Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Hani demokrasilerde parti kapatılmazdı? II

Dünkü yazımızda “aydınların” ne kadar dürüst ve sorumlu olduklarını tespit bakımından sayın Özdemir İnce ve sayın Prof. Dr. İskender Öksüz’ün yazılarından örnekler vermiştik. Konumuza bugün de devam ediyoruz;
Üçüncü bir örnek daha verelim. Ama bu, yalanları açığa çıkınca yüzleri bile kızarmayan “aydıncıklara” ait olsun.
Sayın Erdal Güven’den. (Radikal, 05/07/2009)
“BASK NE YANA DÜŞER?
Milliyet ne iyi etti de eski AİHM yargıcı, değerli hukukçu Rıza Türmen’i köşe yazarları kadrosuna kattı..
Türmen dünkü köşesinde...
30 Haziran tarihli karara göre AİHM İspanya’nın, bir terör örgütüyle bağlantıları nedeniyle iki siyasi partiyi kapatmasını haklı bulmuştu. Hem de oybirliğiyle.
Söz konusu örgüt, ETA. Bask’ın bağımsızlığı için yaklaşık 40 yıldır silahlı mücadele yürüten ETA -tıpkı PKK gibi- AB’nin terörist örgütler listesinde. ETA bugüne kadar 825 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuluyor..
Bu partiler hep bir nevi paravan, ETA’nın siyasi kanadı olarak görüldü. Sonunda Batasuna ve Herri Batasuna adlı siyasi partiler 2003 yılında ETA’yla ilişki içinde bulundukları gerekçesiyle kapatıldı..
İki parti dava dilekçelerinde, söz konusu kararların demokratik bir toplumda bir gereklilik olarak görülemeyeceğini ve orantısallık ilkesiyle ters düştüğünü de savundu.
AİHM, iki yıl süren mahkemenin ardından geçen hafta kararını açıkladı:
İspanya haklı; herhangi bir özgürlük ihlali söz konusu değil..
Kararın dikkat çekici unsurları şöyle:
* Ulusal mahkemeler, ayrıntılı bir inceleme sonucunda söz konusu partiler ile ETA arasında bağlantı bulunduğu kararına varmıştır.
* İspanya’daki durum gereği söz konusu bağlantılar nesnel olarak demokrasiye tehdit olarak değerlendirilebilir.
* Kapatılma kararları, ilgili yasayla uyumludur ve meşru bir amaca hizmet etmektedir.
* Kapatılma kararları, terörizmi savunmanın kınanmasını gerektiren uluslararası ortam bağlamında değerlendirilmelidir.
* Söz konusu partilerin eylem ve söylemleri demokratik toplum kavramının dışındadır ve İspanya demokrasisine yönelmiş birer tehdittir..
* Tüm bu nedenlerden ötürü verilen ceza, meşru amaçla (demokrasiyi koruma) uyumlu ve işlenen suçla orantılıdır..
Benim okuduklarımda görmediğim, ama Türmen’in dikkat çektiği bir nokta daha var:
‘AİHM, Herri Batasuna’nın kapatılmasına yol açan beyan ve eylemleri, toplumsal çatışma ortamı yaratmaya yönelenler ve terörizmi destekleyenler olmak üzere iki grupta topluyor.
Bu eylem ve beyanların şiddeti desteklediğini, terörizmle bağlantısı olan kişileri övdüğünü belirtiyor. Şiddetin kınanmamasının zımnen onaylanması anlamına geldiğini vurguluyor.”
Bu saptamayı Türmen’in AİHM’nin son kararından Türkiye adına çıkardığı şu iki sonuçla birlikte okumak lazım:
(1) “Siyasal partilerin kapatılması sadece şiddet öğesine bağlanamaz. Siyasal partinin önde gelenlerinin ve üyelerinin beyan ve eylemleri bir bütün olarak ele alındığında, önerilen toplum modeli, demokrasinin temel ilkelerine uygun mu? AİHM’nin siyasal parti kapatmalarında kullandığı ölçüt bu... Demokrasi ile bağdaşmama sadece şiddetle sınırlı tutulamaz.”
(2) “Terörist eylemleri kınamama, bunları övme, terörist örgütlerle ilişki kurma siyasal partilerin kapatılmasında dikkate alınacak bir öğedir.”
Gerçek hukukun, insan haklarının ve demokrasinin olduğu yerlerde işler böyle yürüyor. Onun için de, insanlar refah, güvenlik, demokrasi ve özgürlükler ortamında yaşıyor.
Ya bizde? Bölücü terör bütün vahşetiyle ortada, devlete ve millete meydan okuyor. Kanunlar uygulanmıyor, kamu düzeni zaaf içinde. Teröristlerle alenen pazarlıklar yapılıyor. Örgüt, hücreden açıkça yönetiliyor. DTP’nin kapatılması için yıllar önce açılan dava bekletiliyor, bir türlü karar verilemiyor. Kan akmaya, şehit cenazeleri taşınmaya devam ediyor. Halk derin endişe içinde.
Bütün bunların adına da, “Demokratikleşme” ve “Özgürleşme” deniliyor. Bu zihniyetle hazırlanmış yeni “Demokratik Açılım” paketleri var. Dünyada ilk defa kanlı bölücü teröre, güvenlik ve hukukla değil, “Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük” le çözüm bulunacağı, “akan kanın durdurulacağı” ileri sürülüyor.
Ey akıl, ey vicdan neredesin? Ey millet uyan!..

Yazarın Diğer Yazıları