Enflasyon analizi...

Enflasyonu görmek için, resmî rakamlara ihtiyaç yok. Okurlarım iyi hatırlar, bu köşede yazdıklarımı. Eski deyimle ihtikâr yapanlara da dikkat çekmiştim. Bozulduğum ise parti temsilciliği gibi çalışan iki çok şubeli marketti. Pahalılık ateşini onlar yaktılar. Süt ve süt ürünleriyle başladılar, raflarında ne varsa zam rekoru kırdırdılar.

Pirinç ve bakliyattaki son noktayı anlatmaya gerek yok. Devamlı müşterileri hemen fark edebiliyorlar.

Beyaz et, yani kanatlılar ötekileri takip etti. 5,25'lik piliç baget bir günde 10,95 oldu. Sıradan bir kasapta tavuk bonfilenin fiyatı 26 lira. But ızgara 26,95.

Haklarını yemeyelim tek indirim gören ürün Pekin ördeği. Kilosunu 20,95'e düşürdüler. Alay eder gibi yanında "portakal soslu"nun tarifini veriyorlar!

Salam-sucuk ve kavurmanın etiketleri de el yakıyor. Sıra pastırma 89,90-135,90 arasında gidip geliyor. Kendi adıma konuşursam, pastırmayı aldığım son tarihi hatırlamıyorum. Pet şişelerde satılan suları da gördük. En somut örneği BİM'den vereyim. Yarım litreliklerin tanesi 60 kuruşa çıktı. Yani 12'lik ambalaj aldığınızda 7,20 lira ödüyorsunuz. Daha bir yıl önce 4,20 idi. Hele A 101'den alıyorsanız kasada bir tanesi düşülüyordu; 3,85 veriyordunuz.

Demek ki gelinen nokta yüzde yüz olmakta.

En ağır darbe

Kağıt ürünlerine yapılan bindirimi anlatmak için laf bulamıyorum. Mesela en ucuz diye bilinen çocuk bezi Prima'nın Migros'taki etiketlerinden söz edeyim. İkiz paket 44,90. Ön temizlikte kullanılan ıslak havlu 10,90. Mağaza broşürüne inanırsanız hem de 5-6 lira arasında indirim var.

Çocuk bakım ürünleriyle şampuanları ilave ederseniz asgari ücretin yarısı gitti. Hani bir laf vardır; tam bugünler için "otunda boncuk var".

Akaryakıta, doğal gaza ve elektriğe zamlar otomatiğe bağlandı. Otomatiğe bağlanmayanlar ise maaş ve asgari ücret. Kızdığım nokta yandaş medyanın tutumu. Emeklinin ocak ayında alacağı zamları şimdiden manşetlerine taşıyorlar. Ortaya koydukları "nurlu ufuk balonları". Yayınladıkları tablolar "yerseniz" cinsinden. Geçen defa da bu tip uçurtmalar havalandırmışlardı. Cebe giren yüzde 10'la sınırlı kaldı.

Bir başka örnek vereyim; özellikle fındıkçıya 12,5 lira vermeyenlere seslenmek istiyorum. Kilosunu 63,90'a satan marketler mevcut.

Bakan onaylı

Son enflasyon oranları açıklandı. TÜFE'de yüzde 24,52. ÜFE'de 46,15. Yetmed , bunları ilgili bakan da onayladı. Söyledikleri kuduz aşılarında kullanılan eski enjektörleri hatırlattı. Bunu tadanlar bilir; gazoz şişesi boyundaydı. İğneci daha ucunu soktuğu an başlardı teselli etmeye; "bitiyor, bitiyor".

Neyse bunların küçüldüğünü geçen yaz Ömer Üründül'den öğrendik. Kazayla ısırıldığında o ve dolayısıyla anlattığı Orhan Ayhan büyüğümüzden öğrendik. Tabii bizlere kadar ulaştı.

Galiba önemli olan iğnenin boyu bosu değil, her gün ısırılmak. Bakan Berat Albayrak'ın söylediklerini tercüme edersek iğneciye benziyor; "bitti, bitecek". Bir ay önce anlattıklarını hatırlayınca kritik yıl 2019. Ayrıca üç yılı daha var.

Sembol oldu

İftihar ederek değil, üzülerek yazmak istiyorum. Domates'in bugünlere geleceğini ilk işaret eden ben oldum. Salça fabrikaları için tarladan kilosu 25 kuruşa toplanan petemekin -köylünün taktığı ad- dün sabahki fiyatı 4,99 lira idi. "El insaf" dedim. Bir anda meslektaşım Muzaffer Ilıcak'ın buna tutkusunu hatırladım. Seneler önce Martı Otel'de yediği domates kazığını hâlâ anlatır durur. Neyse ki bu ara gidemiyor.

Laf çokluğunda unutuyordum; domatesin tırmanışı hız kesmiyor. Yenecek gibi olanın en ucuzu 10 lira. Doğru dürüstüne 12 lira ödüyorsunuz. Bu yüzden BİM'deki 4,95'lik paketleri görünce hemen aldım. Eve döner dönmez kestim. İçine bakınca lahana renginde beyazlıkları fark ettim. Tadı da gerçekten lahanayı hatırlatıyordu. Yine de çaba gösterip ucuz domatesi rafa çıkaranları kutlamalıyım.

Size abartılı gelecek ama bir öneride bulunmak istiyorum. Benim gibi yapın, bir Roman havaları kaseti bulun. İçinde mutlaka "Domatesin çekirdeği kırmızı" olsun. Domates yiyemediğiniz günlerde sete koyup oynarsınız. Peşinden de "Oynatmaya az kaldı"yı dinlerseniz.

***

Bu kadarına pes!

İstanbul metrobüslerinde televizyonlar var. Yayınladıkları arasında "Tarihte bu hafta" da bulunuyor. Genelde bir haftalık gösterimler veriliyor. Bunu hazırlayanlara soruyorum: 1 Ekim diye başlayıp, 7 Ekim'de son bulurken, niye "6 Ekim'i atladınız?" İstanbul'un kurtuluşu sizi rahatsız mı etti?

...

GÜNÜN SÖZÜ

Biz, düşmanlarımızdan bile öğrenebiliriz. Ovidius

Yazarın Diğer Yazıları