Enflasyon fakiri vurdu
Fakir- fukara İktisaden ve siyaseten köşeye sıkıştı.
Hükümet tarafından şu anda 891 lira olan asgari ücretin yüzde 3 zam yapılarak 2015 yılı ilk yarısı için 922 liraya çıkarılması planlanıyor. 2014 Kasım ayı TÜFE oranı yüzde 9.15 oldu. 2015 yılı enflasyonu da bu düzeyde bekleniyor. Asgari ücret şimdiden enflasyonun altında kalmış oluyor.
Kaldı ki TÜFE (Tüketici Fiyat endeksi ) asgari ücretlinin ve fakir-fukara’nın geçimi için bir gösterge değil. Zira TÜFE sepeti içinde Fakir fukaranın uğramadığı kalemler, Alkollü içecekler var, lokanta ve oteller var, eğlence var, mobilya da var.
Gıda ve alkolsüz harcamalar ise fakir- fukaranın bütçesinin bazen yarısını bazen çoğunu götürüyor. Açıklanan yüzde 9.15 oranındaki TÜFE’ye karşılık, Gıda ve Alkolsüz içeceklerde yıllık fiyat artışı yüzde 14.37 oldu. Yani enflasyonun 5.22 puan üstünde oldu.
Gıda fiyatlarındaki artışı da dikkate alırsak, yapılacak zamla birlikte 922 lira olacak asgari ücretin tamamı bile bir ailenin geçimine yetmez. Bunun içindir ki çalışanın, fakir-fukaranın zammı, TÜFE kadar değil, Gıda enflasyonu kadar olmalıdır. Ayrıca çalışanlara büyüme oranından da pay verilmelidir.
Asgari ücretli ve işsiz, hayatını idame ettirmek için tüketici kredisi alıyor.
Özet olarak fakir- fukara ekonomik anlamda sıkıştı, dibe vurdu.
Öte yandan , siyasi iktidar devlet öncülüğünde yatırım yapmıyor. İşisze iş yaratmıyor. Bunun yerine poşet ve kömür dağıtıyor. Fakir- fukara bu poşetlerle geçinmek zorunda kalıyor. Sonrasında ise iktidar değişirse yeni gelecek iktidarın aynı poşeti dağıtıp dağıtmayacağından koktuğu için yine aynı partiye oy veriyor.
Aç kalmaktan korktuğu için poşete mecbur kalıyor. Yani siyaseten de tek parti cenderesinde sıkıştı , kaldı.
Memur, emekli ve diğer çalışanların satın alma gücü düşüyor. Çünkü bunların maaş ve ücretleri, hedef enflasyon kadar artırılıyor. Merkez bankasının enflasyon hedefi bu güne kadar bir yıl hariç tutmadı. Fiilen gerçekleşen enflasyon hedef enflasyonu üstünde olunca, bu defa çalışanlara enflasyon farkı veriliyor. Özel sektörde o da yok. Ancak bu farkta yıl sonunda veriliyor ve elbette ki çalışanların zararına oluyor.
Türkiye düşük te olsa büyüme yaşıyor. Bu büyüme işçi, memur , müteşebbis, herkesin yaratığı katma değerle oluyor. İşçi ve memura ayrıca büyümeden de pay vermek gerekir. Ne var ki büyümeden refah payı verilmiyor. Bazı yıllar memura seyyanen zam yapılıyor. O kadar.
Yukarıdaki grafikte, kesiksiz çizgi TÜFE olarak enflasyonu, Kesik çizgiler ise gıda fiyatlarındaki yıllık artışları vermektedir. Dikkat edersek 2012 yılı dışında her yıl gıda fiyatları enflasyondan daha fazla artmıştır.
Gıda ve alkolsüz içeceklerin TÜFE sepeti içindeki payı yüzde 24.5 ’tir. Oysaki gıda ve alkolsüz içeceklerin fakir- fukara harcamaları içindeki payı en az yüzde 50’dir. Bu şartlarda maaş ve ücretleri TÜFE oranı kadar artırırsak , çalışanların reel geliri, satın alma gücü düşer. Gelir dağılımı bozulur.
Doğrusu , Yurt içi ÜFE(Üretici Fiyatları Endeksi ) ve TÜFE ( Tüketici fiyat endeksi ) dışında bir de “ Ücretliler geçim endeksi ” düzenlemektir. Maaş ve ücret artışları bu geçinme endeksine göre yapılmalıdır.