Erken seçim mi koalisyon mu? (2)
Dün bu köşede erken seçimin, siyasi, sosyal ve ekonomik maliyetlerinin yüksek olacağını yazmıştım. Seçimlerin üstünden geçen bir ay, aynı zamanda siyasi partilerin ülke çıkarlarından çok, parti çıkarlarını ön planda tutarak hareket ettiklerini gösterdi. Meclis Başkanlığı seçiminden tutun, başkanlık divanının oluşma aşaması bu gerçeği gösteriyor. Siyasi partilerin bugünkü tutumlarından, koalisyon görüşmelerinin de kolay olmayacağı belli oluyor.
Ne yazık ki muhalefetin koalisyonu belirleme etkisi ve AKP’yi demokrasi çizgisine çekme gücü, Meclis Başkanlığı seçiminde takındıkları basiretsiz ve bencil politika sonucu kaçırılmıştır. Bu nedenle yüzde 60’ı temsil eden üç muhalefet partisinin de bir araya gelemeyecekleri anlaşılmıştır. Böylece inisiyatif AKP’ye geçmiştir. Milletin vermediği bu inisiyatifi AKP’ye muhalefet partileri vermiştir.
1- AKP-HDP koalisyonu hiç tartışılmıyor. Hatta imkânsız gözle görülüyor. Tahmin ediyorum ki HDP’nin koalisyondan ne isteyeceği hem çok açık değil, hem de istediklerinin ne oranda gerçekleşebileceği, AKP’yi korkutuyordur. Bu nedenle böyle bir koalisyon ihtimal dışı kalıyor
2- AKP-MHP koalisyonu gerçekleşebilir. Meclis Başkanlığı seçiminde MHP’nin gösterdiği ve kimsenin çözemediği tavır, ileride böyle bir koalisyon olursa daha iyi anlaşılacaktır.
AKP-MHP koalisyonu için görüşmeler yapıldığı biliniyor... Hatta MHP’nin Milli Eğitim, İçişleri, Kültür ve AB Bakanlığını istediği basına yansıyan haberler arasında yer alıyor. AKP’nin İçişleri Bakanlığı’nı vermesi çok olası görünmüyor. Bunun yanında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nı vermesi de olanaksız görünüyor.
AKP-MHP tabanının en az yüzde 50 oranında çakıştığını tahmin ediyorum. Bu durum koalisyon için hem zorluk, hem de kolaylık yaratıyor.
Kolaylık yaratıyor... Çünkü zıtlıklar azalmış oluyor... Zorluk yaratıyor... Çünkü her iki parti de, biri diğerinin tabanını çekmek istiyor.
3- AKP-CHP koalisyonu, ihtimal dahilindedir. Aslında bugünkü siyasi ve ekonomik konjonktürde daha da gereklidir.
AKP-CHP koalisyonu adeta bir restorasyon koalisyonu olacaktır.
1- Durgunluğun etkili olduğu bir ekonomik istikrar sorunu yaşıyoruz. AKP-CHP koalisyonu ekonomiye ve piyasaya güven ve istikrar verecektir. Piyasanın beklentileri de bu yöndedir.
2- Siyasi gerilim azalacaktır. Siyasette zıt ideolojilerin ülke menfaati için bir araya gelmesi pozitif bir örnek oluşturacaktır. 1980 öncesi rahmetli Ecevit ve Demirel’in bir araya gelerek büyük Türkiye koalisyonu kurmaları çok istendiği halde gerçekleşmedi. Bu koalisyon gerçekleşmiş olsaydı, darbenin gerekçeleri boşlukta kalmış olacaktı.
3- Avrupa Birliği görüşmeleri hızlanacaktır. Avrupa Birliği yıllık Türkiye raporlarında otokrasi ve yolsuzluk tartışmalarından şikayet ediyor. Aynı raporlarda Türkiye’de insan hakları ve basın özgürlüğünün kan kaybettiğini vurguluyor.
4- Kamplaşma kalkacak ve sosyal gerilim azalacaktır. Siyasi arenada son yıllardaki siyasi kavgalar, siyasi üslup, ilk defa bu kadar hırçınlaştı. Bu durum toplumu da geriyor ve ayırıyor.
5- Dış politikaya yeni bir bakış açısı gelecek ve Türkiye Orta Doğu batağından kurtulacaktır.
Bu saydıklarımız temenni de olsa, gerçekleşmesi toplumu rahatlatacaktır.
Öte yandan, millî eğitim ülkenin geleceğidir. En büyük sıkıntı da millî eğitimdedir. Millî eğitimde, eğitim kalitesi ve formasyon yerini ideolojiye bırakmış durumdadır. Yaşam ve inanç özgürlüğü sınırlanıyor. Eğitime laik-demokratik cumhuriyet değerleri ancak CHP’nin denetimi ve müdahalesi ile yeniden gelebilir.
Özet olarak zaman, çatışma zamanı değil, çözüm zamanıdır. Bunun için de en iyi alternatif AKP-CHP alternatifidir.