Etimesgut belediye başkan adayları ve oy kullananlar iki kez düşünmeli
Savaşlardan yeni çıkılmıştı, Ankara başkentti. Yurdun bir çok yeri gibi yoksulluk ve yorgunluk Etimesgut'a da hakimdi. Genç nüfus savaşlarda ölmüş, toprak bakımsız kalmış, hastalıklar yaygınlaşmıştı. Bir çok köy, bataklık yeri gibiydi. Etimesgut’ta öyle...
Atatürk’ün amacı bir an önce Cumhuriyet ışığıyla yurttaşlarına sağlıklı bir yaşam sağlayıp yoksulluktan kurtarmaktı. Tek çare, tarımı geliştirmekti. Köylü kalkınırsa herkesin kalkınacağını; ülkenin ekonomik anlamda büyüyeceğini düşünüyordu. O fikri 17 Şubat 1923 yılında toplanan İzmir İktisat Kongresi ile başlamıştı...
1925 yılında aşarın kaldırılması kongrede alınmış kararlara dayanmaktaydı. Bir yıl öncesinde Köy Kanunu çıkarılmış her köyün yeniden yapılandırılması hedeflenmişti. Kanun, 97 maddeden oluşturulmuştu. Köylerde hastane, postanenin dışında kütüphane bile olacaktı. (İleriki günlerde; 1933 yılına kadar köy sınırları içine 1.821.900 ağaç dikildi.)
Atatürk, kurduğu çiftliklerde yaptığı örnek çalışmalarla köylüye toprağın nasıl işleneceğini, hayvanlardan nasıl yüksek verim alınacağını bizzat gösteriyordu. Büyük bölümü Etimesgut sınırları içinde kalan Atatürk Orman Çiftliği bu uygulama sahalarından birisiydi. Etimesgut’ta kurdurduğu örnek köy Atatürk'ün çorak ve bataklık bir alanı dönüştürme azim ve kararlılığı parmak ısırtıyordu. Yabancı gazeteciler Etimesgut’a gelip oranın güzelliklerini gazetelerine bildiriyordu...
***
Cumhuriyetin kuruluşunun üzerinden sadece 6 yıl geçmişti. Etimesgut köyü yeni kurulmuş ve Rumeli göçmenleri yerleştirilmişti.
4 Temmuz 1929
Etimesgut
Atatürk, çocukluktan o yana mahalle arkadaşı olan mühendis Asaf İlbay yanında olduğu halde bir binanın tesisatını incelemek için Etimesgut Köyündeydi.
Bir anda bütün kadınlar etrafını sarıp dertlerini anlatmaya başladı. Başlarında 70 yaşlarında bir nine vardı sesini duyurdu:
- Paşa efendi alışkanlık bu ya: Köy evlerinin yanı başında davarını, öteberisini koyacak bir yer lazımdır. Harman yerleri biraz uzak da olsa zarar etmez. Yer de yok değil, Allah bol arazi vermiş şükür. Emret de, bu yerleri bize ayırsınlar.
Sesi duydu, gereken emirleri anında yaverlerine not ettirdi ve sadece gözleri görünen ninenin yanına gidip kalın bir yemeniyle örtülü saçlarını ve yüzünü okşadı.
- Güzel nine, nurlu yüzünü aç da güneş ışığı alsın. Hem bu, kalın örtü sağlıklı değildir, dedi
Nine vakit kaybetmeden, yüzünü ve saçlarını kapatan yemeniyi çıkarıp herkesin duyacağı şekilde konuştu:
- Milletin babasısın, sana haram olmaz. Gel ben de senin güzel yüzünü öpeyim!
Atatürk'ü öptü, ağladı ve orada bulunanları da ağlattı...
***
Atatürk, Etimesgut’u örnek köy olarak kurmayı hedeflemişti. Sonrasında sık sık o köye gidip bütün çalışmaları yerinde inceledi.
Not: Etimesgut adının kaynağı; İlk yerleşim yeri Ahi Mesud Çiftliğine yakın oluşundan dolayı kurulan örnek nahiye bu isimle anılmıştır. 2 Ağustos 1930 tarihinde adı "Etimesut" olarak değiştirilen Ahi Mesud nahiyesi Yüce Önder Atatürk'ün 29 Kasım 1937 tarihinde Numune Sıhhat Merkezini ziyaretleri sırasında hatıra defterinde belirttikleri addan hareketle 24 Aralık 1937 tarihinde "Etimesgut" olarak kabul edilmiştir. Yüce önderin yakın ilgisi ile örnek bir yerleşim yeri haline gelen Etimesgut O'na duyulan saygının bir ifadesi olarak bu ad ile anıla gelmiştir.
Kaynak:
Asaf İlbay, Atatürk'ün Hususi Hayatı
www.isteataturk.com (Fotoğraf kaynağı: Cemal Işıksel)