“Erdoğan’ın büyük kumarı” ve 19 Mayıs

ABD’nin Foreign Policy dergisinde “Erdoğan’ın Büyük Kumarı” başlıklı bir makale yayınlandı. Yazar, bize göre “çözülme süreci” olan “çözüm süreci” ni göklere çıkarmakla birlikte Erdoğan’ın “İkinci Türkiye Cumhuriyeti” nin kurucusu ve “Türk deGaulle’ü” olmak istediğini, başarılı olması halinde, yetkilendirilmiş devlet başkanlığı bileti ve Nobel barış ödülü alabileceğini, aksi halde hem kendisini hem de Türkiye’yi tüketecek güç bir durumla karşı karşıya kalabileceğini belirtti.
Makalede, “Erdoğan, sadece modern Türk ulus-devletinin özünün yeniden tanımlanmasıyla değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ulusal güvenlik prensiplerinin radikal revizyonuyla sonuçlanabilecek bir yol belirlemiş görünüyor” denildi.


***


Bilindiği gibi Türk devletinin temellerini yıkma girişimleri, Anayasa suçudur. Geçmişte gençler bu suçtan idama mahkûm edilmişlerdir.
Fakat Erdoğan, Türk devletinin temellerini değiştirebilmek için hem PKK’yı hem Suriye meselesini kaldıraç olarak kullanıyor. Hatta, Atatürk’ün Türk Milleti’ne son hediyesi olan Hatay’ı bile bu iş için kullanmakta tereddüt etmiyor. Üstelik bu işleri Büyük Orta Doğu Projesi çerçevesinde; Türk milli menfaatlerini yok ederek yapıyor.
“Bunun delili nedir?” diye soranlar olabilir. Delil çok da bir soru önergesi, delillerden birini ortaya koyuyor...
Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu, Tayyip Erdoğan’a soruyor:
“1- Hiçbir doğal engel olmaksızın, düz arazi üzerinde bulunan ve sadece tel örgü ve mayınlı sahalardan meydana gelen Suriye hududumuzun, mayınlardan temizlenerek korunaksız hale getirilmesine yönelik amacınız, ileriki zamanlarda meydana gelmesi planlanan Suriye iç savaşında, Suriyeli rejim muhaliflerinin ülkemize daha rahat ve kontrolsüz girip çıkmasını sağlamak mıydı?
2- Suriye sınırımız mayınlardan temizlenmiş olsa idi bölge ve hudut güvenliğini sağlamaya yönelik hangi tedbirleri uygulamaya koyacaktınız?”


***


Konuyla ilgili bir de mektup var. Okurumuz Hasan Çakıroğlu, “Arslan bey, ’Suriye’nin kuzeyi PKK’ya terk edilmiştir. Hatay’ın nüfus yapısı değiştirilerek, Büyük Kürdistan’ın denize çıkışı mı sağlanmak isteniyor?’ tespitiniz çok doğru ve endişe verici; bana da Suriye’den bir Kürt koridoru açılacak.. Akdeniz’e açılımı Hatay üzerinden olacak gibi geliyor; son gelişmeleri böyle okuyorum” diyor.
Şimdi haritaya hep birlikte tekrar bakalım.. Mayınlı arazi şeridi ve güneyindeki bölge, bugün içlerinde terör örgütleri de bulunan Suriye muhaliflerinin kontrolünde değil midir? Üstelik bu şeridin büyük bir bölümü PYD ve PKK’nın elinde bulunmuyor mu? Arada tek bir engel var; Reyhanlı ve Yayladağı! Bombalar bunun için mi patlatılıyor?
Abdullah Gül ise hâlâ “Türkiye, Suriye’de olup bitenlerin, kaosun Türkiye’ye taşınmasına, buna asla müsaade etmeyiz” diyor.. Gaziantep’te ve Reyhanlı’daki patlamalar nedir öyleyse?
Erdoğan’ın kumarı nasıl mı sona erecek? MHP İstanbul Milletvekili Celal Adan’a göre “Adaletli bir hükümet iş başına geldiğinde Başbakan, bakanlar, yöneticiler hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek. Bu kadar suç işlenen bir döneme rastlanmamıştır.”


***


Arif Nihat Asya, Türkiye’ye yönelik iç tehditleri zamanında algılamıştı ki “Ey en büyük insandan alan ilk adını, / Bir bayrak olup Samsun’a çıksan, yeniden...” demişti.
“Bir daha gel, gel Samsun’dan” diyen Mahzuni’nin de ilham aldığı bu hitabın gereğini, bugünlerde TGB’li gençler yerine getiriyor. Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti’ni korumak için 19 Mayıs’ta Ankara Sıhhiye Meydanı’nda “Biz buradayız” diyecekler.. Türk gençliği yeniden bayrak olacak..

Yazarın Diğer Yazıları