Arapları Osmanlı’ya isyan ettiren Lawrence, “Bir Kürt devleti kurabilseydim, Türkler’i tarihten silecektim, başaramadım” demişti. Bugün sizce Lawrence’in rolünü kim üstlenmiştir?
Bu konuda yeni bir model var: Doğu Timor modeli...
ABD, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Doğu Timor modelini uygulamayı sürdürüyor.
Endonezya’da önce Doğu Timor Bağımsızlık Hareketi, ABD ve Avrupa’nın himayesine alındı. Nisan 1999’da BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Endonezya ile Doğu Timor’a verilecek özerklik planında anlaştıklarını açıkladı. 30 Ağustos 1999’da yapılan referandumda Doğu Timor halkı yüzde 78.5 oranında “bağımsızlık” dedi...
Endonezya Silahlı Kuvvetler Komutanı General Wiranto, “Uluslararası Barış Gücü’nün Doğu Timor’a yerleştirilmesi” ni kabul etti. Eylül 1999’da BM Güvenlik Konseyi, Çok Uluslu Barış Gücü’nü Doğu Timor’a yerleştirdi.
Doğu Timor’un bağımsızlığı tanındı.
***
Irak’ta da Barzani ve Talabani, ABD himayesine alındı. Abdullah Öcalan ve PKK’nın rolü ise, Türkiye’yi terörle mücadeleyle meşgul ederek Barzani ve Talabani’ye zemin kazandırmaktı. Öcalan, Türkiye’ye getirildikten sonra “Ben tarihi rolümü oynadım” demişti. Öcalan’ın tarihi rolünün ne olduğunu da 1. Körfez Savaşı sırasında bir Amerikalı komutan, Güneri Civaoğlu’na açıklamıştı: “PKK, Türkiye’yi kendi üzerine yöneltirken Barzani ve Talabani’ye serbest hareket etme imkânı vermiştir.”
Nitekim Türkiye, zaman zaman PKK’ya karşı daha çok Barzani ile birlikte hareket etmiş, ortak operasyonlar düzenlemiştir. Fakat, Osman Pamukoğlu’nun yönettiği bir operasyonda, Barzani kuvvetleri için Türkiye’nin kurduğu karakollarda PKK’nın yerleşmiş olduğu anlaşılmıştır!
***
Diğer taraftan İsrail, 1948’den beri Barzani ve Talabani gruplarını finanse ediyor, gerilla eğitimi veriyor...
Bu organizasyon sonunda kurulan Kuzey Irak’taki devletin anayasası, “1920 yılında imzalanan Sevr Anlaşması’nın 62-64 nolu maddeleri Kürtlere self-determinasyon hakkını tanımasına rağmen, uluslararası çıkarlar ve siyasal dengeler Kürtlerin bu hakkı elde edip uygulamaya geçirmelerini engellemiştir” diye başlıyor...
Yani şu anda uygulamaya konulan proje, Sevr’in ta kendisidir.
23 Mart 1974’de Molla Mustafa Barzani’nin ilk eşinden olma oğlu Ubeydullah, Saddam’a sığındı ve babasının ayrılıkçı olduğunu, kardeşi Mesud ile birlikte İsrail’i ziyaret ettiğini, Irak devletine karşı düzenlenen bütün saldırıları İsrail’in planladığını açıkladı.
Ubeydullah, “Babam, İsrail güdümlüdür. Karargâhında sürekli olarak kendisine danışmanlık yapan İsrailli subaylar vardır. Babam, onlardan aldığı talimatları Mesud’a ve iki yeğenine iletir. Onlar da hiç düşünmeden bu emirleri yerine getirir” dedi.
***
Şimdi Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerini de özerkleştirerek Kuzey Irak’taki yapılanmaya katabilmek için benzer planları Türkiye’de de hiç düşünmeden yerine getirenler var!
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Artık Öcalan’a gerek mi kaldı? Onun yapamadığını Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. PKK’nın hayal edemediklerini Erdoğan gerçekleştiriyor” diyor.
40 bin kişinin katlinden sorumlu olan Abdullah Öcalan ve dağdaki, cezaevindeki teröristleri affederek siyasete sokabilmek için genel affı zikretmeye de başladılar.
Vural da “Bu coğrafyada ’Kürdistan’demek, Diyarbakır’ı Erbil ile aynı eksene oturtmak; Sevr’i hortlatmak, Lozan’ı yırtmaktır. İşgalci zihniyetin dışarıdan yapamadığını kim bize içeriden hazmettirebilir?” diye sordu.
Türk Milleti, artık Tayyip Erdoğan’ın tarihi rolünü sorgulamalıdır.
