2015 seçimlerinde muhalefet partilerinin vaatleri arasındaydı 'emekli ikramiyesi'..
Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'a hatta Maliye Bakanı'na kadar çıkıp dediler ki;
-Bu bir hayal..
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek daha da köşeli konuştu o günlerde;
-Bekâra karı boşamak kolay. Emeklilere ikramiye bütçe açığını yüzde 70 artırır. Gerçekçi değil, ekonomiyi çökertir..
Eeee, demek ki oluyormuş.. Bunun için illa da seçim anketlerinde sıkışmanız mı gerekiyordu?
24 Haziran'daki sandık korkusuyla, Milletin iradesini 'Rüşvetle' satın alabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Elbette dünyanın her yerinde seçmenin büyük bölümü siyasi tercihini vaatlere göre, 'Bunun bana hayrı ne?' sorusunun cevabıyla belirler..
Ama bu kadar da göze sokulmaz ki.. O ki 'Bekâra karı boşamak kolay', 3 yıl öncesine göre ekonomide hangi olumlu adımlar atıldı ki, bugün verebiliyorsunuz..
Onu da bayramlarda 1000 lira olarak belirlemişler iyi mi?
Seçmene derim ki, acele etmeyin.. Elbette daha iyisini almak en doğal hakkınız.. Acele etmeyin ve yalana-dolana-talana akıtılan musluklar kesildiğinde, aslında kaç lira ikramiye alabileceğinizi haykıracak sesi bekleyin..
***
Dün sordu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener;
-Emeklilerimiz bunu hak ediyor. Madem imkan vardı, yıllardır bu haktan neden mahrum bıraktınız? Neden bu hakkı, hak olarak teslim etmeyip, bir seçim rüşveti gibi sunuyorsunuz?
Doğru soru.. Ekonomi bu kadar sıkıntıdayken 24 milyarı gözden çıkarabiliyorsanız, demek uçuyoruz-kaçıyoruz dediğiniz günlerde 50 milyarı gözden çıkarabilirdiniz.. O halde niye yapmadınız? Bunca yıldır emeklilerimizin hakkını neden teslim etmediniz..
Ya da bir başka deyişle, onların hakkını kimlere yedirdiniz?
***
Bu sorunun ardından diğer soruları geldi Akşener'in;
-Türkiye'nin bu imkanı varken, vatandaşın sırtındaki vergi, ceza, prim borçlarını hafifletmek için, İYİ Parti'den korkmanız mı gerekiyordu?
-Üniversitelerden atılan binlerce öğrencimizin okullarına yeniden kavuşabilmeleri için, İYİ Parti'den korkmanız mı gerekiyordu?
-Her seçimde kullanmaktan bıkmadığınız imar sorunlarını giderecek adımlar için, İYİ Parti'den korkmanız mı gerekiyordu?
-Mazot ve gübre fiyatlarıyla belini büktüğünüz çiftçilerimize, ekebilecekleri toprak verebilmek için, İYİ Parti'den korkmanız mı gerekiyordu?
-Yaşlılarımızın bir derdine derman olan aylıkları artırmak için, İYİ Parti'den korkmanız mı gerekiyordu?
***
Seçime 55 gün kala atılan her adım, şeker fabrikalarının haraç mezat satışı gibi yağmadır.. Emekli ikramiyesi, af, yaşlı aylığına zam gibi adımlar da rüşvet..
Rüşvet gibi sunulan da analarının ak sütü gibi helalleridir, haklarıdır..
Rüşvet almadan ya da vermeden yaşayamıyorlar.. Ne yapıcan, fıtrat bu..
***
Özrü kabahatinden büyük...
"Bir lider Genelkurmay Başkanı'yla görüştüğü için aday olmuyorsa hiç olmasın."
Bu sözü not edin bir kenara.. AKP Grup Başkan Vekili Bülent Turan'a ait..
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le yaptığı öne sürülen görüşme için yaptığı yorum bu..
***
Kimse çıkıp "Bir siyasi, bir başka siyasiye komutan gönderip 'Aday olma' dedirtiyorsa, darbecidir, siyaset yapmasın" diyen oldu mu bilmiyorum.. Ama söylenecek şey tam da bu..
'Özrü kabahatinden büyük' der ya büyüklerimiz.. Bu beyefendininki özür de değil, bildiğin sıvama..
***
Abdullah Gül olayı geçti gitti.. Bu garip der ki, şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi içindekiler düşünmeli.. Hem de kara kara.. Buradan da anlıyoruz ki, en küçük bir itirazlarında, kafayı kaldırmaya kalktıklarında kapılarını asker çalabilir..
Bize 'İleri Demokrasi' diye yutturmaya çalıştıkları şey bu.. Ben zaten söyleyeceğimi söylüyorum.. Kapıma askerimizi de gönderse, polisimizi de gönderse söylemeye devam edeceğim..
Asker adaylığına karşı çıktığı için 'Adayımız kardeşim Abdullah Gül'dür' denilen günlerden, Abdullah Gül'ün adaylığına asker marifetiyle engel olunduğu iddia edilen günlere geldik..
An itibarıyla iktidar partisi kadrolarının demokratik hakları da askıdadır artık..
Alın, yıllardır alkışladığınız 'Demokrasi Tiyatrosunu' tepe tepe kullanın.. Asker bedava, tehdit bedava, baskı bedava..
