Fukaraya bayram tuzağı
Kurban Bayramı eskiden fakir fukaranın bayramıydı. Şimdi ise gıda manipülatörlerinin bayramı haline geldi.
Kurban bayramına daha henüz 2 aya yakın bir süre var ama etin kilosu şimdiden 50 TL’ye dayandı.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi, besicileri fırsatçılık yapmakla suçladı.
Konsey Başkanı Mustafa Bıcakçı’ya göre, kurbanlık piyasasını bekleyen besici elindeki hayvanları kesime göndermiyor ve fiyatların yükselmesini sağlıyor.
Konsey’e göre, et ithalatı kaçınılmaz.
Burada çok ciddi bir sorun var. Çünkü bu sorun sadece bu bayram öncesi ortaya çıkan bir olay değil. Bu sorun Türkiye’de son 10 yıldır yazılan bir senaryonun hayata geçirilmesi.
Et fiyatları son 10 yıldır manipüle ediliyor. Her ramazan öncesi fiyatlar artıyor. Gerekçe ramazanda talebin fazla olması. Ramazan bitiyor ama fiyatlar yine düşmüyor. Bu defa gerekçe daha farklı.
Tıpkı Ulusal Kırmızı Et Konsey Başkanı’nın dediği gibi.
Kurban bayramı geliyor diye hayvan satışı duruyor. Böyle de olunca fiyatlar iki bayram arası resmen yüzde 10’un üzerinde artıyor.
Kurban bayramı aradan çıkıyor ama et fiyatları yine düşmüyor.
Bu defa da gerekçe yine benzeri.
Kurban bayramı nedeniyle hayvan telebi fazla oldu, yeterli üretim yok!
Allah aşkına koskoca Türkiye’nin içine düştüğü duruma bakar mısınız?
Üç beş besici toptancısı koskoca bir ülke ile adeta alay eder gibi fiyatları manipüle ediyor ve devlet sadece seyrediyor.
BESİCİLİK AZALIYOR
Türkiye’de besiciliğin azaldığı bir gerçek. Kesimlik besi hayvan sayısında düşüş var. Bunun en önemli nedeni meraların artık bir bir yok olması. Tıpkı şehirlerde yeşil alanların yok olması gibi meralar yok olup gidiyor. İstanbul yakınlarındaki en büyük mera malesef 3.havalimanı inşaatı nedeniyle yok oldu. Buradaki binlerce hayvan kasaplara gitti. Devletin ciddi bir hayvancılık politikasının olmaması malesef tarımı bitirdiği gibi hayvancılığı da bitiriyor. Ancak tüm bu gelişmeler yine de fiyatların birileri tarafından kafasına göre belirlenmesi anlamına gelmez. Bu fiyat oyununu bozacak tek şey ithalatın serbest bırakılması. Tabii ki ithalat yapacak şirketin ciddi denetlenmesi ve getirilecek hayvanların Türkiye’ye sokulmadan çok iyi sağlık taramasından geçirilmesi gerekiyor.
Ruslar ülkesine Türkiye’den gelen neredeyse her domatesin analizini yapıp en ufak bir ilaç veya hastalık işaretinden hemen geri iade ediyor. Rusların bu hassasiyetini Türkiye de göstermek zorunda.
AT VE EŞEK ETİ
Tarım Bakanlığı geçtiğimiz hafta bir çok firmayı denetledi ve yine bazı ünlü restoran ve sucuk şirketlerinde at eti kullanıldığını belirledi. Bakanlık bu firmaları tek tek teşhir etti. Ancak bakanlık bunu yaptığında biz o at ve eşek etini yemiş bitirmiştik. Alınan numunelerin aylar sonrası analizinin bitmesinin hiç bir anlamı yok. Önemli olan bu tür ürünlerin imalat yerinde denetlenmesi. Yoksa market vitrininden bir taneyi alıp inceleyip sonucu 2 ay sonra açıklamak değil. Gerek fiyat manipülasyonu gerekse sağlıksız ürünlerin satılması konusunda maalesef Türk halkı çok sahipsiz.
Yıllar önce dönemin Bakırköy Belediye Başkanı rahmetli Yıldırım Aktuna hergün denetime çıkardı. Bir gün bir lahmacun salonundaki etin bağırsaklardan yapıldığını görmüş ve o işyerinin kapatılması talimatını vermişti. İş yeri sahibi başkana tepki göstererek, “başkanım bağırsaklar kötü değil ki, at, eşek eti yiyen millet için bu nur nimet” demişti.
İşte bir Türkiye gerçeği daha!