Fransız Dr. Perronne: "Bu aşılarla GDO'lu domates gibi olacağız!"
Birgül Göker Perdisa, bir süre önce İtalya'daki aşı tartışmalarını, Türk kamuoyuna yansıtmıştı. Dr. Stefano Montanari, "Korona virüse karşı aşı diye tutturmaları tam bir küresel sahtekârlık. Hızla mutasyona uğrayan, antikor oluşturmayan korona virüse karşı aşı hiçbir işe yaramaz." demişti.
Aşı üreticileri ise bu bilimsel iddiaya karşı "Aşı, yeni mutasyonlar üzerinde de etkilidir" diye açıklamalar yaptı.
***
Birgül Göker Perdisa, bu konuyu da takip etti. İtalyan gazeteciler, "Mutasyona uğramış korona virüs için aşıları ne zaman test ettiler, ne zaman olumlu sonuç aldılar? Ortada açıklanan hiçbir resmi veri yokken böyle bir açıklamayı nasıl yapabiliyorlar?" sorusunu Dr. Stefano Montanari'ye yönelttiler.
Montanari şöyle dedi:
"Bir terzi düşünün diktiği elbisenin 1.90 boyundaki bir insana, 1.50 boyundaki bir insana, 120 kilo olan bir kişiye, 60 kilo olana kişiye de uygun olduğunu söylüyor. Durum bundan ibaret... Farklı ülkelerde farklı ilaç şirketleri tarafından üretilmiş bu aşıların hepsinin aynı olduğu düşünülemez. Bu aşılarda kullanılan mikro organizmalar ile ek maddelerin listesini istemek ve bağımsız laboratuvarlarda bu aşıların analizlerinin yapılabilmesi için numune talep etmek hakkımızdır. Aşı yaptıran kişiye imzalattırılan medeni ve cezai dokunulmazlık belgesi bu aşıları reddetmek için yeterli kanıttır aslında."
***
Perdisa, "Dr Montanari'nin sözünü ettiği bu belge, İtalya'da korona virüs aşısı yaptıran kişilere imzalattırılıyor; aşı yaptırdıktan sonra ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarında tüm sorumluluğun kendisinde olduğunu bir imzayla kabulleniyor kişi. İlaç şirketleri dava edilemesin diye... İtalyan avukatları da mecbur bırakılan vatandaşı koruyabilmek için farklı bir belge hazırladılar; içeriği özetle 'aşının yan etkilerinin sorumluluğunu sağlık kurumu, aşıyı yapan doktor ve sağlık personeli üstlenir' biçiminde... Şayet doktor ya da sağlık kurumunun idarecileri, bu belgeyi imzalarsa mecbur bırakılan vatandaş aşısını yaptırıyor, aksi takdirde aşıyı reddetme hakkı var." diye bilgi verdi ve uzun süre Paris'te bir hastanenin bulaşıcı hastalıklar bölüm başkanlığını yapan Fransız Prof. Christian Perronne'in görüşlerini nakletti:
*"Aşıların geliştirilmesi ve değerlendirilmesi aceleye getirildi ve şu ana dek bu aşıların etkinliği ya da tehlikeleri hakkında hiçbir bilgi ve belge yayımlanmadı. Sadece bu endüstriyel ilaç firmalarının yaptıkları basın açıklamalarına sahibiz.
*İşin en kötü yanı da, bize sunulan bu 'ilk aşılar' aslında aşı değil, gen tedavisine yönelik ürünlerdir. Vücudumuza enjekte edecekleri ribonükleik asitler, kendi hücrelerimizin virüsün parçalarını üretmesine neden olacak. Bu tür bir aşının sonuçlarını kesinlikle bilmiyoruz, çünkü ilk kez insan üzerinde deneniyor.
*Vücudumuza enjekte edilecek yabancı bir RNA, DNA'mızı kodlayabilir ve daha sonra kromozomlarımıza entegre olabilir. Bu nedenle, genlerimizi kalıcı bir biçimde dönüştürme konusunda gerçek bir risk var. Spermlerin ya da yumurtaların nükleik asitlerini değiştirerek bu genetik modifikasyonların çocuklarımıza, gelecek kuşaklara dahi aktarılma olasılığı var.
*Gerçeğe aykırı olarak 'aşı' diye adlandırdıkları bu gen terapisini destekleyenler ve teşvik edenler, sadece Fransızları değil, diğer tüm dünya vatandaşlarını kobay olarak kullanmak niyetindeler. Mısır ya da domates gibi genetiği değiştirilmiş ürünlerden olmak istemiyoruz.
*Dehşete düşmüş durumdayım, çünkü her zaman aşılardan yana oldum ve aşı politikalarını oluşturan kurumlara yıllarca başkanlık ettim. Bugün bu son derece endişe verici plana dur demeliyiz. Louis Pasteur mezarında ters dönmüştür."