Erdoğan, 9 Işık’ı yanında mı taşıyor?

Tayyip Erdoğan, İtalya ziyareti sonrası Ankara Esenboğa Havalimanı’nda bir gazetecinin“MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başkanlık Sistemi’ne karşı çıkıyor, parlamenter sistemi destekliyor, Siz bu konuda ne diyorsunuz” yolundaki sorusunu cevaplandırdı ve şöyle dedi:
“Sayın Bahçeli’den böyle bir açıklama geldiği zaman benim aklıma hemen merhum Alparslan Türkeş’in açıklaması geliyor. 9 Işık eserinde bu konuyla ilgili açıklaması var. Bahçeli’ye hem bunu hatırlatacağım, hem de MHP’ye gönül vermiş tüm kardeşlerimize hatırlatacağım. O metin yanımda, okumamda fayda var. Bilgeoğuz Yayınevinin 9 Işık kitabı.. Aynen şöyle; ’Milliyetçi Hareket, tek başkan, tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli, adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli, adil ve kuvvetli icra sistemini uygulamıştır. Kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarihi ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz.’Bunu ben söylemiyorum, merhum Alparslan Türkeş söylüyor.”

***


Erdoğan, nazik bir üslupla, Türkeş’in fikirlerini kullanarak bugünkü MHP’yi eleştiriyor, bilinçaltlarına, “Türkeş’in fikirlerini savunan benim, Bahçeli değil” mesajı veriyordu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu yoruma verdiği yazılı cevapta Erdoğan’ın Dokuz Işık’ın bir sayfasına değil asıl ruhuna odaklanması gerektiğini belirterek “Dokuz Işık’ın Başbakan’ın işine gelince referans kitapları arasına girdiği ve yurtdışı seyahatlere giderken bile alelacele eline tutuşturulduğu anlaşılmaktadır. Erdoğan’ın Dokuz Işık’tan havaalanlarında bile pasajlar okuması son derece dikkat ve ilgi çekicidir. Dokuz Işık’ta tarih ve töremiz bağlamında, milli ve üniter devlet çatısı altında başkanlık sisteminin savunulduğu ve tavsiye edildiği hepimizce bilinen bir husustur. Erdoğan, ise başkanlığı şahsi egolarını tatmin, bölünmeyi sağlama, üniter yapıyı federasyonla yer değiştirme amacıyla benimsemektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni ’Anadolu Halklar Topluğu’ haline dönüştürmeyi, Türk milletini etnik kimliklere geriletmeyi bu yolla gerçekleştireceğini hesap etmektedir” dedi.

***


Erdoğan, bir kadın gazetecinin Devlet Bahçeli’nin görüşlerini soracağını bildiği için mi Türkeş’in ’9 Işık’ eserini yanında taşıyordu? Yoksa, danışmanları, bir gazetecinin böyle bir soru sormasını organize etmiş, bu arada ’9 Işık’ın son baskısını da piyasadan temin ederek, Başbakan’ın eline mi tutuşturmuştu?
Bahçeli’nin cevabı önemlidir ama bana sorarsanız, Erdoğan’a, kendi yöntemini kullanarak karşılık vermek gerekirdi.
Türkeş, MHP’nin kurucusu ve fikir babasıdır. Peki, Erbakan neyin kurucusu ve kimin fikir babasıdır; Tayyip Erdoğan ve ekibi hakkında neler söylemiştir?
Bunlar ortaya konulsaydı, sadece savunma yapılmamış, etkin bir karşı saldırıya geçilmiş olurdu.

***


Mesela, 2003 yılının Şubat ayında, Erbakan, bana yaptığı açıklamalarda, “Dış güçler, bir taraftan MHP’nin AB’ye karşı tavrını, öbür taraftan da Ecevit’in Kıbrıs ve Irak konusundaki tavrını beğenmiyordu. Buralarda arzu ettiklerini kolayca elde edemeyeceklerini hissedince, ’Türkiye’yi seçime götürelim, çünkü, Türkiye çok mühim bir ülke, İsrail’in emniyeti için Orta Doğu’da yapacağımız çok iş var. Bu işlerin yapılmasında Türkiye bize yardımcı olmalıdır. Bize yardımcı olacak iktidarı iş başına getirelim’ diyerek, seçimlerin normal zamanından önceye alınmasını gündeme getirdiler” demişti.
Erbakan, “Türkiye’nin parçalanmasına yönelik plan ve programlar var. Kıbrıs yine onlara verilecek, Güneydoğu parçalanacak. Pontus kurulacak, tıpkı Sevr’de olduğu gibi, Karadeniz Yunanlılar’a verilecek. İstanbul, Bizans olarak başka bir siyasi anlam kazanacak. İzmir, Yunanlılar’a verilecek, kalanlar da Asya’ya sürülecek. Bu plan mucibince bir yandan İran, Irak, Suudi Arabistan, Mısır ezilirken, diğer yandan da Türkiye’nin ezilmesi hedef alınmıştır” diye konuşmuş ve AKP’nin bu politikalarda kullanılacağını söylemişti.
Arap Baharı’nda AKP kullanılmadı mı? Libya ve Suriye’de de kullanılmıyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları