Emperyalizmin Arap dostları
Trump, "Suriye'den çok yakında çıkacağız" açıklamasını yapar yapmaz bir taraftan Fransa diğer taraftan Suudi Arabistan büyük bir heyecana gark oldu. Türkiye'de yandaş kesim "ABD dize geldi" türünden açıklamalar yaptı.
ABD bölgeye iyice yerleşiyor!
Daha dün Kudüs konusunda İsrail lehine İslam aleyhine bütün dünyaya meydan okuyan Trump'ın, bugün Suriye'den çıkmak istemesi formel mantığa aykırıdır. Kaldı ki Suriye'de Rusya'yla yıllardır karşı karşıya mevzilenmiş alanı terk etmek ABD için aklın alacağı bir şey değildir.
Münbiç'ten çekilmemek için kırk dereden su getiren ABD'nin birden bire Rusya'yla küresel bilek güreşi yaptığı Suriye'nin bütününden çekilmek talebi mantığın kabul edeceği bir şey de değildir.
Bölgedeki terör örgütüne verilen beş bin TIR silahtan, bölgeye yapılan onlarca havaalanından, Türkiye düşmanı terör koridoru oluşturma girişiminden ABD'nin bir anda vaz geçmiş olması düşünülemez! Dahası İran'ı çerçeveleme hedefinden de ABD'nin geriye adım atmasını düşünmek fazlaca saflık olur. Çünkü İran'ın Doğu Akdeniz'e uzanan nüfuzunu engellemek Amerika'nın temel stratejilerinden biridir.
Diğer yandan ABD'nin "Suriye'den çekiliyoruz" sözüne İsrail ne diyecektir. İsrail'in istemediği bir adımı ABD'nin atması bölgenin tarihi ve teopolitik gerçeklerine aykırıdır.
ABD bölgeye iyice yerleşiyor Trump'ın uçuk bir sözünün şehvetine kapılıp bir yerlere mesaj vermiş olması kimsenin rehavete kapılmasına neden olmamalıdır.
Fransa'nın rol kapma merakı!
Bir süre önce Erdoğan ve Macron arasındaki telefon görüşmesinde Fransız liderin Ankara'nın "çözüm sürecine" dönmesi ve YPG ile ilişkileri normalleştirmesi konusunda bir nabız yokladığı biliniyor. Bundan birkaç gün sonra da Trump ve Macron konuştu, bu konuşmada Fransız askerlerinin IŞİD karşıtı koalisyon adına Münbiç'de konuşlandırılması gündeme geldi. Amerikalıların, çıkacağı bölgelere Fransızları yerleştirmek amacında oldukları açıktır.
Fransa işi birkaç adım daha ileri götürerek PKK/PYD'nin devamı SDG ile Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Macron görüşmüş. Görüşmekle de kalmayıp SDG Fransa'dan destek ve Münbiç'e asker sözü almışlar.
Tam bu sırada Macron bir de Türkiye ile terör örgütü arasında arabuluculuk yapmayı önermiş!
Bütün bunlardan Fransa'nın ABD'nin bıraktığı ya da bırakacağı boşluğu doldurmaya çalıştığı anlaşılıyor. Fransa bir anda ABD'den rol kapma sevdasına kendisini kaptırmıştır. Aslında Fransa'nın bölgede askerleri var. YPG kontrolündeki bölgelerde uzun süredir Fransızların bulunduğu biliniyor.
Fransa'nın kimi zaman Ermenileri, kimi zaman Arapları, kimi zaman Kürtleri kullandığı ve kışkırttığı bilinmektedir. Bu ülkenin politikalarında dünden bugüne bir değişiklik olmadığı görülmektedir.
Suudi Arabistan "Gitme ABD" diyor!
Suudlu Muhammed bin Selman ise 'gitme bölgeden ABD' diye neredeyse ağıt yakma sevdasındadır. ABD'nin bölgeden gitmemesi için Selman da adeta İsrail'den rol kapıyor.
Selman, "Amerikalı askerlerin Suriye'de orta vadede kalması gerektiğine inanıyoruz. Suriye'deki ABD gücü, Washington'ın bu ülkenin geleceğinde söz hakkına sahip olmasına da imkân verecektir" diye konuşmuş.
İran'ın "vekil" milisleri ve bölgesel müttefikleri aracılığıyla Beyrut'tan Tahran'a kadar Suriye ve Irak üzerinden etkisini kullanmaya çalıştığını kaydeden Selman, "Eğer Suriye'den askerlerinizi çekerseniz (İran'a karşı) bu kontrol noktalarını kaybedersiniz ve bu koridor bölgede birçok şeyin yaşanmasına yol açabilir." değerlendirmesini yaptı.
ABD'ye bölgeden "gitme" diye çağrıda bulunan Muhammed bin Selman'ın siyonizmin basit bir aparatı haline geldiği anlaşılıyor. Nitekim bu Selman, İsrail ile dostluk mesajları verirken İran'la savaştan bahsediyor, "Muhtemelen 10-15 yıl içinde İran'la savaşacağız" diyor.
Bin Salman ve benzerleri emperyalizmin Arap dostları olarak bir kez daha tarihe geçmiş bulunmaktadır.
AKP iktidarı ümmet/memet hesabını bu gerçekler üzerinden yapmalıdır.