Fotoşop yok yarın şok var
Propaganda süresi bugün saat 18.00'da sona erecek. Yarın sabah "hepsi yalan, bu sahi" deyip sandığa gideceğiz. Bu konuda yasakları delmenin en güzel formülünü bulan Çetin Altan'ın tarihi yazısını hatırlıyorum. Türkiye'de ne kadar meslek ve unvan varsa sıralayıp en sonuna "Nasılsınız?"ı eklemişti.
Öncelikle belirtmeliyim, baba Altan'ın fikirlerini benimsemedim. Sadece kaleminin hakkını vermek istedim. Gördüğünüz gibi, büyük finale saatler kala yine ondan söz edebiliyorum.
Son mitingler bugün yapılıyor. Partiler sözleşmiş gibi hepsine "Büyük" yaftası iliştirdiler.
Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan, Gaziantep'teki kalabalığı mutlu gözlerle süzdü. Sonra "Burada fotoşop var mı" diye sordu. Topluluktan arzuladığı cevabı alınca iyice coştu.
Aynı gün İzmir-Gündoğan'daki toplantıya göz atınca itiraf etmeliyim, şaşırdım. İki şehrin kıyaslaması uygun düşmese bile Muharrem İnce'yi dinlemeye gelenlerin sayısı inanılmazdı. Beklentileri üçe katlamıştı. Kameralar dolaştıkça ağzımdan tek cümle çıktı; "Bu sefer kesinlikle bir şeyler olacak". Çünkü fotoşop yoktu...
***
Hık Deyiciler
Sandık kapıya dayanınca bir dönemin en fazla tepki toplayan ismi Mehmet Uçum tekrar ortalarda. Peş peşe yayınlarda görünce bunun "merkezi yerleştirme" olduğunu anladık. Cumhurbaşkanlığı baş danışmanı, bordrosundaki miktarın hakkını verdi. Kullandığı yağların tamamı 0 asit.
Üstünde esas durmak istediğim CNNTÜRK'ün Gece Görüşü. Hande Fırat'ı yönetici konumunda ve minili fark edince epey zaman ayırdım. Fırat'taki önemli farklılık her hafta parmaklarında yeni yüzükler görmemiz. Bu gidişle Bülent Ersoy'un en büyük rakibi olacak!
Sakin tavrına alıştığımız Abdülkadir Selvi'deki hırçınlığın tavan yapması şaşırtıcı. Gürkan Hacır'ın yere basan konuşmaları karşısında çaresiz kalınca, bağırmayı tercih ediyor. Hatta bir ara, Atatürk ve İsmet İnönü'den verdiği örneklerle herkesi şaşırttı.
Belirleyici olan
Prof. Dr. Mehmet Şahin ise Selvi'nin tam tersi konuma geçti. Her şartta tebessümü eksik olmuyor. Esprileri güzel. Bu halini daha çok beğeniyoruz.
Gece Görüşü'ndeki son sözü. A. Selvi'den vermek istiyorum; "Sürprizlerle dolu bir seçim olacak". Hiç olmazsa bu cümlesine katılıyorum. Zaten Pazar'ın gelişi çoktan belliydi. Gündemi yine İnce belirleyecek.
***
Nesli tükenenler
Orhan Ayhan'la, ilk gençliğimin önemli isimlerinden ikisini bir araya getirmişti. Ankara'nın çıkardığı ender gol krallarından biri Ertan Adatepe -1965 ve 1967- geçmişin bir başka yıldızı Ogün Altıparmak yan yana oturmuştu. Efsanelere Orhan Ayhan dahil olunca zaman tüneline girdik.
Aslında konu Erdoğan Demirören'in anılmasıydı. Yıllar öncesinin futbolcu ocağı Langa'yla başlandı. Alt yapı merkezi gibi çalışan ve "Kırmızı Toprak" diye anılan sahadan yola çıkıldı. Hemen yakındaki Demirören'lerin evinden söz edildi. Ben Genç Millî Takım formasını giyen Büyük Erdoğan'ın o yıllarını hatırlamıyorum. Ancak, çok sonraları Beşiktaş'ın sıkıntılı günlerinde gazetelere yansıyan başlığı unutmuyorum; "Kulüp, Erdoğan'ın da lisansını çıkardı". Neticede, her anlamda kötü durumdaki Kartal, formunda Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Hem de Demirören'in bir şutu direkten dönmüştü.
Asker sporcular
Cenaze törenindeki isimler tek tek ekrana taşındı. Bunların sözleri bir yana Ordulararası Dünya Şampiyonluğunu ilk defa kazanmamızın öyküsü de gündeme girdi. Fas -Kazablanka- dönüşü merhum Albay İsmail Hakkı Güngör'ün Türk gazetecilerine tahsis ettiği askeri uçağın hikayesi anlatıldı. Ne tesadüf, yıllar sonra aynı DC-3'le Başbakan Ecevit'in ekibinde Bulgaristan'a gidenlerden biri oldum.
Akış, kurgu ve tüm detaylara katkıda bulunan yaşayan tarihler inanılmazdı. En önemli lafları Fenerbahçe'nin sembol ismi Ogün Altıparmak'ın ağzından duyduk; "Orhan, o kadar güzel programlar yapıyorsun ki sana teşekkür ediyorum".
Gerçekten de Orhan Ayhan'la belgeselleri TRT'nin önemli yapımlarından. Yönetmen Murat Çelik başta katkıda bulunan tüm ekibi gönülden tebrik ediyorum.
...
ÖZEL NOT
Tam seçim öncesi yeni havaalanına Cumhurbaşkanlığının iki uçağının da indirilmesi daha uzun süre tartışılacak. Saat 21.00 olarak ilan edilen müşterek basın toplantısı tam 2 saat sonra başladı. Bunun sebebi de belliydi. Çünkü TRT'de Arjantin-Hırvatistan maçı yayınlanıyordu. Belli ki bu işin hastası Sayın Cumhurbaşkanımız maça öncelik vermişti. Ayrıca rating kaygısı ağır basmıştı.
Tüm sıkıştırmalara rağmen yeni alanın ismini açıklamadı. O anda aklıma Süleyman Demirel'in yaptığı köprünün açılışında bulunamadığı geldi. Çünkü davet edilmemişti. Bunun adı kaderdir. Dileriz Allah benzetmesin.
...
GÜNÜN SÖZÜ
En gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır. M. Kemal ATATÜRK