Hem Kobani’ye yardım göndeririz, hem de karşıyız

Son yıllarda yalan ve çarpıtma siyasetin bir kriteri haline geldi. Büyük yalanlarla toplum uyuşturuluyor.

Şu Suriye meselesi 6/7 aydır konuşuluyordu. Siyasi kulislerde pazarlıkların Suriye’deki PKK/YPG yapılanması üzerinde cereyan ettiği söyleniyordu. “PKK’ya karışma Suriye’yi istediğin gibi tanzim et.”

Bu işler kapalı kapılar arkasında cereyan ettiği için bilgi kırıntıları üzerinden yorum yapmaya çalışıyoruz. Kimbilir belki Öcalan’ın serbest bırakılması da bu işin bir parçasıydı. Gerçek ortaya çıktığında biz de öğrenmiş olacağız.

Şunu açık kalplilikle söylemekte fayda var, ortada henüz övüneceğimiz , Türkiye şunları kazandı diyebileceğimiz bir şey yok. Esat, bir diktatördü onu devirdik diyenler olabilir, diyorlar da zaten. Bizim görevimiz Suriyelilerin mutluluğu için Türkiyeyi tehlikeye atmak değil, bizim önceliğimiz kendi insanımızın geleceğini düşünmek olmalıdır.

Orta Doğu’da diktatör olmayan lider mi var? Çoğu ABD’nin ağzına bakıyor, kaderlerini ABD’nin desteğine bağlamışlar. SİSİ çok mu muhterem bir insan, görüşmek için araya koymadık adam bırakmamışlardı. Şimdi diktatör dedikleri Esat’la da görüşmek için çırpınıp durmuşlardı.

Kazanan belli, BOP, yani ABD ve İsrail. Hedef İSRAİL’in etrafında,onu tehdit edecek güç bırakmamaktı, muvaffak oldular. Bir örgüt liderinden bir devlet adamı çıkar mı göreceğiz. Dilerim çıkar, Suriye’yi bütünleştirir. Türkiye bütün umutlarını ona bağlamış durumda, muhtemelen Golani’de umutlarını bize bağlamış. Ama orada bir kanser tümörü gibi İsrail var. Ve o orada durdukça Ortadoğuya barışın geleceğini beklemek ham hayal.İstikrarsız bir Suriye, İsrail için en tercih edilebilir durumdur. Kendi içinde kavgalı bir devlet İsrail için tehdit olmaz.Onun için elini ayağını Suriye’den çekmeyecektir.

Suriyelilerin döneceği beklentisi de gerçekçi değil, yıkılmış bir ülkeye kimse gitmez. Sadece burada tutunamayan küçük bir grup gider. Bazıları da mülklerini satıp burada yer almak için gidiyor. Üstelik Erdoğan’ın göndermek gibi bir politikası da yok. Yükü millet çekiyor, o da bu sayede Batı’nın desteğini alıyor. Ensar/ muhacirin işin hikayesi.

Diplomasi de dikkat ve temkin şarttır. Çünkü başkalarının müdahalesine açık işlerde tek başınıza belirleyici olmanız zordur. Erdoğan şimdilik ısrarla Suriye’nin toprak bütünlüğünü vurguluyor. Vurgulamak her zaman gerçeği ifade etmez. Bugün karşı olduğumuz PKK/ YPG oluşumuna, IŞİD Kobani’ye saldırırken kim destek olmuştu? Peşmergeler bizim topraklarımızdan Kobaniye geçmedi mi? Onları yedirip içirmedik mi? Şimdi de bunlar nerden çıktı diyoruz. Politikanız belli ölçülere bağlı değilse,dün yaptığınıza bugün karşı çıkar, kendinizle çelişir durursunuz. Hem Kobaniye yardım ederiz,hem de karşıyız deriz.

Bu politik anlayıştan Türkiye’nin yarınları adına umutlanacak bir şey beklenir mi? Yine de temennimiz Türkiye’nin hedeflerine ulaşması bu bataktan karlı çıkmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları