Fırsatçı bankalar
Özel bir bankanın üst düzey yöneticisi, lüks rezidansında alt yöneticileri ile telekonferans yapar.
Koronavirüsün adını duyduğu ilk andan itibaren bankayı lüks konutundan yöneten yönetici önce Türkiye'nin yaşadığı sorunları anlatır.
Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu ve bu dönemleri atlatabileceğini belirterek, son noktayı koyar:
"Biz banka olarak bu krizi fırsata çevirmeliyiz!"
Zaten büyük bir ekonomik krizde olan Türkiye'de üretim durmuş, yüzbinlerce işyeri kapanmış, yine yüzbinlerce kişi işini kaybetmiş ama banka yöneticisi bu krizi kendileri için fırsata dönüştürme çabasında.
Bu hangi banka mı?
İsminin a veya b olması gerekmez.
Bugün kamu bankalarının dışında kalan birçok bankanın kriz fırsatçılığı yaptığını görüyoruz.
Taksit ötelemeyi bile müşteriye akıl almaz muhasebe oyunları ve çapraz satışla yapan bankalar halen daha nasıl fazla kazanırızın peşinde.
Peki banka bu krizi nasıl fırsata çevirecek?
Düşmüş halka bir kez daha vurarak.
Merkez Bankası'nın faiz operasyonu en büyük etkisini mevduat faizlerinde görüyoruz. Merkez Bankası'nın para kurulu toplantısı öncesi bile bankaların hemen mevduata verdikleri faizi aşağı çektiklerini görüyoruz.
Düşük mevduata rağmen kredi faizleri halen istenilen seviyeye düşmedi. Düşse bile bankalar çapraz satış adını verdiği yöntemle bu kredi maliyetini öyle yükseltiyorlar ki artık BDDK'nın buna dur demesinin zamanı geldi.
Son dönemde bazı banka yöneticileri özellikle ekonomi basınına gizli gizli BDDK eleştirisi yapıyor. Yürekleri yetmediği için açık açık çıkıp BDDK'yı eleştiremiyor ancak karnından konuşuyor.
Sürekli olarak yazıyorum; AKP'yi BDDK üzerinden eleştirmek son derece yanlış. Ben bir gazeteci olarak bankaların haksız kazancını tam 10 yıldır yazıyorum. Yeniçağ'daki her 10 yazımdan en az 5'i bankaların aldığı haksız kazanç eleştirisidir.
Gerek BDDK gerekse Merkez Bankası'nın son düzenlemeleri kesinlikle doğru ve yerindedir.
BDDK'yı eleştirenler önce dünyanın hangi ülkesindeki bankalar 2 bin 500 adet masraf ve komisyon alıyor?
BDDK ve Merkez Bankası'nın yaptığı çalışma ile bu sayı 50'ye düşürüldü.
Kaybettikleri 2 bin 450 kalem masrafın acısını şimdi bankalar vadesiz ve sigortadan çıkartıyor.
En küçük kredi yapılandırması veya krediye bile acımasızca ve hiçbir zaman riske dönüşmeyecek sigorta poliçeleri kesiyorlar.
BDDK'nın Allah korkusu olan vicdan sahibi yöneticilerine bir kez daha sesleniyorum:
Bankaların özellikle cuma günleri yaptıkları vadesiz vurgununa el atınız.
İşte bir vatandaşın yolladığı şikâyet:
"…. Bankasının bir müşterisi olarak bu durumdan ben de mustaribim. Dönem sonu faiz günü hep cumaya getiriliyor. Param cuma, cumartesi ve pazar günü hiçbir faiz verilmeden pazartesiye kadar bekletiliyor ve pazartesi yeni dönem başlatılıyor. Bu durumdan şikâyet ettiğim zaman eğer cuma günü dönem başlarsa daha düşük bir faiz verebileceklerini fakat pazartesi başlarsa hoş geldin faizi olarak en az 300 lira kazanacağım söyleniyor. Dönem sonu baktığımda 50 lira bile oynamıyor."
Bankaların sigorta vurgunu ve vadesiz duyarsızlığı artık kontrol edilemez bir hale geldi.
Bankalar bunu krizi fırsata çevirmek olarak görüyor.
Konuyu ısrarla gündeme getirmeye devam edeceğim.