G. Saray mezunu bir Beşiktaşlı
Ergun Kaftancı kendisine CHP İl Başkanı Canan hanımla ilgili soruya şu karşılığı vermişti; "Onun soyadı Kaftancıoğlu, benimki Kaftancı. Ayrıca o Karadenizli, ben Akdenizliyim". Meslek büyüğüm Antalya doğumluydu. Çok renkli hayatı oldu. Örneğin G.Saray Lisesi'nden mezun olup Beşiktaş takımına sevdalı ender isimlerdendi.
Diğer ilginç kararı Cerrahpaşa Tıp'ta okurken Edebiyat Fakültesi'ne geçmesiydi. Bu da bir yerde gazetecilik mesleğine karar vermiş olmasındandı.
Ergun ağabeyimle üç kez aynı yayın organlarında çalıştık. Son buluşmamız bildiğiniz gibi Yeniçağ'da oldu. Başladığımda ilk kutlayandı. Haberciliği her zaman müthişti. Yönetim kademelerinde görev aldığı gazete ve dergilerde en büyük özelliği adam yetiştirmesiydi. Benim için bir başka güzelliği Babıali'de bana kazık atmaya çalışmayan 2-3 isimden biri olmasıydı.
Ayrılırken bile çalıştırdı
Onunla ilgili anılarım oldukça fazla. Bugün birine yer vermek istiyorum: İsmini vermek istemediğim bir gazeteden ayrılma kararı aldım. Burada yazı da yazıyordum. Kaftancı yazıişleri müdürümüz. Ani kopmama rağmen son gün bile bana zorla yazımı yazdırdı. Süratle sayfaya yerleştirdi.
Dosttu, vefalıydı ve çok iyi Beşiktaşlıydı. "Ben Türk milliyetçisiyim ve Atatürkçüyüm" derdi. Mekanı Cennet olsun. Ailesine, yakınlarına ve meslektaşlarına başsağlığı diliyorum.
***
Hepsi yalan bunlar sahi
"Çok net biliyoruz, İYİ PARTİ'yi seçime sokmayacaklardı". Bu sözleri Fox TV'nin Çalar Saat'inde dün sabah Ümit Özdağ'ın ağzından duyduk, sonra ilave etti; "Grup kurmamıza rağmen, YSK'nın iki üyesi aleyhimizde oy kullandı".
25 Nisan günü bu köşenin başlığı "Bunlar İYİ PARTİ'yi seçime sokmazlardı" idi. İki gün önce de "YSK'nın geçmişteki eylemleri"nin bir bölümünü yayınlamıştım. Kişisel kanaatim YSK'nın her an her şeyi yapabilecek yapıda olduğu. İYİ PARTİ daima teyakkuzda olmalı.
Bu arada Devlet Bahçeli ve şurekâsı, Meral Bacı ve arkadaşlarını karalamak için son salvolarına başladılar. Bahçeli bugüne kadar görülmedik, işitilmedik bir ihbarda bulundu; "Cumhurbaşkanlığı için imza verenlerin GBT'si incelensin". Yani "Bunlar FETÖ'cüler" diyor. Hatta daha ileri gidip "FETÖ'nün seçmen ayağı" deyimini kullandı. Alın size "Göbels usulü bir iftira" daha.
Amaç belli. Yüz binlerce isim arasından birkaç Bank Asya mudisi çıkarsa "Gördünüz mü?" diye bağırıp ortalara atılacaklar. En büyük güvenceleri ise YSK. Yeni bir Balgat oyununun hazırlıkları demek mümkün. İmzalar tamamlandıktan sonra, bunları teker teker inceleyecek birini tanıyorum; "Semih Yalçın". Zaten adamın bütün işi bu. "Bip at izi kalsın uzmanı". Kendisine 60 yıl öncenin radyo reklamıyla gönderme yapacağım; "Demirbank, hayırlı işler diler".
***
CHP'nin seçimi
Ana Muhalefet'te iki gün içinde hava döndü. Kılıçdaroğlu tercihini Muharrem İnce'den yana kullandı. Bunda en önemli etken Yalova Milletvekilinin "Cerbezeli konuşmacı" olmasıydı. Bir de Güneydoğu kökenlilerin "ikinci tercihi olabilir" varsayımıydı. Hani insanın aklına üçüncü olasılık da gelmiyor değil; "ellerinde kadehlerle Türkiye'yi kurtaran Papirüs Bar solcuları". Neyse, hepsine birden başarılar dilerim. Sonucunu da şimdiden yazayım; "Mahalli seçimlerde İstanbul Belediye Başkan adaylığı". Bu falcılığı da bir kenara kaydedin. İlerde hatırlarsınız.
Farkında mısınız bilmem, son haftalarda anketler açıklanmıyor. Gürkan Hacır'a göre "sonuçlar, iktidarın düştüğü durumu ortaya koyuyor" ondan. Çarpıtmalarla idare ediliyor. Bu görev ise ekran borazanlarında.
***
HDP'nin durumu
Bu millet kavga izlemeyi sever, kavgacıdan hoşlanmaz. Her zaman mağdur gördüğünden yana tavır koyar. Bugün 100 civarında belediye başkanının içeride olduğunu biliyoruz. Atanan kayyumlarla oy toplayacaklarını sananlar yanılıyor. Hele Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde olması HDP'yi tam anlamıyla birleştiriyor. Seçmenini kenetliyor. Ak Parti yatırımı yapanlar ve Kılıçdaroğlu'nun "ince hesabı" sonuç vermez. HDP en çok oyu İstanbul, İzmir ve Bursa gibi yerlerden toplayacaktır. Bir de nokta atışı yapayım; Cihangir'den!
***
Tarihi zafer
Cevat Kula, Cevdet Gürkan, Eyüp Öncü ve Saim Polatkan'ı rahmetle andık. Bu dört asker binicimiz tam 80 yıl önce Mussolini Kupası'nı kazanmışlardı. Hem de Hitler'in "Ağabey" diye hitap ettiği Duçe'nin elinden. Orhan Ayhan'la anılarla bezendi. Şerefli mazimizle iftihar ettik. Atların insanlarla kurduğu inanılmaz duyguyu anladık. Sahibinin mezarı başında ağlayan atla biz de ağladık. Roma'nın, sporun hemen her dalında bizim için önemini yaşadık. Atatürk'ün binicilik sporuna verdiği değerle iftihar ettik.