Gazeteciler Cemiyeti’nden gazeteciler şikâyetçi
Üyesi olduğum Ankara’daki meslek kuruluşumuzda yaşananları bir grup gazeteci üye önemli bir açıklama yaparak şöyle duyurdu:
“Gazeteciler Cemiyeti, bir zamanlar üyelerinin sorunlarına çözüm arayan bir örgütken, bugün birkaç kişinin keyfi yönetimine dönüşmüştür.
Bu keyfi yönetim, üyelere bilgi vermek şurada dursun, kararları ve uygulamaları Yönetim Kurulu üyelerinden bile gizlemekte, kişisel çıkarlar doğrultusunda yürütmektedir.
Bu duruma son yıllarda hepimiz tanık olduk, artık bu haksızlıklara ve yanlışlara bir an önce dur demek zorundayız.
Gazeteciler Cemiyeti hepimizindir; bir kişinin ya da grubun değil. Bu duruma son verme zamanı gelmiştir!
Bugüne kadar birçok hata yapılmış ve Cemiyetimiz, üyeler nezdinde hak ettiği itibarı yitirdiği gibi, kamuoyunda da tarafsızlığını kaybetmiştir.
Kendi çıkarları peşinde koşan yöneticiler, Cemiyetin itibarını zedelemekte, üyelerin güvenini sarsmaktadır.
Bu hatalarla Cemiyet maddi ve manevi olarak çok zor duruma düşürülmüştür.
Vakıf kurulmak istenmesinin ardında yatan:
“Cemiyeti koruma” bahanesiyle, bütün üyelerden ve yönetim kurulundan gizlenerek bir vakıf kurma girişimi gerçekleştirilmiştir.
Bu vakıf, yıllardır sahip olduğu tüm mal varlığını Cemiyet uhdesinden kopararak, kayıtsız şartsız 16 kişilik bir grubun kontrolüne bırakmayı amaçlamaktadır.
Sorumluluk sahibi bazı üyelerin itirazlarıyla Vakıf Senedi mahkemeye taşınmış, yürürlüğe girmesi önlenmiş ve senet şu anda İstinaf Mahkemesi'nde incelenmektedir.
Bu vakıf eğer kurulursa, Cemiyetin tüm mal varlığı her türlü alım satım yetkisiyle, bir daha geri alma şansı olmaksızın, bu 16 kişilik gruba devredilecektir.
Oysa yarım asırdan bu yana Gazeteciler Cemiyeti uhdesinde bulunan bu mal varlığı tüm üyelerin hakkıdır!
Gazetesini yitiren Gazeteciler Cemiyeti:
Gazeteciler Cemiyeti’nin 43 yıldır kesintisiz yayınladığı “24 Saat Gazetesi” artık basılmıyor.
Yönetim zafiyetinden kaynaklanan nedenlerle gazetemiz yönetim tarafından kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıkla “sudan ucuza” elden çıkarılmıştır.
Türk basınının yüz akı olması gereken bir kurum, nasıl olur da yönetim zafiyeti yüzünden kendi gazetesini basamayacak duruma gelir?
Kaynaklar gizli dağıtılıyor:
Cemiyetin parasal kaynaklarının varlığı, kullanımı ve harcanması tam bir gizlilik içinde yürütülmektedir.
Cemiyet adına Avrupa Birliği’nden sağlanan milyonlarca liralık projelerde de şeffaflık yoktur
Bir kaç Yönetim Kurulu üyesi kendi tespit ettikleri maaşlarla yönettikleri projeler hakkında değil üyelere, yönetim kuruluna bile bilgi vermemekte, her türlü bilgi talebini reddetmektedir.
Kamu yararına çalışan bir dernekte böyle bir yönetim anlayışı kabul edilemez.
Mal varlığı değer kaybediyor:
Cemiyetimizin çok değerli mal varlığı risk altındadır.
Yönetim, Kaş, Kalkan ve Gölbaşı’nda esasen ihalesiz olarak yaptırılmış olan kimi oteller, villalar ve arazilerden oluşan çok değerli taşınmazlarını üyelerin çıkarları doğrultusunda değerlendirememekte bunları birkaç kişinin kontrolünde bırakarak her türlü kuşkuya açık tutmaktadır.
Oysa Gazeteciler Cemiyeti’nin bu varlıkları 2 bine yakın üyenin ortak kazanımıdır, bir kaç kişinin şahsi çıkarına hizmet edemez.
Gazeteciler Cemiyeti tarihinde ilk kez bu kadar büyük bir “itibar kaybı” ile karşı karşıyadır.
Hepimizin ortak değerlerini ve Cemiyetimizin geleceğini korumak için harekete geçme zamanı artık gelmiştir.
Cemiyetimize sahip çıkalım, yarın çok geç olabilir.”
Değerli okurlarım,
Gazeteciler Cemiyeti için olan iddialar görmezden gelinemez.
Sadece Ankara’daki Gazeteciler Cemiyeti’ni değil mesleki sorunlarımız ile meslektaşlarımızın sorunlarına destek vermeyerek pasif kaldıkları için tüm basın meslek kuruluşlarını ben de eleştiriyorum.