Hükmümüzü baştan söyleyelim: Paris’teki saldırı Fransa derin devletinin işidir. Almanya, Hollanda, Fransa velhasıl AB ülkeleri genelinde İslamafobi yükselen değer haline geldi. İslam düşmanlığı yapan siyasi partiler oylarını her seçimde biraz daha artırıyor. Müslümanlara karşı yapılan bu saldırıları kınayan Avrupalı, bunu Müslüman’ı sevdiğinden yapmıyor, topraklarının bu saldırılar sebebiyle terör odağı haline gelmesi endişesinden yapıyor. Aslında onlar da İslâm’dan hazzetmeyenler.
Zamanın İngiltere’nin Sosyalist Başbakanı “Haçlı seferi başlattım” diye Afganistan’a saldıran Bush’a verdiği desteği, “Bunda dini inançlarım rol oynadı” itirafında bulundu, yine zamanın İtalya Başbakanı Berlusconi de, “Müslümanlar da artık Hıristiyanların üstünlüğünü kabul ediversinler” dedi ise sıradan vatandaşın İslâm ve Müslümanlar hakkındaki zihniyetini varın siz hesap edin..
Milyonlarca kilometrekarelik Avrupa’da başka salon yokmuş gibi yine bunlar değil miydi zamanın Başbakanı Erdoğan’a Haçlı seferlerinin başlatıcısı papaz heykelinin önünde AB protokolünü imzalatanlar?
Fransa, Avrupa’nın işte bu Haçlı vicdanını arkasına alarak Almanların elinde olan AB liderliğine soyundu. Hatırlarsanız İtalya’ya da BM kararını beklemeden hava kuvvetlerini sevk etmiş, ön almıştı. Böylece Almanya’dan Hitler’in Fransa’ya yaptığı tahribatın intikamını almış olacak...
Yoksa Fransız polisi tetiği çekenleri sağ yakalama fırsatı elinde iken niye teker teker öldürsün? Dergiyi ziyarete geldikleri halde çelik yelekli oldukları için baskından sağ kurtulan ziyaretçiler niye çelik yelekli idi? Böylesine profesyonelce bir baskında baskıncılar nasıl oluyor da kimliğini olay yerine geldikleri otomobilde unutuyorlar? Baskını soruşturan komiser niye intihar etsin? Türkiye gazetesinin de sorduğu gibi olay anında sokaklar niye bomboştu? Ve niye on yıldır Fransız istihbaratının takip ettiği teröristler bu işi rahatça yapabildiler ve nasıl oldu da normalde dergi bürosuna uğramayan yaşlı çizerler o gün evlerinden alınıp dergiye getirildi? İntihar ettiği ileri sürülen komiserin intiharını mesai arkadaşları niye şüpheli bulsun?
Velhasıl, sapır sapır dökülen bir Fransız derin devleti operasyonu. Amma olsun, ’Avrupa Sağı’ artık Fransa’nın arkasındadır. Başbakan Davutoğlu’nun Paris’teki katliamı protesto yürüyüşünde ön saflarda olması, Papaz heykelinin önünde AB protokolü imzalanmasından da büyük bir talihsizliktir. Böylece Fransa’nın kirli işlerinde bilerek bilmeyerek rol alınmıştır. Oyunun bir parçası olarak oyun bozulmaz.
Oyunu, zor bozar.
Bu “zor” ise yeryüzünde ne kadar Müslüman varsa cümlesinin Fransa’ya karşı “Elini İslâm’dan çek” mitingleri yapması, Fransız ürünlerine boykot yapması gibi saman alevi gibi yanıp sönmeyen “sürekli eylem”lerdir...
Bizim merak ettiğimiz ise
Almanya’nın Fransa’ya nasıl cevap vereceğidir?
