Erdoğan’ın çok önemli tavsiyesi!

Tayyip Erdoğan, Bangladeş Cemaat-i İslami Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla’nın savaş sırasında, Pakistan ile işbirliği yaparak 369 Bangladeş askerinin ölümüne sebep olmak suçundan idam edilmesinden sonra Türkiye’de sessiz kalanları suçladı.
Erdoğan, infazdan hemen sonra yaptığı açıklamada da “Dünyada bu tür yargılamaların, duygusal yargılamaların artık bitmesi gerektiğini, adaletin tecelli etmesini herkesin beklediğini özellikle vurgulamak istiyorum. Siyasi mücadeleyi de Bangladeş halkının bırakmaması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü çekilmek, meydanı mevcut güçlere bırakmak anlamına gelir ve demokrasi mücadelesinden yılmamak gerekir”
demişti.


***


Biz de hatırlatmalıyız ki Türkiye’de idam cezası Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının da desteğiyle kaldırılmıştır ama Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk soruşturmaları sırasında cezaevinde ölenler oldu. Kuddusi Okkır, zamanında tedavi edilmediği için öldü. MİT’in önemli bir görevlisi Kaşif Kozinoğlu yine zamanında tedavi altına alınmadığı için öldü. İlerleyen yaşına rağmen, uzun süre tutuklu kalan ve üç ay önce tahliye edilen Teoman Koman da öldü. Şener Eruygur, cezaevinde geçirdiği kazadan sonra, resmi raporlarla da belirlendiği gibi cezai ehliyetini kaybetti. Buna rağmen mahkûm edildi ve yeniden tutuklandı. Hakkındaki iddiaları kabul edemeyen subaylardan Ali Tatar ve Doğan ilhan gibi tutuklanmadan önce intihar edenler oldu. Beş, altı hatta Ergun Poyraz gibi yedi senedir tutuklu olanlar var! Adam, bir kitap yazmış! İddiaya göre belgeleri jandarma istihbarattan almış! Bu, bir suç değil! Kitapta suç teşkil eden bir ifade, meselâ bir hakaret iddiası da yok ama Poyraz da kitap yazarak hükümeti devirmekten 34 yıla mahkûm edildi! Daha garip olanı avukatı Hüseyin Buzoğlu da aynı cezaya çarptırıldı!
Şimdi Tayyip Erdoğan döneminde süren yargılamalar yani Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları, siyasi davalar değil midir? Bu davalar, ölümlere sebebiyet vermiş değil midir? Ağır hasta olduğu raporlarla belli olan Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nu hâlâ içeride tutmak cinayete teşebbüs değil midir? Tayyip Erdoğan, bu konularda hiç sesini çıkarmış mıdır ki Bangladeş’de 369 kişinin ölümünden sorumlu tutulan bir dini/siyasi liderin idam edilmesine sessiz kalanları eleştiriyor?
Bir defa, Abdülkadir Molla’yı Türkiye’de tanıyanlar, Cemaat-i İslami örgütüyle ilişkisi olanlardır. Bu gruplar dışında, olayın iç yüzünü bilen yoktur. Kaldı ki Tayyip Erdoğan’ın Libya’da, Suriye’de kimi, niçin desteklediği de ortadadır. Kıbrıs savaşında Türkiye’ye yardım etmiş Kaddafi’nin ve on binlerce Libyalının öldürülmesinden, Suriye’de el-Nusra gibi terörist grupların desteklenerek insanların katledilmesinden sorumlu tutulan bir siyasi şahsiyetin, Bangladeş’te doğru tarafta olduğuna kim güvenebilir?
Üstelik Türkiye’de hukuk faciaları yüzünden gözümüzün önünde insanlar ölüyor, Tayyip Erdoğan ve destekçileri, bu adaletsiz düzeni durdurmak için hiçbir çaba göstermiyor.


***


Gerçekten de bu siyasi yargılamaların artık bitmesi gerekmiyor mu? Herkesin yaptığı yanına kâr mı kalacak zannediliyor? Sahte belgelerle insanları mahkûm ettireceksin, sonra da adalete güvenilmesi gerektiğini söyleyeceksin! Bu sahte belge düzenleme işini organize edenler, hedef tahtasına seni oturtunca da “Çeteler, TBMM’nin yetkisini kullanamaz” diyeceksin!
Evet Tayyip Erdoğan’ın tavsiye ettiği gibi bu ağır saldırılara rağmen, Türk milletinin de siyasi mücadeleyi bırakmaması gerekir. Çünkü çekilmek, meydanı mevcut güçlere bırakmak anlamına gelir!
Mevcut güçler, bu adaletsizlikleri yapanlardır!

Yazarın Diğer Yazıları