Fincancı mı Mahir Ünal mı?
Şebnem Korur Fincancı, Türk Ordusu''na doğrudan saldırı demek olan Ergenekon davasında müdahil idi ve askerlere, aydınlara kurulan kumpası aktif olarak desteklemişti. Ayrıca Ermeni soykırımı iddialarının propagandasını yaptığı da bilinmektedir.
Fincancı, şimdi Türk Ordusu''na yönelik bir PKK iftirasını desteklemekten soruşturma altında.
Fincancı''nın gözaltına alınması sırasında evinde arama yapılırken çekilen görüntülerin müzik verilerek yayınlanması, evde bulunan ruhsatlı tabanca ve mermilerin terör silahı; bir kitabın da "terörün el kitabı" gibi gösterilmesi, bir zamanlar desteklediği FETÖ''nün yöntemlerini hatırlattı. "Müstahaktır" diyenler var ama devlet, kim için olursa olsun, hiçbir zaman hukuktan ayrılmamalıdır.
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuyla ilgili olarak sadece TTB''nin değil kamu kurumu niteliğindeki diğer meslek kuruluşlarının adından da "Türk" ve "Türkiye" adlarının kaldırılabileceğini söyledi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da "Hem Türk Tabipleri Birliği, hem mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise TTB''nin kapatılmasını ve Fincancı''nın da vatandaşlıktan çıkarılmasını önerdi...
Bu konuya döneceğim ama bir de "Kültür devrimi olarak Cumhuriyet, bizim alfabemizi, dilimizi, bütün düşünmemizi yok etmiştir" diyen AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal''ın durumu var.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ünal''ı, eleştirirken "nihayetinde özgüven eksikliğidir" dedi.
AKP sözcüsü Ömer Çelik ise "Cumhurbaşkanımızın sık sık vurguladığı gibi "Cumhuriyetimizin kazanımlarını korumak ve daha ileri ufuklara taşımak için çalışmaya devam edeceğiz" diyerek konuyu Erdoğan''dan uzak tutmaya çalıştı.
***
Şimdi Anayasa ve Ceza Yasası''nı da göz önüne alarak iki konuşmayı değerlendirelim... Terörle Mücadele Yasası''na göre, terör örgütü propagandası yapmanın cezası bir yıldan beş yıla kadar hapistir. İlgili maddede "vatandaşlıktan çıkarmak" diye bir ceza yok! Yalnız, yasaya göre suçun oluşması için "Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek şekilde propagandasının yapılması gerekir."
Mahir Ünal''ın sözleri ise Anayasa''da "Bu Anayasa''da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, (...) demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz." denilen 14''üncü madde kapsama alanına giriyor.
Ünal''ın sözleri, Anayasa''nın 68''inci maddesinin 4''üncü fıkrasındaki "Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz" hükmüne da aykırılık teşkil ediyor ve sonraki maddede "parti kapatma sebebi" olarak gösteriliyor.
Türk Ceza Yasası 309. maddesinde "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar" deniliyor. Yani bu suçun oluşması için de "cebir ve şiddet kullanmak" şartı var...
Mahir Ünal''ın yaptığı sadece söz söylemektir ama iktidar olmak, cebir ve şiddet kullanma gücünü elinde bulundurmak demek olduğu için konu tartışmalıdır.
***
Mahir Ünal, AKP Grup Başkan Vekili olduğuna göre, "Mahir Ünal''ın vatandaşlıktan çıkarılması ve AKP''nin kapatılması"nı istemek mi gerekir?
Tabii böyle bir şey olmayacak... AKP''nin adından "adalet", MHP''nin adından "milliyetçilik" kelimelerinin kaldırılmasını da kimse istemeyecek...
AKP, Fincancı''nın tutumunu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına hâkim olmak için kullanacak...
Oysa birlik seçimlerinde doktorların tamamı oy kullansa, TTB sorunu kendiliğinden çözülür. Cumhuriyet ve Türkçe karşıtlığı sorununun çözümü de önceki yazılarımda vardır...