Eylül ayında kim kazandı, kim kaybetti?
Türkiye İstatistik Enstitüsü(TÜİK)’ne göre, Eylül’den Eylül’e son bir yılda Borsa dışında kalan diğer finansal yatırım araçları reel anlamda zarar getirdi.
Reel getiri, enflasyonun etkisi giderildikten sonraki gelir veya kayıptır. Biz vatandaşı daha yakından ilgilendirdiği için TÜFE’ye göre düzeltilmiş reel getiri oranlarını kullanacağız.
İMKB 100 endeksi, Eylül ayında yüzde 2.38 reel getiri, son bir yılda ise 8.03 reel getiri sağladı
Bir yıl önce, Eylül 2011’de İMKB 100 endeksi, eylül ayında yüzde 4.05 reel getiri sağlarken, 2010-2011 arasındaki bir yılda, yüzde -14.50 oranında reel kayıp getirmişti. Bir yıl içinde Borsa’nın reel getiri oranı eksi 14.50’den artı 8.03’e yükseldi. Reel getiri oranları arasında 22.53 puan fark var. Enflasyona göre düzeltilmemiş olan nominal getiri oranları arasındaki fark ise (16.85+17.96) 34.81 puana çıkıyor.
Bu fark, Borsa’nın ne kadar istikrarsız ve oynak olduğunu gösteriyor. Sermaye piyasası yatırımlar için kaynak sağlayan piyasadır. Bu kadar değişken olması bu piyasaya spekülasyonun hakim olması demektir. Bunun içindir ki Raiting kuruluşları Türkiye’nin notunu, yatırım yapılamaz -spekülatif piyasa- düzeyinde tutuyorlar.
Mevduat faizi de iki yıldan beridir, tasarrufları eriten bir mekanizmaya dönüştü. Faiz stopajı yapılmamış yani brüt mevduat Eylül ayında yüzde -0.52 ve yıllık olarak da yüzde -1.91 oranında reel kayıp getirdi.
Geçen sene eylül ayında da Brüt mevduat yine yüzde -0.24 ve yıllık olarak da -3.99 reel kayıp getirmişti.
Bu ne demektir? Diyelim ki 2010 yılı Eylül ayında yıllık mevduat hesabı açıp bankaya 100 lira yatıran bir vatandaşın işlemiş faizi ile 2011 eylül ayında eline geçen para reel olarak brüt 96 lira 1 kuruştur. İkinci sene de aynı parayı mevduatta tutarsa bu defa 2012 eylül ayında hesabında reel olarak 94 lira 10 kuruş kalacaktır. Bir de faizin yüzde 15 stopajı var. Sonuç olarak iki yıl önce 100 lira mevduatı ve 100 lira satın alma gücü olan mevduat sahibinin, şimdi elinde reel olarak 93 lirası yani 93 liralık satın alma gücü kalmıştır. Hal böyle iken, Başbakan neden faizler düşsün diyor? Neden Merkez Bankası, reel faiz hesabı yapmıyor? Ve bu şartlarda parası eriyen insanlar neden tasarruf etsin? Parasını neden TL’de tutsun? Bu şartlarda 2002 yılında yüzde 20 olan ortalama tasarruf oranının şimdi neden 13’e düştüğü açık değil mi?
Mevduata eksi faiz, yatırımcıya da ucuz kredi sağlamıyor. Yatırım eğiliminin düşmesi de bu nedenledir.. Tek yararı bankaların kârının şişmesidir. Çünkü bankalar topladıkları mevduatı yüzde 100, kredi kartlarında yüzde 300 kârla satıyorlar.
Yatırım araçlarının
reel getirisi (TÜFE’ye göre yüzde)
Eylül Eylül’den Eylül’e
Son bir yıl
Mevduat Faizi ( Brüt ) -0,52 -1.91
Borsa İndeksi 2.38 8.03
Dolar -0,62 -8.28
Euro 3.07 -14.21
Altın ( Külçe) 6.31 -9.92
Diğer finansal yatırım araçları içinde dolar hem aylık hem de yıllık bazda kayıp getirdi. Euro ise Eylül ayında dolar karşısında arttı. Yüzde 3.07 reel getiri sağladı. Ancak son bir yılda TL karşısında hala düşük kaldı ve bir yıllık reel kaybı yüzde 14.21 oldu.
Altın ise bir ara düştü.. Bu nedenle son bir yılda 9.92 oranında reel kayıp getirdi. Ancak Eylül ayında arttığı için yeniden aylık bazda yüzde 6.31 reel getiri sağladı.