FETÖ'cü hâkim ve savcılar...
HSK dün aldığı karar ile 202 hâkim ve savcıyı daha ihraç etti. 15 Temmuz'dan bu yana ihraç edilenlerin toplamı 4 bin 238. Bu sütunlardan bir kaç ay önce halen 500 ile 700 arası kripto FETÖ'cü olduğunu yazmıştım. Söz konusu rakamı ise HSK seçimlerinde blok oy olarak kullanılan 5080'e bağlamıştım. Yüksek yargı olarak nitelendirilen Yargıtay, Danıştay ve de Anayasa Mahkemesi üyelerinin de bulunduğu ihraç edilenlerden 105'inin itirafçı olduğu bilgisi var. FETÖ'cülük yüzünden ihraç edilen personelin sayısı 150 bini buldu. 15 binden fazla TSK'dan var. Yapılmakta olan incelemeler sonucunda 15 bin daha ihraç bekleniyor. İstatistiklere bakılınca en çok İçişleri Bakanlığı'na bağlı Emniyet'ten ve daha sonra TSK'dan atılma var. Ancak orantıya vurulduğunda yargı birinci sırada... Sonuç olarak Türkiye'de en güvenilmez kurumun "Adalet" olmasının sebebi ortada. Söz konusu 105 itirafçıdan birisi de Ferhat Sarıkaya... Unutanlar için hatırlatalım. Ferhat Sarıkaya TSK'ya yönelik ilk operasyonlardan olan ünlü "Şemdinli'deki kitap evi bombalanması" davasının da savcısıydı. Yazdığı daha doğrusu eline tutuşturulan iddianame ile devrin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt başta olmak üzere birçok ismi hedef haline getirmişti. O dava ilginçtir. El bombası kitap evinin camından içeri girmiş, 5 cm. çapındaki delikten bombanın pimi de içeri giriyor. Eşyanın tabiatına aykırı bu tezgâh ile bir astsubay, bir uzman bir de PKK'dan kopan eski itirafçı tutuklandı ve yıllarca haksız yere hapis yattılar.
Van'da görev yapan Ferah Sarıkaya bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu FETÖ'cü ve "dinbaz" medyanın kahramanı olarak ilan edildi. Söz konusu iddianameyi devrin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in kaleme aldığına dair ciddi iddialar da vardı. Sarıkaya'nın boyunun bu işlere yetmeyeceğini herkes biliyordu. Devlet refleks gösterip araştırdı ve yıllar sonra gerçeklerin bir bölümünü açıklamak zorunda kalacak olan Sarıkaya'yı HSK ihraç etti. Cemaat anında sahip çıktı. Ankara'ya getirip, yerleştirdiler. Her ay maaşa bağladılar. AKP'nin Keçiören eski İlçe Başkanı'nın bürosunda çalışmaya başladı. Dinbazlar arasında kahraman edalarıyla geziyordu. Ve Cumhuriyet tarihimizin dönüm noktalarından olan 12 Eylül referandumunda Pensilvanya'daki kayıp kardinal "ölüler bile mezardan çıkıp evet oyu versin" deyince "yetmez ama evet" diyen liberal sol ve mezhepçilerin sayesinde FETÖ, HSK'yı ele geçirdi. İlk icraatlarından birisi de "mağdur" pozundaki Ferhat Sarıkaya'yı yeniden göreve başlatmak oldu. Üstelik başkentte "Başsavcı Yardımcısı" makamına yerleştirdiler. Makam arabası ve koruma tahsis ettiler.
***
15 Temmuz hain kalkışmasından sonra operasyonlar genişleyince Sarıkaya, sıranın kendisine geleceğinden emin olunca, itirafçı olmaya karar verdi. Başsavcılığa dilekçe yazarak ortaokul yıllarından itibaren cemaatle bağlantısını anlattı. Ödediği himmetleri yazdı. Şemdinli iddianamesinde irtibat kurduklarını itiraf etti. "Pişmanım" deyiverdi... Sadece ifadesi alınıp serbest bırakıldı. Ballı maaşını almaya devam etti ve bir süre sonra açığa alındığı tebliğ edildi. Ne de olsa "etkin pişmanlıktan" faydalanıyordu. Bu sırada uzun yıllar hapis yatan Astsubay Ali Kaya cezaevinden suç duyurusunda bulundu. Van-Erciş Ağır Ceza Mahkemesi Ferhat Sarıkaya hakkında "görevi kötüye kullanmak, evrakta sahtecilik, PDY ve FETÖ üyeliği" suçlarından dava açtı. Müştekiler arasında Yaşar Büyükanıt da var.
Ve dün... HSK'nın açıkladığı 202 hâkim ve savcının arasında Sarıkaya'nın da bulunduğu belli oldu. Toplamda ihraç edilen 4 bin 238 hâkim ve savcının meslek hayatları boyunca verdikleri kararlar şimdi ne olacak. Kaç masum vatandaşın ocağına incir ağacı diktiklerini kim tespit edecek? Adalet Bakanlığı'na ve HSK'ya buradan bir çağrı yapalım. Adı geçen hâkim ve savcıların bugüne kadar verdikleri kararlar mercek altına alınsın. Dahası, yok hükmünde sayılarak, yeniden yargılama başlatılsın...
İş sadece Sarıkaya ile bitmiyor. İhraç edilenler arasında FETÖ'nün TSK imamı Adil Öksüz'ü 16 Temmuz'da serbest bırakıp yurt dışına kaçmasını sağlayan hâkimler de ihraç edildi... Bu işin peşini bırakmamak şart oldu... Bekleyip, göreceğiz...