Eyy Muhtarlar!.. MEKTUBUNUZ VAR...
MHP'nin 5 milletvekili; Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, Nuri Okutan, İsmail Ok ve Seyfettin Yılmaz, çıktılar kamuoyunun önüne, AKP'nin başkanlık sistemini içeren anayasa değişikliği teklifinin Meclis'e gelmesi halinde "hayır" diyeceklerini haykırdılar. Evelemediler, gevelemediler... Koşullu önermelerde bulunmadılar... Açık kapı hiç bırakmadılar... "Acaba şöyle de anlayabilir miyiz" sorusuna mahal vermeden gerekçelerini de oldukça anlaşılır bir dille anlattılar.
Bu net duruşun ardından malum MHP Genel Merkez yönetiminin karanlık koridorlarda ürettikleri çirkin tezviratlara girmeyeceğim!.. MHP'li 5 milletvekilinin ortaya koyduğu net tavır Türk milliyetçilerinin, Ülkücülerin ve MHP tabanının kahir ekseriyetinin duruşunu yansıtıyordu. "Hayır" açıklamasının ardından iktidar cenahında alarm zilleri çalmaya başladı. "Çantada keklik" görenler ters köşe oldu. MHP'li muhaliflerin başlattığı "hayır" kampanyasının referanduma nasıl etki yapacağının hesapları yapılmaya başlandı. Saray ve AKP cenahının çok canı sıkıldı. Olağanüstü kongre sürecinde MHP tabanının Doktor Devlet Bahçeli ve yönetimine büyük tepkisi ortadaydı. Sarayda hesaplar yeniden gözden geçirilirken, paketi kamufle edecek Doktor Bahçeli'nin de elini güçlendirecek yeni bir formül üzerinde duruluyor.
***
MHP'li 5 milletvekilinin "hayır" çıkışı önceki gün düzenledikleri basın toplantısı ile sınırlı mı kalacak?..
Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu, İsmail Ok, dün YENİÇAĞ'ın Ankara bürosunu ziyarete geldiler. Nuri Okutan ve Seyfettin Yılmaz'ın haklı mazeretleri yüzünden katılamadıkları bu ziyaretten anladık ki; tabana inilecek. Bu taban tüm Türkiye olacak. MHP Genel Başkan adayı Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, "muhtarlara mektup göndereceğiz" dedi. Oldukça manidar bir göndermeydi bu anlayana!..
Sohbete dönelim. Ümit Özdağ şunları söyledi;
"Önümüzdeki günlerde de yapacağımız başka çalışmalar var. Her şeyden önce MHP tabanında yüzde 99 oranında bir karşı çıkış var. Yüzde 1 de genel merkezin hâlâ son anda bir şey yapacağını düşünenler..
Bizim bu çıkışımız umutsuzluğun hakim olduğu bir anda çok ciddi bir moral verdi. Bunu tespit ettik. Üstelik sadece MHP içerisinde parti grubunda bizden ibaret değil karşı çıkanlar başkanlık sistemine. Parlamentoya geldiği zaman başkanlık teklifi, yine karşı çıkanların büyük bir çoğunluğu oluşturacağına inanıyoruz. Çünkü, Türkiye'nin içinden geçtiği dönemde 15 Temmuz FETÖ'cü darbesinin yeni geride bırakıldığı halen içeride iç cephenin güçlü olması gerektiği, Türk ordusunun yurt dışında savaştığı bir dönemde Türk toplumunu çok radikal bir şekilde ayrıştıracak ve referandum sürecinin ortaya çıkartacağı güvenlik tehlikeleri ve tehditleri de başkanlık sisteminin mahsurları dışında bizim karşı çıkmamız için büyük bir neden oluşturuyor. Sonra parti olarak doğru bir tespitte bulunduk. Bu başkanlık sistemi projesi özellikle federasyonla iç içe geçmiş bir proje. Şimdi başkanlık yolunu açmanın bir şekilde bunun referandum sürecine gelmesinin önünü açmanın Türk milliyetçisi bir tavır ve davranış olmayacağını düşündük. Ondan dolayı biz Türk milliyetçileri olarak, MHP Milletvekilleri olarak sonuna kadar, bu teklif gündeme gelene kadar, Meclis'e gelene kadar sadece gelmesini beklemeyeceğiz dolaşacağız, kendimizi anlatacağız, televizyonlara, gazetelere, sivil toplum örgütlerine, ülkücü tabana gideceğiz ve neden bu çıkışı yaptığımızı anlatacağız. Muhtemelen önümüzdeki günlerde başka MHP milletvekilleri de bu duruşa destek vereceklerdir."
Tabana gideceğiz derken orayı biraz daha açar mısınız?
"Sivil toplum örgütleri, bazı meslek kuruluşları. Mesela, Türkiye'deki bütün muhtarlara mektup yazacağız. Hayırlı bir mektup yazacağız. Bütün sivil toplum örgütlerinin başkanlarına basın toplantısı metnimizi yolluyoruz. Ellerinde olsun, okusunlar, neden karşı çıktığımızı görsünler istiyoruz. Aynı zamanda başkanlık sisteminin Türk milleti için ortaya çıkartacağı büyük mahsurları da ortaya koyan ve herkesin rahatlıkla anlayabileceği, ulaşabileceği bir çalışma da yapıyoruz. Onu da toplumla paylaşacağız. Bu noktada sadece MHP tabanı ile sınırlı kalmayacağız. Onun da ötesine bütün Türk toplumuna, bütün seçmene hitap eden bir çalışma da yapacağız."
Basın toplantısının ardından yüzde 100 olumlu tepkiler aldıklarını söyledi MHP'li mebuslar. Yusuf Halaçoğlu şöyle izah etti;
"Müthiş bir olumlu tepki var. Bize moral verdiniz, bizi bir hayal kırıklığından kurtardınız diye. İlçe teşkilatlarımız da arıyor sürekli. Normal vatandaşlarımız zaten arıyor. Kendi atadıkları yönetimler de arıyor. Bu bakımdan son derece önemli."
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin çıkışı ardından genel merkez yöneticilerinin yapmaya çalıştığı izah ve birbirlerini düzelten ve tekrar izah eden açıklamaları hatırlattım. "Acaba bir kafa karışıklığı mı var" diye sordum. Ümit Özdağ yanıtladı;
"Onu bilmiyorum ama bizim ne söylediğimiz gayet net anlaşıldı. Biz kendi açıkladıklarımızdan ve söylediklerimizden sorumluyuz. Bakın hiç kimse bizim söylediklerimizi açıklamak ihtiyacı duymuyor. Ve siyaset yapıyorsanız ve başarılı siyaset yapmak istiyorsanız parti olarak bir şeyi açıkladığınızda onu bir daha, bir daha açıklamak mecburiyetinde kalmamalısınız."
Son soruyu da Halaçoğlu ve Ok'a yönelttim; "Ümit Hoca ihraç potasına girdi siz de ihraç edilmeyi bekliyor musunuz?" diye. Ortak cevap geldi;
"Biz basın toplantısının sonunda bir cümle kullandık. Hiçbir makam ve mevki, ülkenin birliğinden bütünlüğünden ve Türk milletinin dirliğinden daha önemli değildir."