Gerektiğinde oyunbozan olmak
Halkımızın büyük çoğunluğunun yeni anayasa yapılması hususunda bir talebinin ve sıkıntısının olmadığını, bu konuyu ülkeyi dönüştürmek isteyen siyasetçilerle bu konuda çaba sarf eden sivil toplum örgütlerinin gündeme getirdiğini sürekli olarak ifade ettim. Yeni anayasa için bir toplumsal mutabakat olduğu aldatmacasına inanılmamasını, bu konudaki propagandalara itibar edilmemesini söyledim. Yeni anayasa çalışmalarının ülkeye fayda değil, zarar getireceğini anlatmaya çalıştım.
Mevcut anayasa kimi rahatsız ediyor? Kimin hangi amacına engel oluyor? Bunu anlayabilmek için lütfen mevcut anayasayı baştan sona içinize sindirerek ve anlayarak okuyun. Okuduğunuzda bunun neresi sakıncalı diyecek, yeniden yapılmasının ne kadar yanlış olacağını göreceksiniz. Darbe anayasası damgasıyla haksız yere ve amaçlı olarak karalanmaya çalışıldığına şahit olacaksınız. Çünkü bu anayasa, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk Milletinin, bağımsızlığını ve bütünlüğünü ortaya koyan, kurucu iradeye, cumhuriyetin ilkelerine, Türk ve Türk Milleti kavramlarına sahip çıkan bir karaktere sahiptir.
Yürürlükteki anayasanın, demokrasi, insan hakları, özgürlükler hususunda vatandaşı rahatsız eden, kısıtlayan, onun huzur ve güven içinde yaşamasına, kanunlardan ve her türlü imkândan istifade etmesine engel olan neresi vardır? Yeni anayasanın nasıl olması gerektiğine ilişkin yapılan açıklamalardaki ana düşüncede, ülkenin kurucu iradesinin, kuruluş felsefesinin, cumhuriyet ilkelerinin, tarihi gerçeklerinin ve Türk kavramının dikkate alınmadığı görülmektedir. İdeolojisiz, ilkesiz, her yöne çekilebilecek kısa bir anayasa önerilmektedir. Böyle bir anayasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasası olamaz. Ne oldu da yeni bir anayasa ihtiyacı ortaya çıktı? Allah korusun ağır bir yenilgi aldığımız bir savaştan çıktık, devlet çöktü de yeni bir devlet mi kuruluyor? Yoksa büyük fetihler yaptık da, çok geniş bir alandaki toprakları ve insanları da yönetecek bir düzenleme mi yapılması gerekiyor? Yoksa ülke bir kaosa sürüklendi de, devlet işlemez hale mi geldi? Bunların hiçbiri olmadığına göre yeni bir anayasaya da ihtiyaç yoktur. Vardır diyenlere itibar etmeyin. Milletvekillerinin mevcut anayasaya sadakatten ayrılmayacaklarına dair yemin ettiklerini de unutmayın. Mevcut anayasada ihtiyaç duyulabilecek değişikliklerin, 175. maddeye uygun olarak halkı yanıltmadan ve ana esaslardan ayrılmadan yapılması her zaman için mümkündür.
Mecliste bulunan siyasi partilerden biri, kendi düşüncelerini yansıtarak ülkeyi dönüştürmeyi, ABD ve AB’nin isteklerini de dikkate alarak bir düzenleme yapmayı, başkanlık sistemiyle daha etkin olmayı, sürekli yönetimde kalmanın yollarını da hesaplayarak yeni bir anayasayla buna ulaşmayı öngörmüş olabilir. Bir diğeri, etnik esasların dikkate alınmasını ve hatta bölünmeye kadar gidebilecek bir sistemin oluşmasını amaçlamış olabilir. Bütün bu gerçekler ortadayken diğer siyasi partilerin tutumunu anlamakta güçlük çekiyorum. Diğer taraftan yeni anayasanın, sanki tüm kesimlerin katkısı ve uzlaşısıyla yapılıyormuş gibi bir hava yaratılması tehlikesine de dikkat çekmek istiyorum.
Sadece oyunbozan olmamak için sürecin içinde yer almak, düşünceleri ve fikirleri yeni anayasanın hazırlanması aşamasında ifade ederek arzu edilmeyen bir durum yaratılmasına engel olmak gibi bir düşüncenin her zaman geçerli olmayacağını, bir oldubittiyle ve ardından bir referandumla karşı karşıya kalınmasının da mümkün olabileceğini hatırlatmak isterim. Bir yazarımızın, daha ortada olmamasına rağmen, referanduma sunulacak yeni bir anayasanın %50’den fazla oy alabileceğini ifade etmesinin ne anlam taşıdığına da dikkat çekmek isterim. Onun için bazen oyunbozan olamamanın değil, oyunbozan olmanın daha uygun olacağını bilmek gerekir.