Günün sorusu: İktidar istemiyor musunuz?

MHP’nin 10. kurultayı, divan başkanlığına oybirliğiyle seçilen Yıldırım Tuğrul Türkeş’in “iktidar” diye haykırması ile başladı. Ancak gerek delegeler, gerekse, salonu dolduran partililerden çıt çıkmadı.. Bunun üzerine Tuğrul Türkeş, “İktidar istemiyor musunuz?” diye sordu ve “iktidar, iktidar iktidar” diye bütün salona bu kelimeyi tekrarlattı.
Devlet Bahçeli’nin camdan okuduğu konuşması, metin olarak iyi hazırlanmıştı. Bahçeli de “tek başına iktidar” hedefinden söz etti ve “Ülkücü; vefanın, zekânın ve vicdanın ağırlık merkezidir. Bu faziletlerin gereklerini lazım gelen her fırsatta yapmış, istenilen her durumda göstermiştir. Artık bu niteliklerini iktidarla pekiştirmeli, iktidarla perçinlemelidir” dedi. Hatta Bahçeli, bugünkü AKP’nin üç önemli makamı nasıl işgal etmekte olduğunu zikretmeden
“Ülkücü Cumhurbaşkanı, Ülkücü Başbakan ve Ülkücü Meclis Başkanı’nın aynı anda ve eşgüdüm halinde bulunması ve çalışması hayal değildir” dedi.

***


Bahçeli, kısık bir sesle, yorgun bir yüzle konuşmasını sürdürürken, son bölümde, sözlerine salondaki herkesin katılımını da sağladı. Başlangıçta hemen hiç renk vermeyen, hatta çoğunluğu ayağa da kalkmayan delegeler de bu bölümlerde heyecanlandı ve Bahçeli’yi alkışladı.
Bahçeli, “Başbakan’ın 2071 hedefinde Türk milleti yoktur, Türk kimliği yoktur, Türk yoktur, Türk vatanı da yoktur.
Etnik kimliklere geriletilmiş, iç sarsıntılarla felç edilmiş, Türküm demenin suç sayıldığı, Cumhuriyet’in mevta haline dönüştüğü bir Anadolu coğrafyası, Başbakan Erdoğan’ın isteği ve gizli gündemidir” derken ve iktidarı,
“Taif’te Allah Resulü’nü taşlayan müptezellerin ve şerefini devesinin heybesinde taşıyan Ebu Cehillerin varisleri, İmam-ı Azam’a işkence edenlerin torunları, Damat Ferit’in, Ali Kemal’in, Sait Molla’nın ve Şerif Hüseyin’in nesilleri” olarak suçlarken de alkışlandı..
Konuşma, tam bir tarih bilinci ile donatılmış, mükemmel bir metindi. Tabii MHP’ye yöneltilen eleştirilerin sebebi bu güzel söylemler değildir.
Bahçeli, “Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in, hain emeller karşısında sessiz, duyarsız, tepkisiz ve hareketsiz kalması asla düşünülemeyecektir” dedi ama MHP’nin, Türklük kavramı anayasadan çıkarılmak istenirken, konuşmaktan başka ne yaptığı konusunda bir şey söyleyemedi. Mesela, iktidarın milli bayramların kutlanmasına kısıtlama getirmesi karşısında, MHP’nin toplumsal muhalefete bile muhalefet etmesi, hatta iktidarın yanında yer alması bu sözlerle çelişiyordu..

***


Koray Aydın ise metne bağlı kalmadan irticalen konuştu ve AKP’nin ana muhalefetle birlikte Anayasa’dan Türklüğü çıkardıktan sonra devletin adını da Türkiye olmaktan çıkarabileceğini hatırlattı. Aydın, bu tablo karşısında bir şeyler yapmak gerektiğini bunun da ilk adım olarak MHP’yi toparlamaktan geçtiğini anlattı ve “Güçlü bir MHP’ye ihtiyaç var” dedi.
Aydın, Kur’an’dan esinlenerek “güzel sözlü bir ortam inşa etmek”ten “kötü sözlüleri tasfiye etmek”ten bahsetti.
Aydın, 2015 seçimlerine kadar, harekette bir gün bile bulunmuş herkesi bir araya getiren üç milyon üyeli, “Geniş bir aile” oluşturacaklarını, kendi içinde bütünleşmiş üç milyonluk bir aile olarak, “MHP her yerde” sloganında ifadesini bulan yöntemlerle Türk Milleti’nden tek başına iktidar isteyeceklerini, siyasi iktidarın maskesini indireceklerini, Türk Milleti’nin tehdidi algılayarak MHP’yi tek başına iktidar yapacağını söyledi..
Koray Aydın, çok dinamik bir görüntü sergiledi. Buna rağmen, bindirilmiş kıtalar sözünü kesince mecburen bir süre durakladı. Aslında bu, Bahçeli ekibinin, moral bozmak için ısrarla devam ettirdiği bir taktikti. Divan Başkanı Yıldırım Tuğrul Türkeş’in yerinde müdahalesi ile “sükunet” kısmen sağlandı ve Koray Aydın, konuşmasını tamamladı.

***


MHP’nin 10’uncu kurultayına hakim olan ana fikir, Türk kimliğinin bile tehdit altında olduğu bir ortamda “MHP’nin tek başına iktidar projesi” idi.
Seçim sonucunda MHP delegesinin Bahçeli ile devam kararı alması, söylemde AKP’nin yerden yere vurulması ama eylemde iktidarın bazı uygulamalarına destek verilmesi şeklindeki parti politikalarının onaylanması anlamına geliyor.
Şimdi bu durumda, MHP hangi iddia ile tek başına iktidar politikasını takip edecek ve Büyük Orta Doğu Projesi’nin eş başkanı olan AKP iktidarını, hangi dinamizm ile devirecek? Bugünkü üye yapısı ile MHP büyür ve alternatif olabilir mi?
Millet, elbette bu duruma bir çözüm bulacaktır.. Zaten iktidardan ve muhalefetten umudunu kesen milletin yüzde 60’ı, emperyalizmin yönlendiremeyeceği yeni bir oluşum beklemektedir..

Yazarın Diğer Yazıları