Erdoğan’ın içinde Wilson varmış?
Önce Beşir Atalay söyledi. Ardından da Başbakan Erdoğan: “23 Nisan 1920 ruhuna dönmeliyiz.”
İyi de...
Nedir 23 Nisan 1920 ruhu?
23 Nisan 1920 ruhu demek, halk tabiri ile 72,5 milleti bir araya getiren ve bir ara hâkimiyet alanı 25-26 milyon kilometrekareye ulaşan Osmanlıyı Kürt, Laz, Çerkez vs. diye Başbakanın tabiri ile 36 etnik yapıya bölmenin önüne geçip, “Müslüman’ı Türk, diğerlerini azınlık” kabul ederek millet olma ruhu demektir...
AKP ise tam tersini yapıyor, bin yıldır bir arada yaşayan ve kendini asla azınlık kabul etmeyen, çoğunluğun da kendilerini azınlık olarak görmediği Kürt’e,
“Sen farklısın ve bizimle birlikte olmamalısın” diyor. Erdoğan’ın bahsettiği ruh bu toprağın ve bu tarihin ruhu değil, 1918’de zamanın ABD Başkanı Wilson’un 14 madde halinde açıkladığı “Prensipler” den 12’nci maddenin ruhudur. O maddenin ikinci bölümünde Wilson, ABD’ye, Türkler arasında belli bölgelerde yoğunlaşmış olarak yaşayan azınlıkların özerkliği için çalışılmasını hedef olarak gösteriyor.
Daha sonra Wilson ve ABD’nin destekçileri ve bilumum Haçlılar Osmanlı’nın başına çullandılar ve Türk milletini Anadolu’dan silip süpürmek için var güçleri ile bu topraklara çullandılar.
Türk milleti önce Çanakkale, ardından da Kurtuluş Savaşı ile Wilson’un bu topraklar üzerindeki emellerini kursağına tıktığı gibi Haçlıları da vatanından sildi süpürdü, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.
ABD bunu hazmedemediği için Lozan’ı tanımadı.
Yani ABD için Türkiye-Irak sınırı diye bir sınır yok.
Erdoğan, Wilson’un ve Wilson ilkelerine mümkün olduğunca sadık kalmaya çalışan ABD Başkanlarının rüyasını, BOP Eş Başkanı olarak Türkiye’de hayata geçirmek istiyor.
Maalesef hayli de mesafe aldı.
Bize inanmayanlar Teke-Tek’te Fatih Altaylı’ya söylediklerini hatırlamaya çalışsın. Erdoğan o toplantıda, BOP Eş Başkanı olarak üzerine düşen görevleri anlatıyor ve bu görevleri arasında Diyarbakır’ın bir “Yıldız” ve bir “Merkez” olması için gayret sarf ettiğini söylüyor.
Sözü uzatmaya gerek yok.
Şimdi bizi okuyanlar evlerinde bir sözlük varsa açıp “Merkez” ne demek, ona bir baksınlar. Orada “Merkez” kelimesinin “Şehir için” kullanıldığında bunun “Başkent” anlamına geldiğini görecekler.
Peki, Türkiye’nin başkenti Ankara değil mi?
Öyle...
Türkiye’nin başkenti Ankara olduğuna göre o zaman Diyarbakır nerenin başkenti olacak?
Tabii ki, Kürdistan’ın..
Şimdi anladınız mı bölgeye niye “Kürdistan” ve Diyarbakır’a niye “Amed” dendiğini?
Bölge Kürdistan olunca...
Başkentin adı “Diyarbakır” olarak kalacak değil herhalde. Tabii ki, “Amed” olacak...
Yiyenlere afiyet olsun..