Gıda Terörü
Yediğimiz gıdalar ne kadar sağlıklı?
Bunların sağlıklı olduğunu nereden bileceğiz?
Kesinlikle bunu ayırt etme gibi bir lüksümüz yok. Sadece Tarım Orman Bakanlığı denetim yaptığında çıkan sonuçlar 5-6 ay sonra açıklanıyor ve bizde öğreniyoruz ne yediğimizi.
Mesela ben aylarca Türkiye'nin en büyük süpermarketinden aldığım sucuğun domuz etinden yapıldığını öğrendim.
Yine Ümraniye'de yılların esnaf lokantası yemeklerinde eşek eti kullanılıyormuş bunu öğrendik.
Yoğurta jelatin katandan tutun da kırmızı bibere ve çaya boya katan yüzlerce firma tespit edildi.
Bunlara ceza verildi ve hayat normale döndü.
Bakanlık geçen hafta yeniden denetim sonuçlarını açıkladı.
İstanbul'un en ünlü tantunicisi meğerse eşek ve at eti kullanıyormuş.
Yine ünlü bir çay firması rengin daha koyu olması için boya katıyormuş.
Hele bal konusuna hiç girmeyelim çünkü Türkiye'de artık neredeyse gerçek bal bulmak imkansızlaştı. Balcılar Derneği'nin başkanının bile markasında glikoz şurubu bulundu.
Sözün özü sağlığımız Allah'a emanet.
Burada sorgulanması gereken şu: Bu firmalar neden defalarca yakalanmasına rağmen neden bu işi korkusuzca sürdürüyor?
Bundan hem yasaların hem de insanların suçu var.
Önce insanların suçunu söyleyeyim:
Geçtiğimiz Kasım ayında bakanlık listesinde içinde at eti bulunduğu tespit edilen köfte markasını hatırlıyor musunuz?
Yanıtınız hayır!
Ya da ürettiği sucuğa domuz eti katan markayı?
Yine hayır!
Geçen gün Ümraniye'den geçtim. Bakanlık listesinde adı domuz eti kullandığı için geçen esnaf lokantasının halen açık olduğunu gördüm. Üstelik lokanta sağlığımız için sosyal mesafe kuralları uyguluyordu. Yani insanlar içerde yemek yemek için kuyruk bile bekliyordu.
Bunlar bizim hatalarımız.
Bir de devleti yönetenlerin hatası var.
O da cezaların caydırıcı olmaması. Dahası halkın sağlığı ile oynayanlara yeterince ceza veren yasaları yapmayanların hatası var.
Etin 1 kilosu 50 lira. Hasta bir atın fiyatı bin lira ve ondan en az 50 kilo et çıkıyor. Yine ülkemizde çok bulunan yaban domuzunun fiyatı beleş.
Bu insanlara verilen ceza onların bir iki günlük bilemeden bir haftalık kazancı.
Doğal olarak cezayı ödüyor ve işine devam ediyor. Bir dahaki denetimde o ürünlere rastlarsa yeni cezayı verecek yine işine devam edecek.
Nasıl olsa halk da hemen unutuyor. Fıstık gibi bir düzen.
Her türlü yasayı bir gecede çıkartan iktidar bu konuda ağır ceza içeren bir yasayı çıkartmak zorunda.
Aylardır gündemde olan ama bir türlü çıkmayan yasa için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mutlaka devreye girmesi gerekiyor.
Yoksa Türkiye'de gıda terörü bitmez!