Fenerbahçe Galatasaray Beşiktaş'ın İBB seçimine etkisini Recep Çınar açıkladı

“Siyasete bulaşmayayım” diyorum, siyaset bana bulaşıyor!
Siyasette yaşananları görünce “bana ne” diyemiyorsunuz, doğal olarak…
Dolayısıyla da ucundan kıyısından bulaşıyorsunuz…
Hele de 23 Haziran’a sayılı günler kalmışken…
İstanbul’un başkanlık seçimine yani.

Türkiye tam bir seçim cenneti!
Maşallah her sene bir seçim yapılıyor…
Adına ister baskın seçim, ister erken seçim, ister genel seçim ne derseniz deyin, illaki bir seçim kapıda bekliyor…
Millete eğlencelik…
Her kafadan bir ses çıkıyor...
Özellikle İstanbul’un derdi, Anadolu’yu gerdi…
Ekrem İmamoğlu mu kazanacak, Murat Kurum mu?
Futbolda bir terim var “kaybetmemiz kolay, kazanmamız olay olur” diye…
Kulüp başkanları, yöneticiler ve genellikle de teknik adamlar bu cümleyi sık sık kullanırlar…
2019 İstanbul seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nun kazanması da, mazbatasının elinden alınması da olay oldu…
Böyle olunca da, yani “mazlum algısı”yla kendisine acayip bir destek geldi…
Türkiye’nin hemen hemen her köşesinden destek buldu…
Adam Konya’nın Türbeönünde oturuyor, İstanbul seçimini konuşuyor…
Anlayacağınız; insanlar meseleye sadece İmamoğlu ile Kurum arasında geçecek bir seçim olarak bakmıyor…
Daha geniş bir yelpazeden bakıyorlar…
Daha genelleştiriyorlar meseleyi…
Falan filan.

31 Mart’ta ne mi olur?
İstanbul kazanır…
Kesin…
Kazanan ne Ekrem İmamoğlu olur, ne de Murat Kurum…
Çünkü, koltuğa kim oturursa otursun, verdikleri vaadleri ve sözleri yerine getirmekle yükümlü olacaklar…
Bu da İstanbul’un daha gelişmesi, daha genişlemesi, daha güzelleşmesi anlamına gelir.

CANLI YAYINDA KARŞILAŞSALAR!

Bundan tam tamına 5 yıl önce yapılan yerel seçimlerde de aynı bugün olduğu gibi, acayip “gürültü” çıkarılmış, özellikle de İstanbul adayları kazanma adına inanılmaz bir çaba göstermişlerdi…
AKP adayı Binali Yıldırım ile CHP adayı Ekrem İmamoğlu arasında geçen yarışı Ekrem İmamoğlu kazanmıştı…
Seçimin yapılacağı tarihlerde de inanılmaz bir “cayırtı” çıkarılmış, iki aday bir televizyon programında karşı karşıya gelmişler ve medeni bir şekilde yapacakları hizmetleri anlatmışlardı…
Moderatör İsmail Küçükkaya’nın sorularına da kendilerince makul ve mantıklı cevaplar vermişlerdi…
Tabii ki, İstanbul’a yapacakları hizmetleri de bir bir sıralamışlardı…
Şimdi şeytanın avukatlığını yapıyorum; taraf olmayan, güvenilir, bilgili bir televizyoncu ya da gazeteci, yine tarafsız yayın yapan bir kanalda Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum’u misafir etse, kendilerine İstanbul hakkında sorular sorsa nasıl olur?
Adaylar, kırmadan dökmeden, bel altı vurmadan, özele girmeden yapacakları işleri anlatsalar, en azından sandığa gitmekte tereddüt eden belirsizlerin ya da seçmenin tamamını ikna etseler güzel olmaz mı?
Tarafsız, akıllı, konulara Fransız kalmayan, dahası kendisini öne atmayan, örnek verecek olursak Mehmet Ali Brand gibi bir moderatörle iyi bir iş çıkarılabilir…
Dolayısıyla, hem Ekrem İmamoğlu, hem de Murat Kurum, bu program vesilesiyle heybelerini doldurabilir, oylarını artırabilirler…
Adayların İstanbul’a yapacakları yatırımları ve vaadlerini önemsiyorum...
Yeter ki, Tansu Çiller’in işkembeden attığı, “herkese bir ev, bir araba olmak üzere, her eve iki anahtar” vaadi gibi olmasın!

ADAYLARIN ÜÇ BÜYÜKLERİ ZİYARET ETMESİ ÖNEMLİ

İstanbul Belediye Başkan adaylarının 3 büyük kulübü ve başkanlarını ziyaret etmesini önemsiyorum…
Çünkü, bu kulüplerin Türkiye’de ve İstanbul’da milyonlarca taraftarı var…
Bu kulüpler hem genel seçimlerde, hem de yerel seçimlerde adaylar için oy deposu!
Dolayısıyla da, adayların kulüpleri ziyaret etmelerini, başkanlarla sohbete girmelerini, gittikleri kulüplerin atkısını boyunlarına takmalarını yadırgamamak lazım…
Yanak okşama hariç!
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, yanak okşama konusunda bir açıklama yaparak, “gayriihtiyari bir hareket” diyerek geçiştirmeye çalışsa da, eleştiri oklarına hedef olmaktan kurtulamadı…
Yukarıda da altını çizdiğim gibi, Başkan adaylarının kulüpleri ziyaret etmesi normal, ben onların yerinde olsam sporun taban birlikleri olan amatörleri de ziyaret ederim…
En azından kendilerine değer verildiğini hissetsinler.

Yazarın Diğer Yazıları