Hangi Kürt sorunu?

Türkiye bugünlerde, ne yazık ki, yeniden bir Kürt meselesi tartışmasının içine hızla sürükleniyor.

Aslında yıllardan beri bu mesele her dönem, hep konuşulur, hep tartışılır; fakat ne yazık ki kalıcı bir çözüme ulaşamaz.

Peki, bu konu neden sonuçlanamıyor? Neden biz, bu ülkenin yurttaşları olarak, dönüp dolaşıp bu gerilimin içine sürükleniyoruz? Bu çözülemez bir sorun mu?

Gelin, bu sorunun cevabını bulmak için kendimize şu temel soruyu soralım:

-Ülkemizde Kürt sorunu mu var, yoksa terör sorunu mu var?

Şunu net bir şekilde söyleyebilirim:

Bu ülkede bir Kürt sorunu yok!

Birlikte düşünelim; herhangi bir Kürt kökenli vatandaşımızın etnik kimliğinden dolayı sosyal hayatında bir sorun yaşadığını gözlemliyor muyuz?

Günlük hayatında gezerken, alışveriş yaparken ya da kahvede otururken sırf Kürt olduğu için bir ayrımcılığa maruz kalıyor mu?

Bugün herhangi bir Kürt vatandaşımız, mahkemeye gittiğinde "Sen Kürt’sün, al sana ceza" mı deniliyor?

Ya da hastaneye yattığında "Sen Kürt’sün, sana yatak yok" mu deniyor?

Sırf etnik kimliği yüzünden okumaktan men mi ediliyor?

Subay, astsubay olamıyor mu Kürt vatandaşlarımız?

Hâkim, savcı, bürokrat, daire başkanı, genel müdür, tıp doktoru, akademisyen, dekan ve rektör olamıyor mu Kürt’ler?

Siyasete girmelerine, parti kurmalarına engel mi var?

Kürt vatandaşlarımız milletvekili, bakan olamıyor mu?

Bu ülkede Kürt kökenli bir Cumhurbaşkanı olmadı mı?

Elbette oldu. 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ve 9. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, Kürt kökenliydi.

Hadi, Hülya Avşar, Yılmaz Erdoğan gibi Kürt kökenli ünlü sanatçılara da soralım;

Kürt oldukları için bir sıkıntı yaşamışlar mı, yaşamaya devam ediyorlar mı?

Benzer soruları siz de aklınıza getirin ve kendinize sorun…

Türkiye, tarih boyunca ırkçılık zihniyetiyle hareket eden bir ülke olmamıştır ve olmayacaktır.

Peki, o zaman neden dönemsel olarak bu tartışmalara dönüyoruz?

Terör örgütü silah bırakmıyor, kanlı eylemlerine devam ediyor ve gerekçe olarak da olmayan bir Kürt sorununu bahane ediyor.

Bugünün Türkiye'sinde, uydurma bir Kürt sorunu konuşulmasa neler konuşurduk?

Narin kızımızı katleden psikopatları konuşurduk…

Hastanelerde, bebekleri para için katleden yenidoğan çetesini konuşurduk…

Türkiye'nin başkentinde, en kıymetli kurumlarımızdan olan TUSAŞ'a ağır teçhizatlarla yapılan terör saldırısını ve sorumlularını konuşurduk…

Millî muharip uçağımız Kaan’ın test uçuşlarını, seri üretime ne zaman başlanacağını konuşurduk.

Daha neler, neler konuşuruz ama her nedense dönüp dolaşıp "Kürt meselesine" geliyoruz.

Bugün siyasilerin "Kürt sorunu var" demesi çok tehlikeli bir söylemdir ve bizi bölmek isteyen zihniyetlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözü hepimizin kulağına küpe olmalı.

Emperyalist ülkelerin siyasi çıkarlarını net bir şekilde görmezsek, bizi her zaman olduğu gibi karıştırırlar ve bu kısır döngü de devam eder…

Yazarın Diğer Yazıları