Garabet
Türkiye'de yaşadığımız hukuki garabet Tek Adam yönetimine dayanan krallıklarda ve Afrika'nın en ilkel kabile devletlerinde bile görülmemiştir
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde "Erk"ler arasında birbirine inanç ve güvenç olmalıdır. Yasama, yürütme ve yargı hiç kimsenin keyfiyetine uygun düzenleme yapmamalı ve hiç kimsenin kanun ve mevzuat dışına çıkmasına müsaade edilmemelidir.
Mesela hakkı ve hukuku ihlal edilen bir durum varsa savcılık o dosyayı hazırlayıp hakime ibraz etmek zorundadır. Hakim dosyada talep edilen konuları karara bağlamakla mükelleftir.
Seçimi kaybeden Recep Tayyip Erdoğan, YSK'ya adeta emir verircesine, Yeter artık gırtlağıma kadar geldi. Daha ne duruyorsunuz diyerek YSK Başkanı Sadi Güven'e aba altından sopa göstermiştir.
YSK, AKP'nin yapmış olduğu itirazı hem esastan hemde usulden inceleyerek bir karara bağlaması gerekirdi ancak, Türk demokrasisine kara bir leke kabul edebileceğimiz bu hukuki garabet tıpkı 27 Mayıs cuntası gibi yıllar sonra gelecek nesiller tarafından da tartışılacak ve hayırla yad edilmeyecektir.
Aynı sandığa konulmuş oylar içerisinde birisini gayrimeşru sayıp diğerlerini meşhur saymak hukukun temel ilkelerini çiğnemekten öte vicdanları kanatan bir durumdur. Zannederim bu olaydan sonra ahlakın yeniden tanımını yapmak gerekiyor Türkiye'de...
Bu kararla Ekrem İmamoğlu değil adalet infaz edilmiştir. YSK takvimine göre sandık kurullarına olan itirazın 2 Mart 2019 tarihine kadar yapılması gerekirdi. Bu tarihe kadar itiraz edilmediği ne göre YSK hangi gerekçelerle bu itirazları yeniden gündemine almıştır.
YSK Başkanı sayın Sadi Güven sandık başkanı ve üyelerinin görevlerini kötüye kullanmalarına ait bir tespit veya şikayet yapılmışsa burada seçimin iptalini değil sadece şikayete konu olan kişilerin hakkında bir adli sürecin başlatılması gerekmez mi?
Vatandaşlarımızın kullandığı oy zarfının içerisinde büyükşehir belediye başkanlığı, ilçe belediye meclis üyeliği, ilçe belediye başkanlığı ve muhtar adayları ile ilgili dört ayrı oy kullanılmıştır. YSK üyelerinin diğer oyları geçerli kılarak sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal etmesi bu kararın dürüstçe verilen bir karar olmadığını ortaya koymaktadır.
Anlaşılan Sayın Erdoğan mağdur edilerek hapse girdiği ve kendisine haksızlık yapıldığı o günlerin acısını hiç unutmamış.. İncinsen de incitme diyen Hacı Bektaş Veli felsefesini hiç okumamış. Kendisine oy veren insanlar için yüzde elliyi evlerinde tutmakta zorlanıyorum derken, kardeşi kardeşe düşüreceğini iç barışı ortadan kaldırmanın nelere mal olacağını hiç hesap edememiş..
Bu hukuki garebete yol açanlara gönül dostum Ozan Garip Yadigar'ın bir şiiriyle sesleniyorum:
Bu halkı hiç anlamadın
Niye kula kulluk ettin?
Vicdanları dinlemedin
Niye kula kulluk ettin?
Aklın uzun boynun kısa
Hiç etmedin bir gün tasa
Ne yazıyor anayasa
Niye kula kulluk ettin?
Kanunları hiçe saydın
Oy vereni suça saydın
Hep bir oyu kaça saydın
Niye kula kulluk ettin?
Kazanana hayır dedin
Sonra yolun bayır dedin
Feriştaha buyur dedin
Niye kula kulluk ettin?
Ramazan'ın tam ilk günü
Gönülleri ektin kini
Affeder mi bu halk seni
Niye kula kulluk ettin?
Yadigarın derdi bindir
Kor yüreği kalbi tandır
Son durakta bizi indir
Niye kula kulluk ettin?