Enflasyon dikiş tutmuyor
TÜİK, Kasım ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Aylık TÜFE oranı yüzde 1.80 oldu. Ekimden Ekime bir yıllık TÜFE oranı da yüzde 7.71 oldu. Kışa hazırlık ayı olduğu için, Ekim ayında genel olarak TÜFE oranı yüksek çıkıyor. Söz gelimi Ekim ayı enflasyon oranı, geçen sene yüzde 1.96, önceki sene yani 2011’de ise yüzde 3.27 çıkmıştı.
Ekim ayında aylık ÜFE (Üretici fiyatları) oranı yüzde 0.69 ve yıllık ÜFE oranı da yüzde 6.77 oldu. ÜFE’de en yüksek artış, aylık yüzde 4.51 oranı ile petrol fiyatlarında oldu. Petrol ürünleri, üretimde girdi olduğu için, üretim maliyetlerini artırıyor. Bu artış önümüzdeki aylarda perakende fiyatlara da yansıyacaktır. Yani önümüzdeki aylar TÜFE oranlarını da etkileyecektir.
Kasım ayında TÜFE oranının ÜFE oranından daha yüksek çıkması, talep artışlarının, maliyet artışlarından daha yüksek olduğunu göstermektedir. Mamafih Ekim ayında Tüketici Güven Endeksi de yüzde 4.8 oranında arttı. Buna karşılık işin arz tarafını gösteren Üretim Endeksi geç açıklandığı için Ekim ayını bilmiyoruz. Ancak Ağustos ayında toplam sanayi üretim endeksi yüzde 4.0 oranında azaldı. İmalat sanayiinde ise bu azalma yüzde 4.3 oldu. Yani talep artışı var ve fakat arz artmıyor.
Merkez Bankası, 2006 yılından beri açık enflasyon hedeflemesi yapıyor. 7 yıldır hedefi tutturamadı. Bu sorun bizzat enflasyonu zora sokuyor. Zira enflasyon hedefi için MB bütün para ve faiz politikalarını bu hedefe göre ayarlıyor. Ayrıca hedef tutmayınca MB’ye olan güven kayboluyor. MB’nin bu işi yapamadığı gibi bir kanaat oluşuyor.
Enflasyon hedeflemesi ilk defa 1989 yılında Yeni Zelanda’da uygulandı. Enflasyon hedeflemesi uygulayan diğer bazı ülkeler. Brezilya, Şili, Çek, İsrail, Meksika, Polonya, Avustralya, Kanada, İsveç’tir. Bu ülkeler enflasyon hedefinde başarılı oldular.
Bizde maalesef MB, ne yaptığını bilmiyor. Bir yılda üç-beş defa hedef değiştiriyor. Çok sık hedef değişirse, MB’ye olan güven daha da düşer.
Enflasyon hedeflemesi uygulaması şöyle olur:
1) Bir enflasyon hedefi tespit edilir.
2) Para politikası çerçevesinde belirlenen araçlar, örneğin kısa vadeli faizler, bu hedef için kullanılır.
3) Büyüme, istihdam ve döviz kuru istikrarı gibi hedefler ikinci plana itilir.
Enflasyon hedefi için büyümeden bile fedakarlık edilince, eğer hedef tutmazsa bütün bu fedakarlıklar çöpe atılmış oluyor. Kaldı ki büyüme ve istihdam da ikinci plana atılacağı için, işsizlik ve fakirlik sorunu daha da artacak demektir.
Türkiye’de verimlilik artmadıkça, tasarruf artmadıkça, bürokrasi azalmadıkça, spekülatif ortam devam ettikçe, oligopol piyasalar oldukça, tek başına enflasyon hedeflemesi çözüm için yeterli olmayacaktır.