Enflasyonu da kader yaptılar

TÜİK, 2021 Aralık ayı ve 2022 yıllık enflasyon rakamları açıkladı.

2022, yıllık Tüketici Fiyatları endeksi (TÜFE);

*Aralık ayında aylık yüzde 1,18 ve;

*2022 yıllık yüzde 64,27 oranında arttı.

2022 Yurt içi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE);

*Aralık ayında aylık yüzde -0,24 oldu.

*2022 de, yıllık yüzde 97,72 oranında arttı.

Kasım 2022 ayına göre, TÜFE''nin 20,12 yüzdelik puan ve Yİ-ÜFE''nin 38,3 yüzdelik puan düşmesinin nedeni, 2021 yılı Aralık ayında kur şoku ve enflasyon şoku yaşanmasındandır.

2021 Aralık ayında aylık TÜFE oranı yüzde 13,58 ve aylık Yİ-ÜFE oranı yüzde 19,08 oranında artmıştı. Bunlar endeksten çıkıp bu sene Aralık ayı verileri girince 2022 TÜFE ve 2022 Yİ-ÜFE de Kasım ayına göre düşük çıktı.

2022 Enflasyonu ile ilgili tespitler;

1.Yüzde 64,27 TÜFE oranı dünyaya göre çok yüksek bir enflasyondur. 2022 enflasyonu; OECD ortalaması 8,8, G-20 ortalaması 7,6''dır. Savaş içindeki Rusya''da enflasyon yüzde 16,2''dir.

2.2021 Aralık ayında aylık enflasyonda artış, kur şokundan ileri gelmişti. 2021 Aralık enflasyonu endeksten çıktığına göre, fiyat istikrarının bozulmasında kur dışında da birçok faktör etkili oldu demektir. Böyle giderse bu düzeyde kronikleşme riski yüksektir.

2.Yüzde 64,27 TÜFE oranı, geçim şartlarına bakınca düşük hesaplanmıştır. Mamafih, İTO geçinme endeksi 92,97 olarak açıklandı.

Dahası, 2022 gıda fiyatlarında artış TÜFE''nin 13,6 yüzdelik puan üstünde yüzde 77,87 oldu. TÜİK, TÜFE harcama sepeti içindeki gıdanın payı yüzde 25,32''dir. Oysa ki çalışanlar ve esnafın aylık harcama sepeti içinde gıdanın payı en az yüzde 40''tır. Bu durumda 2022 mutfak enflasyonu yaklaşık yüzde 86 oluyor. Ücret ve maaş düzeltmelerinde bu oran kullanılmalıdır.

2023 yılı enflasyonu ne olur?

4.Bugünkü siyasi iktidarın anlayışı ile ve seçim yılında, eğer veriler doğru verilerse, enflasyonu bu seviyeden aşağı düşürmek mümkün değildir.

Her seçimde olduğu gibi kamu kaynakları, memurlar ve görevliler seçim aracı olarak kullanılacak, bu nedenle kamu kaynak kullanımında etkinlik azalacak ve hizmet arzı düşecektir. Zaten ekonomik istikrar sorunu ve güven sorunu nedeni ile, yatırım da yapılmıyor. O zaman büyüme ve mal arzı da düşecektir.

Öte yandan bütçeden para dağıtılacak, Kobi ve esnaf kredileri dağıtılacak ve talep artacaktır.

Arz-talep dengesinin daha çok bozulması enflasyonun artmasına neden olacaktır.

Kriz kader mi?

Ekonomik krizden çıkış için önce, demokrasi, hukuk, insan hakları ve bağımsız yargı gibi ekonomik altyapıyı oluşturan kurumsal yapıyı yeniden kurmak, devleti parti devleti olmaktan çıkarıp yeniden kurumsal devlet yapmak gerekir.

Uzun dönemli yapısal dönüşüm planlaması yapmak gerekir.

Kısa ve orta dönem için, üç yıllık istikrar programı yapmak gerekir.

Bu programa göre;

IMF ile stand-by düzenlenmesi yapılmalı ve taze döviz sağlanmalıdır. Rezervler artarsa, dalgalı kur politikası yerine yarı sabit kur politikası uygulanabilir.

Merkez Bankası, TL ve kuru birlikte gözetmesi sağlanmalı ve bankaya tam bağımsızlık verilmelidir.

Merkez Bankası gösterge faizi artırılmalı, TL''ye reel faiz verilmeli ve TL''den kaçış önlenmelidir.

Çin''den ithalata kota konulmalı ve Çin''e verdiğimiz yılda 30 milyar dolar dış ticaret açığı önlenmelidir.

İthal ikamesi politikası uygulanmalı, ithal girdinin içeride üretimi teşvik edilmelidir.

Dünyada hiçbir ekonomide kriz kader değil. Krizi kader yapan siyasiler ya bilmedikleri veya farklı amaçları olduğu için krizi kader haline getiriyorlar.

Yazarın Diğer Yazıları