Hâkim Kılıç!
Sayın Başbakanın her gün yeni bir itirafına daha şahit oluyoruz. Bu sefer de Konya’da tuttu, “Yeni bir şey daha söylüyorum. Anayasa Mahkemesi’ni de dinliyorlar” deyiverdi. Bu sözleri ile Erdoğan âdeta Anayasa Mahkemesi’ne sahip çıkıyordu.
Sahi, bu saatten sonra Erdoğan Anayasa Mahkemesi’ne sahip çıkar mı?
Buna kargalar, twitterin güvercinleri dâhil bütün kuşlar güler. Gerçi kimsenin hak ve hukuktan bahsettiği yok, tam tersine, “Hukuk ne ki, biz sandığa bakarız” diyen diyene. Haşim Kılıç’a da AKP yönetimi böyle cevap verdi, “Sandık sonuçlarını doğru okuyamamış” dedi. AKP, hâkim kürsüsünü parçalayıp seçim sandığı yapan bir parti. Hangi mahkeme olursa olsun hukuka uygun bir karar aldığında hâkimleri hemen “Paralel yapının hâkimleri” oluyor, AKP de, “Türkiye’yi yargıçlar devleti haline getirtmeyeceğiz” ahkâmları kesiyor. Oysa milletin de, hâlâ kanun ve vicdanına göre karar veren hâkimlerin de istediği, “Hâkimler devleti” değil can çekişen “Kuvvetler ayrılığı” ilkesinin ölümüne engel olmak.
Meclis çoğunluğu olduğu için istedikleri kanunları çıkartabiliyorlar, yani:
Yasama, Erdoğan’ın elinde...
Askerinden polisine, MİT’inden Eğitimine, Devlet Denetleme Kurumu ve Sayıştay’ın uyarılarını dikkate almadan istedikleri icraatı hükümet oldukları hukuka uygun yahut değil ânında hayata geçirebiliyorlar.
Yürütme, Erdoğan’ın elinde...
Devlet imkânları ile yazılı ve görüntülü medyanın yüzde 90’ını ellerine geçirdiler.
Yani demokrasilerde 4’üncü kuvvet olan..
Medya, Erdoğan’ın elinde...
Geriye kala kala hukukun üstünlüğü kalıyor. Baklava çalan çocuğun adam öldürmüş gibi ceza aldığı ve fakat rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmış, bakanların önünde yatmaya hazır olduğu kişilerin Türk Bayrağı fonu ile “İyi” ve “Hayırsever insan” olarak temize çıkartıldığı hukukun da ne hallere düştüğü apaçık ortada...
İşte böyle bir zeminde Anayasa Mahkemesi hukukun ve milletin vicdanı olarak devreye giriyor, önüne gelen davalarda adaleti, yalnızca adaleti, hukuka uygunluğu dikkate alarak hem mağdur milletin umudu oluyor hem ülkesini uluslar arası alanda küme düşmesin diye varını yoğunu ortaya koyuyor. Gelin görün ki onun bu duruşuna iktidar tarafından saygı duyulmuyor. Hedefe konuyor, ağır eleştirilere maruz bırakılıyor.
Mahkeme Başkanı da tutuyor 52.Kuruluş Yıldönümünde, “Vicdan yolsuzluğu yapmayın” hukukçular “gömlek değiştirenler gibi değildir” diyerek, adaleti kendinize benzetmemeniz için elimizden geleni yapmaya oybirliği ile karar verdik diyor ve bunu muhataplarının gözünün içine baka baka söylüyor. Hedefe varmak için Papaz elbisesi giymek dahil önlerine çıkan her engeli silip süpürmeye odaklanmış ve buna alışmışlar ise Haşim Kılıç’ın bu tepkisinden ders çıkartacakları yerde, tutuyor, “Haşim Kılıç sandık sonuçlarını doğru okuyamamış” diyor, biz bunu senin yanına bırakmayız imalarında bulunuyorlar.
İnsan bir kere olsun, “Yahu acaba bu sözlerin küçük bir kısmı olsun haklı olamaz mı?” diye kendine sormaz mı?
Sormuyorlar, tehdit ediyorlar.
Amma görünen o ki, tehdit sökmüyor. Sökmeyecek. Çünkü Başkan “Haşim Kılıç” hukukun üstünlüğünü savunmayı cesaretle sürdürüyor, “Hâkim kılıç” laşıveriyor...