Gazetecilik yapmak!..
Gazetecilik mesleğinin en keyifli en heyecanlı tarafı "polis-adliye muhabirliği"dir. Dünden bugüne başarılı gazeteci ve yazarların çoğunluğu "polis-adliye muhabirliği"nden gelmişlerdir. O aşamayı katetmeme rağmen adliye koridorlarından, duruşma salonlarından kopamıyorum. Peşinen "etek boyu ile uğraşan hakim ve savcı" görmediğimin altını çizeyim. Etek boyu ile uğraşan TBMM çatısı altında "milletvekili" sıfatı taşıyanları tanıdık. Lakin etek boyunun cm ile ölçüp fotoğrafını çeken hakime ilk defa rastlıyoruz. Neyse ki Adalet Bakanlığı bu ayıptan hızla kurtuldu. HSYK anında o hakimi görevden aldı. Asıl merak ettiğim böylesi hakimlerin verdiği kararlar. Geriye dönük verdiği kararlar incelenirse "hukuksuzluk" bulunanlar olabileceği konusunda şüphem var. Bakalım bunu araştıracak kurum bulunacak mı?
Dün yine adliye koridorlarını aşındırdım. Bu defa kendi davam değil. Ablamın, Odatv Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız'ın duruşmasındaydım. Müyesser, Odatv kumpasından önce benim Silivri duruşmalarını takip edişime hayret eder. "Keşke benim de imkanım olsa da takip etsem" derdi. 15,5 ay sonunda hapisten çıkar çıkmaz daha evine gitmeden başladı duruşmaları izlemeye... Hızını alamadı. Ankara'daki 15 Temmuz darbe girişimi davalarını sürekli takip eden tek gazeteci. Yazdıkları can yakıyor. Birilerini fena halde rahatsız ediyor. Yıldız'ın yazdıklarında asla yorum yok. Tutanaklara geçen ifadeler ve savunmalar var.Yıldız, haberlerinde "Gizli tanık" rezaletine de dikkat çeker. Nitekim "Gizli tanık Kod Abdullah"ın SEGBİS kayıtlarındaki söylediklerini yazdı. "Kod Abdullah"ın 15 Temmuz öncesi ve sonrası verdiği ifadeler yüzünden ceza alan, soruşturulan kişileri uzun uzun tartışmaya niyetim yok. Kod Abdullah, eski Genelkurmay Başkanı şimdinin Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar hakkında ciddi iddialarda bulunmuştu. Mahkeme kayıtlarında mevcut. Müyesser duruşmada tanık olduklarını yazınca Bakan bey, Kod Abdullah yerine Müyesser'i mahkemeye verdi. Hem ceza davası açtı. Hem de 250 bin TL tazminat talebinde bulunuyor. Yıldız da karşı dava açtı. "5 TL"lik tazminat davası açan Müyesser Yıldız'ın avukatı yakın arkadaşım benim de davalarımı savunan Erhan Tokatlı... Erhan Harb Okulu'ndan arkadaşım. Balyoz ve Askeri Casusluk Kumpaslarında "Hukuk Savaşı" vermiş bir "Adalet Avcısı"... Tokatlı, "Hükümete muhalefet etmeyi gazetecilik zannediyorlar" diyen Milli Savunma Bakanı'na karşı "Bu tip davalar semboliktir. Haksız zenginlik getirmemeli. 5 TL sembolik rakam" açıklaması getiriyor. Yıldız ve avukatı Erhan Tokatlı tüm iddiaları boşa çıkarmasına rağmen halen karar çıkmadı. Ankara 7'nci Asliye Hukuk Mahkemesi, 35'nci Asliye Ceza Mahkemesinin kararını beklemek için duruşmayı 7 Kasım'a erteledi. 24 Ekim'de görülecek ceza davasının iddianamesinde ise Savcı "Müyesser Yıldız'ın gazetecilik yapmasının engellenmesi"ni talep ediyor. "Vay be!" dediğinizi duyar gibiyim.
Gazetecileri sindirip yazdırmamayı amaçlayan benzeri yüzlerce dava var. Peki gazeteci susacak mı? Müyesser hukuksuzlukları takip ettiği için sıkça tehdit ediliyor. Biz de Yıldız gibi hukuktan yana olanların davalarını yakından takip etmeye devam edeceğiz...