Eymür'ün notu: Erdoğan'ın CIA görüşmeleri!

MİT’in en meşhur ismi Mehmet Eymür, sontv sitesinde yazdığı “İki tatlı söz” başlıklı yazısında Tayyip Erdoğan’a tavsiyelerde bulunurken önemli bilgiler de verdi.
Eymür, “24 Temmuz 1999’da cezaevinden tahliye olan Erdoğan, 14 Ağustos 2001’de kurucuları arasında olduğu AKP’nin Genel Başkanı seçildi. Erdoğan 2002 başında ABD’yi ziyaret etti ve ABD’deki Türkiye masasına bakan şefler tarafından misafir edildi” diye yazdı.
Esasen, bu bilgiler özellikle Turan Yavuz, Yılmaz Polat, Savaş Süzal gibi Washington’da görev yapan Türk gazeteciler ve ayrıca Tuncay Özkan tarafından yazılıp çizilmiştir. Fakat ilk defa Türk istihbaratında önemli görevler yapmış bir kişi, Tayyip Erdoğan’ın CIA’nın Türkiye masası şefleri ile görüşmüş olduğunun altını çiziyor!

***

AKP’nin bir ABD projesi olduğunu, biz 26 Ağustos 2001 tarihinde belgesiyle ortaya koymuş, parti programının bile CFR’den gönderildiğini ispatlamıştık. Erdoğan’ın dediği gibi “Türk Baharı” , 2002’de başlamıştı. Erdoğan, daha Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı iken, ABD Büyükelçisi Morton Abramowitz ve CIA’nın önemli şeflerinden Graham Fuller ile temasa geçmişti. Abdulllah Gül de farklı kanallardan aynı kişilerle devamlı temas halindeydi. Tayyip Erdoğan, Amerika’nın Adana Konsolosu Elizabeth Shelton, ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Caroline Hagins, ABD Büyükelçilik Müsteşarı Silwer Lawrens ve CIA görevlisi Kenny Bob ile de görüşüyordu!
Tayyip Erdoğan’ın hapisten çıktıktan sonra, 2002’de ABD’de kimlerle görüştüğünü, rahmetli Turan Yavuz, “Çuvallayan İttifak” kitabında tek tek yazmıştı. Aynı bilgilere Merdan Yanardağ da 2007 yılında çıkan “Bir ABD projesi olarak AKP” adlı kitabında yer vermişti.

***

Turan Yavuz’a göre; Cüneyd Zapsu, Erdoğan’ın temaslarını “çizmeli adam” lakabıyla tanınan Grenville Byford adındaki arkadaşı kanalıyla sağlıyordu. Byford’un eşi Orit Gadiesh, İsrailli bir generalin kızı ve ayrıca Simon Peres’in baldızı ve danışmanıydı. Daha 17 yaşındayken İsrail Genelkurmay Başkanı’nın askeri istihbarat biriminde asistan olarak çalışma hayatına başlamışt.
Erdoğan, Washington’a ayak bastığında Eymür’ün dediği gibi Türkiye uzmanları olan eski CIA yetkilisi Graham Fuller, eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ve Henry Barkey gibi uzmanlarla baş başa yemekler yiyecekti. Bunun yanısıra, CIA’nın düşünce kuruluşu olarak anılan Rand Corporation, aracılık kurumu Lehman Brothers, Amerikan Yahudi Kongresi ve Amerikan Yahudi Komitesi yetkilileri ile görüşecekti. Son olarak, Tayyip Erdoğan ve Cüneyd Zapsu, Richard Perle’ün Washington-Maryland sınırındaki Chevy Chase Mahallesi’nde bulunan üç katlı evine de gidecekti. Perle, Erdoğan’a, AKP’nin iktidara gelmesi halinde, Orta Doğu’da Washington’un sorunlu olduğu birçok ülkeye “ılımlı İslam modeli” ile “örnek” teşkil edeceğini ve Bush yönetiminin bu konuya çok önem verdiğini söyleyecekti..

***

Mehmet Eymür, Erdoğan’ın yıldızının, asıl İstanbul’da sinagoglara saldıran teröristlere meydan okuması ile parladığını, bu tutumu sayesinde 2004 yılında ABD Başkanı Bush ile görüşmeye gittiğinde sıcak bir şekilde karşılandığını, ABD’de çok kuvvetli ve etkin bir topluluk olan “ABD Yahudi Teşkilatı”nın ona “Yahudi Cesaret Madalyası” verdiğini, ondan sonra Tayyip Erdoğan’ın yıldızının hızla yükseldiğini de yazıyor.
Necmettin Erbakan da bu görüşteydi, AKP iktidarı için, “AKP’yi dış güçler kullanıyor. AKP, Haim Nahum doktrininin taşeronudur” diyordu. Şimdi, aynı Tayyip Erdoğan’ın yıldızını parlatanlardan şikâyetçi olması, protestoları bu güçlerin organize ettiğini söylemesi ilginç değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları