Erdoğan'ın "iş adamları..."
Hatırlayın;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasetinin ilk yıllarında merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in iş adamlarından oluşan "aile fotoğrafına" sıkça dikkat çekip; "benim aile fotoğrafım milletimdir" demişti...
Kulağa ne hoş gelen bir ifadeydi...
Her iktidar kendi zenginini yarattı Türkiye'de... Biz o dönemlerin "azgın azınlıklarını" da yazdık... Şimdi eski Türkiye'nin siyasetçisi, bürokratı, iş adamı... hepsi, götürdükleri paralara zeval gelmesin diye sus pus...
Peki Erdoğan ne yaptı? Geleneği değiştirmedi... O da kendi "aile fotoğrafını" var etti... Dün medyaya yansıyan haber Erdoğan'ın yakın çemberindeki iş adamlarının olağanüstü başarı hikâyesini anlatıyordu!
Dünya Bankası'nın verilerine göre dünyanın en çok altyapı yatırımı yapılan ilk 4 ülkesi arasında Türkiye var... Bu yatırımları kimlerin yaptığına bakıldığında ise; "en fazla ihale alan ilk 10 şirket arasında 5 Türk şirketi" dikkat çekiyor...
Türkiye'de "mega proje" olup da bu 5 şirketin adının geçmediği ihale yok... Limak Holding, MNG Holding, Kalyon, Kolin ve Cengiz Holding...
Ancak iş adamlarından oluşan "aile fotoğrafında" yalnızca bu şirketler yok elbette... Arşiv bana Birlik Vakfı'nı işaret ediyor...
AKP kadrolarının, İstanbul Büyükşehir Belediye yönetiminden gelip Türkiye'yi yönettikleri ve katrilyonluk rantı dağıttıkları uzun yıllar boyunca Birlik Vakfı etrafında şekillenen isimlerin, Türkiye'nin süper zenginler listesine de dahil olduklarına tanık olduk...
Dünya Bankası'nın süper 5'lisindeki Kalyon Grubu bunlardan biri mesela...
Kalyon İnşaat firmasının sahipleri Hasan ve Hüseyin Kalyoncu, Birlik Vakfı'nın kurucularından... Bu vakfın kurucuları arasında Erdoğan'dan, Abdulkadir Aksu'ya, Ömer Dinçer'den Cemil Çiçek'e, Özallara uzanan isimleri görüyoruz...
Vakfın önünden geçen, bugün trilyonluk iş adamı olmuş...
Mesele tüm palazlanmanın, olağanüstü zenginleşmenin nedeni olan; belediyelerden başlayarak Ankara'da devam eden yüzlerce ihalenin çok büyük bölümünün yasal sınırlar zorlanarak, etik kurallar, adalet, rekabet yok sayılarak gerçekleştirilmiş olması...
Okurlarım bilir; ben bu yapıya "Görünmez Holding" adını vererek defalarca yazdım...
Artık görünüyorlar ve dünya listelerinde ön sıradalar...
İyi ki varsın, umudumuz sende...
Elindeki çöpü çöp kutusunu buluncaya kadar taşır...
Dünyayı başka canlılarla paylaştığımızın farkındadır; kimi zaman simidinden bir parçayı kimi zaman ucuzundan salam sosisi gider önlerine bırakır.
Sahipsiz, zor durumda bir yavru görse dayanamaz, ya destek olur ya destek bulur.
Memleketin tüm çocukları kendi çocukları gibidir. Kar yağsın, soğuk olsun istemez. En çok yoksul çocukların üşüdüğünü bilir...
Kaldırımda bir aç görse, kendi tokluğundan utanır...
Bir lira vergi kaçırmaz, bir metrekare fazla inşaat yapmaz, başkasının hakkına hukukuna saygılıdır... yasalara bağlıdır... yapanın yanına kâr kaldığını bilir de kendi vicdanına veremez hesabını...
Mazlumun, kimsesizin yanındadır... Her alanda adaleti, fırsat eşitliğini, çocukların çocuk olma ve mutlu büyüme hakkını canı pahasına savunur.
Kendisi için istediğini tüm insanlık için ister... yaptığı yardımı kimse bilmez, insanın mutluluk sırrını çözmüştür; "iyilik yap denize at... balık bilmezse Halik bilir..."
Egosunu gömmüştür, okuyup öğrendikçe cehaletinin farkına varır. Bildiği tek şeyin, hiçbir şey bilmediğini bilecek kadar bilgi sahibidir...
Merhamet, empati, sevgi, yüksek ahlak, vicdan, vefa ve farkındalık... Hepsine sahiptir ve hep daha iyisi için çalışmaktadır...
Hayatın tüm ağır şartlarına ve zorlamalarına rağmen doğruluktan ayrılmaz.
Yarın yılın son günü... Yeni yıl girerken umudum işte bu insandadır...
Sözüm sanadır... Yüksek ahlakı siyasette örgütlemeden kurtulmayacak memleket... İnandığın kadrolara dahil ol ve hep daha iyisi için örgütlen...
Siyaseti; kötünün iyiyi kovduğu değil, kötülerin barınamadığı bir kutlu zemine dönüştür... Delege de sen ol, üye de... Belediye Başkanı da, milletvekili de, meclis üyesi de, Başbakan da sen...
"Namuslu insanlar namussuzlar kadar cesur olmalıdır..." evet, ama yetmez...
Namuslu insanlar da talep etmelidir... Namuslu insanlar da siyaseti vurgun yeri görenler, seçilene kadar kartal, seçildikten sonra maymuna dönenler kadar o makamları kendilerinde hak görmelidir...
Örgütlenecek, siyasi partiler başta olmak üzere örgütlü yapıların içinde yer alacak, siyasete etki edeceksiniz... Aksi halde her geçen yıl bir öncekini arayacağız...