Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Günümüzde dalkavukluk!

Onca gazeteci, televizyoncu, akademisyen neredeyse yirmi dört saat yandaş oldukları siyasetçilerin yaptığını övmekle zaman geçiriyorlar.

Onların geçimleri ve kariyerleri yaptıkları övgülere bağlıdır.

Televizyondaki tartışma programlarına çıkarılan iktidar yanlılarının bütün yaptıkları sonuçta iktidarın yaptığının ne denli doğru, isabetli ve yerinde olduğunu savunmaktan ibarettir.

Bunlar bir boşluğu doldurmuyor aksine mevcut uygulamaları övüyor ya da onaylıyor.

Bu türlerin, bulundukları yerlerde tutunmak ya da tepelere tırmanmak için genel başkana, patrona ya da yönetime övgü dizmekten başka çareleri yoktur.

Yönetimin herhangi bir icraatını sorgulamak, eksikliklerini, yanlışlarını ve hatalarını ortaya koymak onların işi değildir. Aksine yönetimin icraatlarını hiç sorgulamadan onaylamak, baş sallamak, alkışlamak, yüceltmek ve övmektir onların işleri.

Bunun da ne yönetimlere ne de yapanlara faydası yoktur, zararı vardır.

Siyasette alkış şaşırtır. Yönetimleri kutsamak da herkesten önce onu kutsayanları köleleştirir.

Günümüz dalkavuklarının, tetikçilerinin, kraldan çok kralcılarının tarihi insanlığın tarihiyle başlar.

Dalkavukluğun tarihi bu yönden dikkatle izlenmelidir.

Sonuçta bugün "liderin yanlışı benim doğrumdan doğrudur", ona "dokunmak ibadettir", onda "...vasıfları vardır", lideri "gösteren televizyonu yere koymak caiz değildir" diyenlerin, Osmanlı döneminde yaptıkları işi yapan meslek erbabları vardı.

Onlar dalkavukluk mesleğini adam gibi yaparlardı. Herkes de bunu bilirdi.

Dalkavukluk nedir?

Osmanlı döneminde dalkavukluk diye bir meslek vardı. Bu meslek sahipleri başkalarını türlü yollardan eğlendirmeyi alenen iş, meslek edinmişlerdi. Nizamnameleri vardı ve yaptıkları iş karşılığı alacakları ücretin narhları vardı. Dalkavuğun görevi, özellikleri ve mesleğinin sınırları belliydi. Dalkavuğun ne yapacağını herkes bilirdi. Dalkavuk bir çeşit kadrolu elemandı. Hizmetinde bulunduğu efendinin elini, eteğini, ayağını öpmek dalkavuğun işiydi. Bu herkes tarafından bilindiği için de yadırganmazdı.

Kavuk, üzerine mutlaka bir şey sarılan serpuşa denirdi. Tüccar, memur, kibar, rical ve ulema kavuk denilen bu serpuşu giyerdi.

İşleri başkalarını eğlendirmek olan dalkavuk esnafı zelil adamlar kabul edildiğinden, onlara serpuş olarak eşrafın ve askerin giydiği külah giydirilmezdi. Kavuk ise daima üzerine bir şey sarılarak giyilen serpuştu. Bu zelil adamlara serpuş olarak kavuk seçildi ve toplum içinde derhal seçilmemeleri için de 'dalkavuk' olmaları, yani kavuklarına hiçbir şey sarmamaları emrolundu, bu suretle kendileri de alameti farikaları olan serpuşlarına nispetle 'Dalkavuk' adını aldılar.

Günümüzde dalkavukluk yapanlar bunu efendileri adına ve bir meslek olarak değil de gerçek adına, hak ve hakkaniyet adına yaptıklarını söylüyorlar. İşte bu yanlış ve yanıltıcıdır.

Dalkavuğun özellikleri!

Reşat Ekrem Koçu ünlü eserinde dalkavukluğu ve niteliklerini şöyle tasvir eder: "Kendi çıkarı, menfaati için bir zengine, veya devlet kapusunda yüksek mevki sahibine yardakçılıkta bulunan adam, uşaktan aşağı ve hatta şerefsiz, haysiyetsiz köleden zelil bir tiptir; bütün insani meziyet ve faziletlerden soyunmuş dalkavuk, bugünkü anlamda hacı yatmaz gibidir; para kaynağı yahut timsalin önünde eğilir, el, etek, ayak öper, ama her zaman menfaatini sağlar, maddi sıkıntı çekmemek anlamında ayakta durur; ayağını öptüğü kimse imkân ve kudretini kaybedince de hemen yeni efendilerinin huzurunda zilletle eğilir ve asla tereddüt etmeyerek düşen efendisinin aleyhinde bulunur. Dalkavuğu tokatlayıp kovabilmek çok zordur. Ülkeler fethetmiş serdarlar, cihangirler, tahtlar, saltanatlar devirmiş inkılapçılar bile nabızlarına göre şerbet vermesini bilen dalkavukluğu da beslemiştir."

Ortaya konulan herhangi bir icraat dalkavukça övülmeye, yüceltilmeye değil anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Yönetimlerin her icraatını yüceltmek ne kadar yanlış ve tehlikeliyse ön yargıyla eleştirmek, reddetmek, yerden yere vurmak da o kadar tehlikelidir.

Yazarın Diğer Yazıları