Geber!..
Çaresizlik içindeki köylü Mersin'de "Anamızı ağlattınız!" diye isyan edince, Reis çok öfkelenip; "Ananı da al git!" diye azarlamıştı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Başbakan vatandaşına böyle tepki gösterirken yandaş medya bu olayı haber değerinde görmemişti. Adı üzerinde yandaş... Zaman geçince "Paydaş" oldular.
Çok değil 20 yıl önce yani AKP iktidara gelmeden sadece Konya Ovası'nda üretilen hububat bütün Türkiye'nin ihtiyacını karşılayabiliyordu. Devrin Tarım Bakanı Konya'yı ziyaret edip çiftçilerin sorunlarını, taleplerini dinlerken; üreticilerden birisi sulama için elektrik parasını ödeyemez duruma düştüklerini beyan edip, devletin yardımcı olmasını istedi. Bakan da Bakan dı ha!.. Sert sert bakıp: "Gözünüzü toprak doyursun!" deyiverdi. Anadolu'da "Gözünü toprak doyursun"un hangi anlama geldiğini 7'den 70'e herkes bilir. Yandaşlar telaşla "Tevil" yoluna gittiler. "Sayın Bakan" sözlerinin yanlış anlaşıldığını "Espri" yaptığını falan anlattı. Gözünü toprak doyursun denilen çiftçi tarlasını sürüp, ekip-biçemez hale geldi. Türkiye buğdayın yanında, nohut, mercimek, pirinç, fasulyede ithal eder hale geldi. Üreticinin gözünü toprak doyuramadı belki ama yokluk doldurdu.
***
Ve geçtiğimiz gün İstanbul'da, Türkiye'mizin rengi roman vatandaşlarımız sokağa çıkamayınca çoluk-çocuklarının aç olduğunu beyan ettiler. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Nail Noğay, lafı evirip çevirmeden "Geber!" diyerek kestirip attı... "Gebermek, zıbarmak, nalları dikmek" gibi güzel Türkçemizin ölümle ilgili zengin kelimeleri vardır. Devletin Müdür Yardımcısının "Geber!" kelimesi aynı zamanda emir kipi... "Öl" diye emir veriyor müdür yardımcısı. Ne de olsa aile ve sosyal politikalardan sorumlu... Neyse ki görevden alındığı açıklandı. Maazallah Soma'da madenci yakınını kaybeden vatandaşı tekmeleyen özel kalem müdür yardımcısı gibi "Davacı" olup, hastahane raporu falan alınmadı.
Tam da "Corona günlerinde aşk" romanı yazmanın fantazisini yaşarken "Geber" ile karşılaştık. Kendi adıma edebiyatçı değilim. "Geber"in romanını yazamam. Ancak üniversitelerimizin genç öğrencilerine "Tez konusu Geber"i öneriyorum. Gebermenin bilimsel açıklamaları o emir kipini sarfeden müdür yardımcısına pek gerekli. O'nu görevlendirenlere de...
Roman vatandaşlarımız müzik konusunda olduğu gibi mizahda da yeteneklidir. "Geber!" emrine karşılık neler üretirler neler... Sosyal medyanın orantısız zeka sahibi fenomenlerinden "Derin analizler" bekliyoruz.
***
Vatandaşa "Geber" denilirken itibardan tasarruf edilmiyor... Sarayın 13 ayrı uçağından birinin satışı ile sağlık ekipmanlarının nasıl alınacağı hesapları kafaları karıştırmaya yönelik olmalı. Biz "Gebermeyi" tartışırken Saray'dan 14 yeni araç için ihale açıldı haberi patladı. Lüks araçlarda perde ve buzdolabı da olacakmış. Şu buzdolabı meselesine taktım kafayı. Araçda buzdolabı şartı sakın geberenler için morg olarak kullanılmasın.
Son olarak "Geber" emri veren Nail Noğay'ın görevden alındıktan sonra "Terfi ederek hangi göreve getirileceğini"de merak ediyorum. Böylesi pratik zekaya sahip bir müdür yardımcısı mutlaka önemli bir makamda görevlendirilmeli... Hak edenleri gebertmeli... Sezen Aksu'ya kulak verelim "Geberiyorum aşkından" şarkısı ne de güzel gider değil mi?