Erdoğan, PKK ve ABD aynı görüşte!
İmralı sürecinde ittifak halinde olan üç unsur var: 1) Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan
2) PKK...
3) Ve ABD
SSCB Dağıldıktan sonra NATO’ya yeni düşman olarak İslâmiyet’i seçen...
Büyük Ortadoğu Projesi ile aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın İslâm ülkesinin sınırlarını silah zoruyla da olsa değiştireceğini açıkça deklare eden...
Ve bunu Irak ve Afganistan’ın işgallerinde Müslümanları aşağılayarak yapan ABD ve müttefiklerinin bunları Türkiye’nin iyiliği için yaptığına inanabilir misiniz?
Yani ABD ve müttefikleri Türkiye’nin iyiliği için milyarlarca dolar harcar ve evlatlarının Türkiye için ölmesine rıza gösterir mi?
Bu mümkün olmadığına göre “İmralı sürecindeki ABD” Türkiye’nin değil, “karşı”nın yanındadır. Peki “karşı” kimdir? Karşı elbette ki PKK terör örgütüdür.
ABD’nin PKK’nın yanında ve dolayısıyla PKK’nın da ABD’nin yanında olduğuna karine haddinden fazla. Biz bir tanesini söyleyelim ötesini varın siz anlayım.
Bush’un Irak’ı işgal ettiği günlerde ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan Robert Pearson, Washington’un hedefini: “Irak’ın kuzeyiyle Türkiye’nin güneydoğusu ve doğusu, tek bir ekonomik bölge olmalıdır” diye açık ve net bir biçimde ortaya koymuştu. İmralı’da PKK ile görüşmeler yapılırken BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, “BDP ve Kandil sürecin içersinde olmadan süreç ilerlemez” dedi ve ekleyiverdi: “Bu sürecin doğru adı ‘Hewler süreci’dir!” Hoppala, bu “Hewler Süreci” de nedir dedik, meğer kastedilen “Erbil Süreci” imiş. Erbil, Yani Irak Bölgesel Yönetimi’nin başkenti.
Görüyorsunuz önce nasıl gedikler oluşturuluyor ve ardından nasıl da o gediklere tuğlalar yerleştirilerek hedefe doğru ilerleniyor? Aynı şeyi Erdoğan, 2004 başındaki Washington temaslarının ardından yurda döndüğünde Kanal D ekranından “Şu anda ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir merkez, bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım” diye dile getirmemiş miydi?
Ve Barzani 2011 yılında Türkiye’ye geldi. Bölgesel Yönetimin lideri olarak Türkiye ile eşit şartlarda masaya oturdu ve Davutoğlu ile şu beş maddelik anlaşmayı imzalamadı mı?
1- Türkiye ile Kuzey Irak arasında tam bir ekonomik entegrasyon çalışması yürütülecek.
2- Ortak enerji, ticari, ulaştırma stratejisi olacak.
3- Türk Hava Yolları en kısa zamanda Erbil seferlerine başlayacak.
4- Ziraat Bankası ve diğer bankalar Kuzey Irak’ta şube açacak.
5- Aydınlar, öğrenciler ve üniversiteler arasında temaslar yoğunlaşacak. Böylece yeni bir tarih bilinci de sağlanacak.(M.Ali Güler, oda.tv)
Erdoğan-Davutoğlu ikilisi “Ne yaparsak biz yapıyoruz, Türkiye sesine kulak verilen ülke, Erdoğan dünya lideri” diyor amma bu çalımlara gerçeği bilenler ve uluslar arası camia bıyık altından gülüyor.
Ve insan sormadan edemiyor:
-Madem her şeyi siz yapıyorsunuz, o zaman niye bu kadar kötü yapıyorsunuz? Yaptığınız her şeyin sonunda Türkiye zarar görüyor! İşte siz böyle yaptınız, Barzani de Suriye PKK’sı PYD’yi silahlandırdı, eğitti Türkiye-Suriye sınırına konuşlandırdı. Kandil’deki PKK’ya Barzani ve ABD ikilisi kadar destek çıkan kimse yok..
Niye aymıyorsunuz?
Kim ne derse desin ABD, Erdoğan ve PKK ittifakının İmralı süreci ne Türkiye’nin, ne Türk, ne Kürt ve ne bölge ülkelerinin hayrına değildir. Kendi çocuğuna bile beslediği köpek kadar değer vermeyen Batı, Türk-Kürt ve Müslüman için kestiği tırnağı bile feda etmez...
Başımızı taşa vurmadan akıllanmayacak mıyız?