Finansal tuzak (17 Nisan 2013)
Mart ayında ve Marttan Mart’a geçen son bir yılda, borsa dışında kalan mevduat, altın, dolar, euro gibi diğer tüm finansal yatırım araçları yatırımcısına TÜFE’ye göre reel kayıp getirdi. Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK)’in resmi istatistiklerine göre, borsanın Mart ayında sağladığı reel getiri oranı yine TÜFE’ye göre hesaplandığında, yüzde 4.90 oldu. Son bir yıllık reel getirisi ise yüzde 26.27 oldu.
Borsa dışındaki finansal yatırım araçlarında yerleşiklerin payı yüksektir. Yabancı payı çok düşüktür. Borsada ise tersine yabancı yatırımcıların payı yüzde 65 dolayındadır. Bu demektir ki tek ve yüksek reel getiri sağladığı için, Türkiye borsaya çalışıyor. Borsa ise yabancıya çalışıyor.
Borsa yabancıya nasıl çalışıyor?
1) Yabancı hisse senedi alıp satıyor. Kârını dışarıya transfer ediyor. Türkiye’de yatırım yapmıyor. Türkiye’de sermaye birikimi olmuyor.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) Hazırladığı Faiz ve Kâr Transferi-2011 adlı raporuna göre yabancı şirketlerin Kâr Aktarımı ve Portföy Yatırımları ile 2011 yılına kadar yani Türkiye’den Yurt Dışına Giden Net Kar Transferi 54 milyar dolardır. 2012 yılı sonunda bu rakam takriben 70 milyar dolar olmuştur. Çünkü yılda ortalama 8-10 milyar dolar yurt dışına kâr transferi yapılıyor.
Yabancı Türkiye’yi, borsa yoluyla ve kârlı şirketleri satın almak yoluyla yolunacak kaz gibi görüyor. Çünkü kazandığı para ile Türkiye’ye yatırım yapmıyor. Bu gerçeği eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da söylüyor. Yılmaz, “Ülkemize doğrudan yabancı sermaye gelsin istiyoruz. Geliyor da ancak sermaye, kâr transferi yaptığında üzülüyoruz, milyarlarca dolar elden gidiyor” diyor.
2) Başbakan faizlerin düşmesini istiyor. Merkez Bankası faizleri düşürüyor. Faizler düştükçe paralar borsaya gidiyor. Yani Türkiye’nin faiz politikası temelde borsayı kolluyor.
Mevduatın mart ayında reel kaybı yüzde 0.20 oldu. Son bir yıllık reel kaybı ise yüzde 0.57 oldu. Mevduatta bu kayıplar brüt faiz üzerinden. Ayrıca da faiz gelirinden alınan yüzde 15 oranında gelir vergisi stopajı ile yine yüzde 1 diğer vergi ve harçlar var. Yani net reel faiz olarak tasarruf sahibinin kaybı daha yüksektir.
Bu günlerde bankalar mevduata yüzde 6 ile yüzde 7 arasında faiz veriyor. Bir yıl sonra TÜFE yüzde 7’den fazla olursa, ki öyle olacağı anlaşılıyor mevduat sahibi yine kaybedecek. Mevduat sahibi sürekli kaybedince, bu defa borsaya dönüyor. Yabancılar da işi bildikleri için zaten doğrudan sıcak para olarak borsaya geliyorlar. Yani ekonomi her yol borsaya çıkacak şekilde faiz politikası uyguluyor.
3) Merkez Bankası döviz kurlarını enflasyonu frenlemek için kullanıyor. Döviz kurları enflasyonun altında kalınca reel olarak eriyor. Mart ayında dolar bir miktar reel getiri sağladı. Ancak bu aynı zamanda Euro’ya karşı değer kazanmasından oldu. Son bir yılda dolar yüzde 5.39, Euro ise yüzde 7.14 reel kayıp getirdi. Bu kayıplar borsayı cazip hale getirdi. Ancak aynı zamanda da cari açığa neden oldu.