Eylül sürecinin işaretleri!..
Konunun önemine binaen tekrar ediyoruz; Türkiye'nin içinde bulunduğu durum hiç de iç açıcı değil. İçeride ve dışarıda tam bir keşmekeş yaşanıyor. Çok ciddi savruluyoruz. Nereye savrulsak o taraftan ağır tokatlar yiyoruz. Son günlerde olup bitenlerin ışığında ülke gündemi ile ilgili yeni bilgiler vermeden önce içeride ve dışarıda yaşanılan önemli kırılmaları tekrar tekrar hatırlamakta fayda var...
İçeride;
1- Oslo ve çözüm/çözülme süreci: Bölünme sürecinin içine girildi.
2- Gezi olayları: Ülke kutuplaştırıldı. İç barışın bozulmasına göz yumuldu
3- 17/25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu: Yolsuzluk medeniyeti inşa edildi.
4- Suriyeli sığınmacılara ve cihatçılara kucak açıldı. Gençler selefi, vahhabi yapıların içine itilirken ülke radikalleşme yolunda...
5- Devletin milli yapısının içi boşaltıldı. Aklını yitirmek üzere olan devlet kafasını sağa sola vurmaya başladı. Bugün yapılan yarın inkar edilir oldu.
6- Türkiye'de radikalizmi önleyici yapıların büyük kısmı siyasileştirilerek biatçı yapıldı. Devletin içini, siyasal İslamcı, biatcı, selefici, radikal unsurlar doldurmaya başladı.
7- Türkiye'de Allah korkusunun yerini saray korkusu aldı. Dinin içi, diyanetçilerin ve ödüle ve teşvike doymaz din adamlarının desteğiyle boşaltılmaya çalışılıyor.
8- Parti içi ve dışı muhalefet susturuldu: Muhalefet partileri yahut parti içinde eleştirel tavır alanlar ya satın alındı ya da alavere dalaverelerle bitirildi. Satın alınamayanlar ve pes etmeyenler üzerinde de operasyonlar sürüyor.
Dışarıda;
1- İktidarın yanlış Ortadoğu ve Kuzey Afrika politikaları yüzünden İslam'ın birileri tarafından terörize edilmesinin önü açıldı.
2- Mavi Marmara olayı ile tüm denklem bozuldu. Bir anda herkesle sorun yaşar hale geldik.
3- Suriye olaylarında bütün hesapların Esad'ın gidişi ve bizim oraya girişimiz üzerine kurulması, Türkiye'yi hem içerde hem de dışarıda felç etti.
a) Suriyeli sığınmacıları olduğu gibi alarak hem ülkenin demografik ve sosyo- kültürel yapısı bozuldu hem de tam bir IŞİD yuvası haline gelindi. Kısaca ülkeyi Pakistanlaştırdık.
b) "Kobani" için kapılarımızı açarak, Suriye'nin kuzey batısında Apo devletinin kurulmasının önünü açtık.
c) Rus uçağını arkamızda NATO var diye düşürdük sonra da Rusların tüm şartlarını kabul eder hale geldik. Rusya'nın Deli Petro ve Katerina'dan bu yana buram buram hayalini kurduğu Akdeniz'e yerleşmesini sağladık.
d) ABD ve AB'ye yeni yeni üsler verdik. Birilerinin başkent hayalini kurduğu Diyarbakır'da üs açılmasını sağlayarak ÇEKİÇ GÜCÜ Diyarbakır'a taşıdık.
e) Ülkemizde onlarca terör olayı oldu. IŞİD ve PKK terörleri yüzünden yüzlerce insanımız öldü. Şehirler istim üzerinde, her an her yerde bomba patlayabilir korkusuyla yaşıyoruz. Kısaca, Suriye olayından çıkan sonuç: önce Pakistanlaşmıştık şimdi Afganlaşacağız...
4- Ülkenin dış politikada itibarı kayboldu; Herkese ne isterse verir duruma geldik.
5- AB bile bizi parmağında oynatır hale geldi.
6- Irak ve Suriye'de kapalı kapılar ardından yapılan pazarlıklar sonrası süregelen enerji ticareti ülkeyi PANAMAYA çevirdi.
7- Esad'a karşı El Nusra desteklenerek IŞİD'in doğumuna ebelik yapıldı. Ve o canavar şimdi bize savaş açıyor, çık çakabilirsen işin işinden...
Özetle sıraladığımız bu büyük hatalardan sonra şimdi ne yapılıyor ne yapılacak?.. Büyük bir viraj alınıyor. Her şey kilitlendi. Bitmemek için bitirecekler, hem de her şeyi... Bakkal hesabıyla veresiye defterini kapatacaklar. "Giden gitti, kalan, elde olan bizimdir" diyecekler. Borçları silecek, borçluları görmezden gelecek ve yeni borçlar ödeyecekler. Şöyle;
1- Suriye ve Esad için; sığınmacılara vatandaşlık verilecek. Bu Türkiye'nin Suriye politikasının yanlış olduğunu ve bundan dönüldüğünü kabul etme anlamına geliyor. Biri, diyor ki; "ben sığınmacıları vatandaşım olarak alarak tüm Suriye yanlışlarının da faturasını ödemek istiyorum." Esad ile barış masasına oturulmadan önce bu yapılacak. Zaten buradan mesaj veriliyor; "Daha ne istiyorsun ülkeni temizledin geri dönmesi muhtemel Sunni Arapları da biz burda tutacağız vatandaşımız yapacağız. sayemizde ülken güllük gülistanlık oldu" diye...
2- Rusya için; ülkede 3 milyon Suriyeli sığınmacıya vatandaşlık verilirken 50 bini Kafkas kökenli olan 300 bine yakın Orta Asyalıdan büyük bir bölümü Rusya'nın hoşuna gidecek şekilde sınır dışı edilecek. Ya da Rusya için tehdit olarak görünenler çeşitli bahanelerle hapse atılacak. Anlaşmanın bir parçası bu... Türkiye'deki Kafkas kökenli vatandaşlar da artık "paralel" safına itilebilir. Önümüzdeki aylarda Zeytinburnu'nda yaşanacak operasyonlara dikkat. Bunlara yönelik operasyonlar IŞİD'e vs destek veriyorlar diye yapılacak.
3- AB için; bir tek Suriyeli ya da Orta Asyalı sığınmacının göçmenin Avrupa'ya ulaşmasına izin verilmeyecek.
4- İsrail için; İHH gibi kuruluşların yurtdışı faaliyetlerinin üzerin gidilecek. Maarif Vakfı'nın kuruluş amaçlarından biri bu...
5- ABD için; yeni üsler verilecek. PYD/YPG ile masaya oturulacak. Süreç için Eylül ayı bekleniyor.
6- Çin için; bir de bu Çin başımıza bela olmasın diye Doğu Türkistan'dan vazgeçilecek.
7- IŞİD'le savaşta en önde olunacak. ABD, AB, Rusya, İsrail'in güvenliği için IŞİD'e karşı savaşacağız. Gönüllü bir IŞİD hedefi haline gelmek için meydan çığırtkanlıkları devam edecek.
Kısaca; AKP iktidarlarında ne yuttuysak kusacağız ne kustuysak tekrar yutacağız...
Yazdıklarımı yadırgamayın ve de unutmayın!.. Türkiye ne istenirse veren biri tarafından yönetiliyor...