Erdoğan hangi; Gül hangi yörüngededir?
Abdullah Gül, gündemdeki tartışmalara ilişkin olarak, “Her şey rayına giriyor gördüğünüz gibi” dedi.
Rayından çıkaran kimdi peki?
Veya işler gerçekten rayında mıydı da rayından çıkarılmıştı?
Gül’ün işlerin rayına girmesinden kastı, Tayyip Erdoğan’ın geri adım atarak, dershanelerin kapatılmasını bir yıl ertelemesidir...
Her türlü siyasi düşüncenin dışında bakarsak, gençlerini, üniversite veya lise sınavı kazanmak için okullar dışında dershaneye gitmeye zorlayan bir yapılanma, o ülkede işlerin rayından çıkmış olduğunun temel göstergesidir.
***
Vatandaş vergi veriyor, askerlik yapıyor ama devlet, kendi okullarında gençlere yeteri kadar eğitim-öğretim vermiyor! Sonra da kurulan dershaneler ve yurtlar üzerinden yetiştirilen gençlerin 30 yıl içerisinde devlet içinde devlet olması sağlanıyor!
Atılan geri adımla, bir zümre iktidarı oluşturma girişimine geri dönülmüş oluyor. Asıl dershaneleri kapatma girişimi, sistemin rayına oturtulması çabası sayılabilirdi ama eğitim sistemini bu kadar bozduktan sonra, son hamlenin de fazla bir değeri kalmamıştı. Çünkü Tayyip Erdoğan, iktidarı paylaştığı zümre daha fazlasını istediği için dershaneleri kapatmaya çalıştı; eğitim sistemini rayına oturtmak için değil...
***
Rahmetli Tahir Kutsi Makal, “işler nasıl?” diye sorulduğunda, “yörüngesinde” diye cevap verirdi... Şimdi bir an için kendimizi bütün mensubiyetlerimizden soyutlayıp, adalet terazisi ile düşünelim! Türkiye’nin iç veya dış işleri veya özelde eğitim sistemi hangi yörüngededir?
Tayyip Erdoğan, her gün eserlerini yok etmeye çalıştığı Atatürk’ten güzel örnekler veriyor; Atatürk’ün 22 Nisan 1920’de çektiği telgrafı hatırlatarak “Bu telgraf önemlidir. TBMM’nin ne olduğunu, neden açıldığını en kısa açıklayan ifadeye sahiptir. ’23 Nisan 1920’den itibaren bütün sivil ve askeri makamların, bütün milletin başvuracağı merci Büyük Millet Meclisi olacaktır’Millet adına orada bulunan karar veren vekillerin Türkiye’nin istikametini çizeceği söyleniyor” diyor...
Erdoğan, “Kurtuluş savaşı günlerinde Polatlı’dan top sesleri gelirken, Meclis vazifesini yerine getirmişti. Bugün de sermayesini manşetlerini kurşun gibi Meclis’in üzerine çevirenlere rağmen Meclis’in ve siyasetin saygınlığından taviz vermeyeceğiz. Ne eli silahlı terör örgütleri, ne çeteler, ne manşetler, ne sermaye çevreleri Meclis’in çözüm iradesini gasp edemezler. Her meselenin çözüm yeri TBMM’dir” diyor.
Fakat Birinci Maarif Kongresi de 16 Temmuz 1921’de Sakarya Savaşı’nın hemen öncesinde, yine top sesleri arasında gerçekleşmişti. Bunu da unutmamak gerekir. 11 yıllık Tayyip Erdoğan iktidarı sırasında ise devletin okulları geriye gitmiş, eğitim, parası olanın satın aldığı bir hizmet haline getirilmiş hatta üniversite sınavlarında bile sahtekârlık yapılmış, cevap anahtarları yandaş zümreye dağıtılmıştır. Üstelik suçlular hâlâ iktidar tarafından korunmaktadır.
***
Erdoğan, “Çok partili dönemlerde, kimi çeteler, karanlık odaklar, zümre ve gruplar, bazı sermaye çevreleri millete aynı tahkir edici nazarla bakmış, milletin tercihini yok saymıştır. Bunlar hükümetler kurmuşlardır, istedikleri zaman değiştirmişlerdir” diyor.
Doğru da üniversite sınavlarında cevap anahtarlarını yandaşlara dağıtarak, 1.5 milyon gencin, yani milletin istikbalini çalan zümreyi kim besledi peki?
Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı, sevgili Erdoğan Aslıyüce, topluluklara hitaben konuşurken, Kur’an’dan alıntı yaparak söze “Ey iman edenler!” diye başlardı...
Ey iman edenler! Türkiye’nin işleri hangi yörüngededir? AKP hangi raya girmiş de çıkmak istediği halde çıkamamaktadır? Erdoğan hangi yörüngededir, Gül hangi yörüngededir?
-------------------------------------------------------------------------------
TEŞEKKÜR
Sevgili annemiz
Kadın Bulut'un
vefatı dolayısıyla, gerek cenazeye gelerek, gerekse telefonla, mesajla ulaşarak acımızı paylaşan, bütün akraba ve yakın arkadaşlarımıza, Yeniçağ gazetesi sahibi Ahmet Çelik'in şahsında Yeniçağ'ın bütün yönetici ve yazarlarına, çalışanlarına, okurlarına, İlker Yücel ve Can Karadut'un şahıslarında Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin bütün yönetici ve yazarlarına, okurlarına, MHP Bahçelievler İlçe Başkanı Mehmet Kaya'nın şahsında teşkilatın bütün mensuplarına, Şişli Belediye başkanı Mustafa Sarıgül'ün şahsında bütün belediye yetkilileri ve çalışanlarına, Erdoğan Aslıyüce'nin şahsında Ahmet Yesevi Vakfı mensuplarına, MHP Maçka İlçe Başkanı Faruk Genç'in şahsında teşkilatın bütün mensuplarına, Trabzon- Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç'in şahsında bütün belediye yönetici ve çalışanlarına, Esiroğlu Belediye Başkanı Kenan Yusufoğlu'nun şahsında bütün belediye yönetici ve çalışanlarına, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi'nin şahsında Fethiye'deki tüm dostlara, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek'e, Maçka-Ocaklı Köyü muhtarı Erol Bulut'un şahsında bütün Ocaklı köyü halkına ve çevre köylerden gelenlere, Bayburt Dernekleri kurucusu Erol Çelikay'ın şahsında Bahçelievler'deki tüm dostlara, Trabzon Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Mithat Kerim Arslan'ın şahsında Türk Ocaklı bütün dostlara, Prof. Dr. Zekeriya Beyaz'a, MHP Trabzon eski İl Başkanı Niyazi Ayar'a, Uluslararası Avrasya Eğitimcileri Federasyonu Başkanı ve eski Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan'ın ve KESK eski Başkanı Sami Evren'in şahsında eğitim camiasındaki bütün dostlara, Eğitim-Sen İstanbul 1 nolu şube yöneticilerine, Hikmet İşman'ın şahsında Aydınlar Ocağı mensuplarına, Milli Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural'ın şahsında yurt çapındaki bütün milli merkez temsilcilerine, Azerbaycan'dan eski dost Prof. Dr. Hanım Halilova'ya, yazar Hulusi Turgut'a, yazar Nihat Genç'e, yazar Banu Avar'a, yazar Oktan Keleş'e, yazar Murat Çulcu'ya, kendisi de annesini kaybeden sevgili Ozan Arif'e, sanatçı İbrahim Can'a, Ali Gürlü'ye, Turan Vakfı kurucuları Rasim Ekşi ve Turan Çakıroğlu'na, Közhan Yazgan'ın şahsında Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı mensuplarına, Ankara'dan Milli Düşünce Merkezi mensuplarına, yayıncı Oğuzhan Cengiz'e, yayıncı Haluk Hepkon'a, Samsun DP İl Başkanı Erdem Demirdağ'a, Mersin eski müftüsü ve MHP eski il başkanı Kamil Hayati Aydın'a, MHP Karaman eski milletvekili Osman Sevimli'ye, ANAP İzmir eski milletvekili Metin Öney'e, CHP eski İstanbul milletvekili Prof. Dr. Esfender Korkmaz'a, MHP eski genel sekreter yardımcılarından Naci Memiş, Ali Helvacı ve emekli general Raif Babaoğlu'na, MHP eski genel başkan yardımcısı Nazif Okumuş'a, CHP İzmir milletvekili Aytun Çıray'a, MHP Kayseri milletvekili Yusuf Halaçoğlu'na, eski bakanlar Ali Topuz, Sadettin Tantan, Agah Oktay Güner, Yaşar Okuyan, Koray Aydın, Sadi Somuncuoğlu ve Ufuk Söylemez'e, cezaevinden mektup yazan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e, İşçi Partisi Genel Başkan vekili Hasan Basri Özbey'e, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na, eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'a ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bulut ailesi adına ARSLAN BULUT