anlamı yok Türk ekonomisi için.
Türkiye tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor ve bu kriz mevcut ekonomik politikalarla çözülemez.
Halen inşaatçıların kurtarılmaya çalışıldığı, kamu bankalarının zararına konut kredileri verdiği, bankalarının takipteki alacaklarının her ay büyüyerek arttığı bir ülkede siz ekonomi düzeldi diyemezsiniz.
Kısa vadede 46 milyar lira gibi ciddi bir rakam var. Bu rakam bankaların yılbaşına kadar takibe atmaları gereken kredi. BDDK bunu istedi. Yani bankalar bu parayı artık tahsil edemiyor ve bilançosundan çıkartacak. Bunun bir başka anlamı ise sermayesinden kaybedecek.
Bir de yapılandırılanlar var.
Adam yüzde 10 faizle aldığı borcunu ödeyemiyor. Siz kalıp o adamın borcunu yüzde 18 ile yeniden yapılandırıyorsunuz. Zaten adam ödeyebilecek güçte olsaydı yüzde 10 faizle öderdi.
Bu operasyonlar sadece günü kurtarmak için yapılıyor.
Türkiye'nin çok ciddi sorunları var. Mevcut kadro bu sorunları çözebilecek bir ekonomik yeteneğe sahip değil. Bunu artık net bir şekilde gördük.
1 kuruş dahi tasarruf bile etme gereği duymayan bir yönetim Türkiye'yi krizden asla çıkaramaz.
Geriye tek bir şey kalıyor o da dediğim gibi günü kurtarmak. Günü kurtarmak için de yapılacak tek bir şey var o da bol bol zam yapmak.
Vergiyi tabana yayacaklarını açıkladılar.
Nedir taban? Taban asgari ücretli, dar gelirli. Nitekim vergiyi bu kesime yaydılar. Bunun adı dolaylı vergi.
Şirketlerden alamadıkları vergiyi yerlerde sürünen vatandaştan almaya çalışıyorlar.
Türkiye'de enflasyon tek haneli rakamlara inecek diyorlar, harçlara yüzde 30 zam yapıyorlar. Demek ki, kendileri bile yüzde 9 enflasyona inanmıyor.
Önümüz kış. Her anlamda zor bir kış geçecek. Doğal gazın faturası daha gelmedi. Bekleyin görün. Hatta gelmemesi için havaların daha da ısınması için güneş duasına bile çıkın. Çünkü bu kış çok zor geçecek.
Allah yardımcımız olsun!