Erdoğan’a Libya aynası!
“Yerden gökten ölüm yağdırıyor” diyerek Beşşar Esad’ı “Yezid”likle suçlayan Sayın Başbakanın “Yerden gökten ölüm yağdır” diye Obama’dan talep üstüne talepte bulunması içler acısı bir durum.
Lâkin bazıları zannedebilir ki, Obama ölüm yağdırıp Beşşar’ı mezara sokarsa Suriye belki bundan daha iyi olur.
Gelin görün ki bu bir “varsayım” bile
değil.
Çünkü önümüzde Obama ve Haçlıların vurduğu hiçbir İslâm ülkesinin öncekinden daha iyi olduğunu gösteren en ufak bir emare yok.
Milleti bu varsayımla kandırmaya çalışan Sayın Erdoğan’a “Libya senin için bir aynadır, karşısına geçip bakar mısın?” dememizde bir sakınca olmasa gerek.
Ajanslardan okumuşsunuzdur. Libya’da Kaddafi’yi deviren isyancı liderlerden Süleyman Ali el-Fesi üç gün önce uğradığı silahlı bir saldırı sonucu hayatını kaybetmiş. Yani Libya’da terör bitmiş değil. Ülkenin bir bölümü, “Ben ayrı bir devlet olacağım” diye isyan bayrağını çekmiş durumda. Bingazi dâhil bütün şehirlerde adam kaçırıp karşılığında para alma sıradan bir iş haline gelmiş. Devlet büyükleri bile rehin alınıp üzerlerinden servetler devşiriliyor.
Her taraf kaos. Sokaklar karanlık, evler karanlık. İş adamları koruma orduları ile hayatta kalmaya çalışıyor. Fabrikalar, tarlalar en verimsiz yıllarını yaşıyor.
Hani Kaddafi gidecek Libya güllük gülistanlık olacaktı!
Oysa Kaddafi döneminde evlere elektrik ücretsiz veriliyordu ve elektriksiz tek ev yoktu.
Bu kadar mı?
Hayır!
Su ve doğal gaz tıpkı hava gibi “zorunlu ihtiyaç maddesi” sayıldığından Kaddafi tarafından halkına ücretsiz veriliyordu.
Hastalar ücretsiz tedavi oluyor, ilaçlarını beş kuruş ücret ödemeden alıyorlardı.
Benzinin litresini Türk parası ile en fazla 15-20 kuruşa alıyordu Libyalı.
Libya’da vergi sıfırdı.
Yani hiçbir Libyalı devlete vergi ödemiyordu.
Libya bankaları verdikleri kredi karşılığında tek kuruş faiz almamaktaydı.
Libya’nın dış borcu da sıfıra yakındı.
Kaddafi Libya’sında otomobiller halka fabrika çıkış fiyatına satılıyor, nakliye bedelleri devlet tarafından ödeniyordu.
Evlenmek isteyen her çifte 150 metrekarelik daireler verilmekteydi.
Yurt dışında okuyan öğrencilere Kaddafi’nin Libya’sı 1650 euro karşılıksız burs vermekteydi.
Libya’da tüm üniversite mezunları iş bulana kadar maaşa bağlanıyordu.
Ve daha neler neler..
Sayın Erdoğan ve Batılı dostları Libya’ya müdahale edip “bahar” ve “demokrasi” getirdi, Libya aç kaldı, açık kaldı, terör ülkesi halini aldı.
İnsan bu aynaya şöyle bir bakar, “Libya’da ettiğim hatayı bari Suriye’de etmeyeyim” demez mi?
Basiret bağlanınca, demez.
Bugün Kaddafi’nin halkına sağladığı yukarıdaki imkânlardan değil ikisini, üçünü, birini bile sağlayabilsen Marmaray gibi sen onu sata sata en az beş seçim götürmez misin?
Peki Kaddafi’nin suçu neydi?
İnanın, Erdoğan-Davutoğlu ikilisi içini karıştırmadan önce Suriye’de de bunca imkânsızlıklara rağmen halk pek çok hizmeti Libya’da olduğu gibi ücretsiz yahut Türkiye’dekinin onda birine tekabül eden bedelle elde
etmekteydi.
İşte “Yezid” ve işte “Diktatörlükle” suçlanan adamların ülkeleri..
Ve işte “Gelişmiş demokrasi” ile yönetilen Erdoğan’ın yolsuzlukların ayyuka çıktığı ve gelir dağılımındaki uçurumu her geçen gün derinleştirdiği Türkiye’si...