Erdoğan da yargılanacak mı?
Son 10 yılda aralarında benim de bulunduğum çok sayıda gazeteci yargılandı.
Suçu bankaların şöhretine ve servetine zarar vermek.
Bu nasıl bir şey demeyin.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 7. maddesi öyle başa bela ki bu maddeye göre bankaların tuvaleti pis diyenler bile, en az 3 yıl hapis istemi ile yargılanıyor.
Başbakan Erdoğan son dönemde sık sık bu maddeyi ihlal ediyor.
İlk olarak paranızı çekin, kamu bankalarına yatırın dedi. Bu direkt olarak özel bankaların mevduat kaybetmesine neden olabilecek açıklama.
Yani suç!
Son açıklaması ise “bankaların kartlarını kullanmayın” şeklinde oldu.
Bunu Başbakan değil de ben söylemiş olsaydım bugün Çağlayan’daki adliyede yargılanmaya başlamıştım.
4389 sayılı kanun şöyle diyor:
“Bir bankanın itibarını kırabilecek ya da şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu yolda asılsız haberler yayanlar için bir yıldan iki yıla kadar hapis ve bir milyar liradan iki milyar liraya kadar ağır para cezası hükmolunur. Bu fiilin 15/7/1950 tarihli ve 5680 sayılı basın kanununda belirtilen ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri ile işlenmesi halinde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki milyar liradan dört milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur.”
Başbakan bankalara kızıyor ve bağırıyor ama dünyada bir eşi benzeri olmayan böyle bir yasayı kaldırmıyor.
Hiç bir ülkede bankalar böyle bir madde ile korunmaz.
Bu yasayı yine politikacılar bankalara yağcılık olsun diye çıkarttılar. 15 yıldır da yürürlükte.
Bankalar bu maddeye öyle bir sırtını dayamış ki, internet ortamında “şu banka beni kazıkladı 500 lira dosya masrafı aldı. Bu bankadan kredi almayın” diye yazanları bile ’ip’adresinden bulup yargılanmasını sağladılar.
Şimdi Başbakan’ın dokunulmazlığı var. Eminim Başbakan’ın bu dokunulmazlığı kalkarsa bankalar 10 yıllık zaman aşımı olan bu maddeyi eninde sonunda işleteceklerdir.
Yani 2023 yılına kadar Başbakan Erdoğan’a “Bankaların şan şöhret ve sermayesine zarar verdiği” suçuyla dava açılma riski var.
Erdoğan’ın işi sağlama alıp bu maddeyi acil olarak kaldırması lazım(!)
Babacan bankaları destekledi
Başbakan yardımcısı Ali Babacan, zaman zaman bankalara sert çıkışlar yapsa da Başbakan’ın son çıkışına sanki destek vermedi.
Nitekim, “Kredi kartı borçlanma aracı değildir, çok dikkatli olmak lazım” derken sanki bankacıların gönlünü almak ister gibi bir tavır sergiledi.
Babacan’ın bu tavrının son dönemde ekonomide yaşanan olumsuzluklardan olduğu, bankalar ile ilgili yeni bir sorun yaşamak istemediğinden de kaynaklandığı konuşuluyor.
Tüm açıklamaları bir kenara bırakıp olaylara daha genel baktığımızda bir gerçeği görüyoruz.
Ekonomideki son çalkantı, hükümetin bankalar konusunda geri adım atmasına neden olmuştur.
Nitekim kredi kartları ve bankaların aldıkları hizmet gelirleri kalemlerini düzenlemeyi yasa ile değil de BDDK’ya bırakmaları da bunun bir işaretidir.
Yapılacak bir şey yok. Türkiye bir kez daha bankalar önünde diz çökmüştür.
Etimizle kemiğimizle bankalara ait olmaktan başka çaremiz yok!