Emniyetçinin acı itirafı!..

Terör örgütü PKK, illere Vali, ilçelere  Kaymakam atarken bizim idarecilerimiz (!) ne yapıyor?..

Cevabınızı duyar gibiyim!..

 "Aman sürece zeval gelmesin diye bebek katili Öcalan'ın  ve Kandil çetesinin  trenine ray döşüyorlar"..
İçler acısı olmaktan çok öte geçen  bu ahval ve şerait içinde terör bölgesinde görev yapan kahraman emniyet güçlerimiz ise kan ağlıyor.. Sanmayın ki, onlar olup bitenleri sessizce dinleyip, salla başını al maaşını yapıyor..

 YENİÇAĞ'ın duyurduğu  PKK'nın sözde Vali ve Kaymakam atamalarının ardından Şırnak'ta görev yapan bir güvenlik görevlisinden dinlediklerim  gaflet ve delaletin en çarpıcı örneklerinden biriydi. Güvenlik yetkilisi gazetemize teşekkür ettikten sonra,  "Son olarak Şırnak'la ilgili yazdığınız yazı ve ardından gazetenizde geniş bir biçimde yer alan BİMER kayıtları aslında genelde bölgenin özelde ise ilimiz Şırnak'ın ne halde olduğunu göstermesi açısından yeterli"  dedi ve şunları ekledi;

 "Konunun özeti şu:
Bölge elden gidiyor. Vali (yani devlet) göbek atıyor.

Peki bu esnada siz ne yapıyorsunuz? diye sorabilirsiniz. Çok yerinde bir soru olur. Ben bu soruya Sayın Valinin sözleriyle cevap vereyim. Sayın Vali her güvenlik toplantısında durumun ciddiyetinden bahseden ilin asayişinden sorumlu personele yani bizlere şu uyarıda bulunuyor:
'Çukurlara (örgütün yollarda kazdığı) YDG-H ve KCK'lılara müdahale etmeyelim. Ama müdahale etmediğimizi de belli etmeyelim.

Bu cümleden siz ne anlıyorsunuz?
Biz güvenlik güçleri olarak şunu anlıyoruz;
Hiçbir şeye karışmayın. Bırakın yaksınlar, yıksınlar, vursunlar, kırsınlar. Ama siz sakın benim başımı Ankara ile derde sokacak bir şey yapmayın.

Bugünlere buralarda PKK'ya KCK'ya YDG-H'ye dokunmak büyük suç. Asker, polis, korucuyu, düz vatandaşı öldürmek ise neredeyse suç olmaktan çıkmış durumda.

Sayın  Ahmet Takan,
Sizin yazılarınız ve gazetenizde yer alan haberlerin ardından Sayın Vali neredeyse bunalıma girdi. Bölgede olup biten korkunç olaylar değil ama bunların medyaya yansıması, hele de öğretmenler günü halayının haber olması Valimizi çıldırttı. Son güvenlik toplantısında ağzını açan, Vali beyden fırça yedi. Olumsuzlukları söyleyenlere neredeyse hakaret etti. Bu da bizlerin zaten dibe vurmuş moralimizi iyice sıfırladı. Bazen sayın Valinin bizleri park ve bahçelerde çalışan çiçek yetiştiricileri olarak gördüğünü düşünüyoruz. Oysa bizler bu şehrin ve bölgenin asayişinden sorumlu insanlarız. Olumsuzluklardan bahsetmek, son günlerde moda olan tabirle işimizin " fıtratında " var. Ne var ki bizden beklenen ülke elden giderken, pembe tablolar çizmemiz, halay çekmemiz. Kusura bakmasın biz bunu asla yapmayacağız. Gördüğümüz bildiğimiz yaşadığımız doğrular ne ise söylemeye devam edeceğiz.


Şu anda gördüğümüz maalesef ve maalesef ülkemizin bölünmesine artık sayılı bir zaman kalmasıdır. Büyük bir kaostur, muhtemelen önümüzdeki günlerde yaşanmaya başlayacak çok ama çok acı hadiselerdir.

Bu durumdan bölgede yaşayan ve örgüt yanlısı olmayan vatandaş da çok rahatsız. Ama arkalarında onlara sahip çıkan bir devlet görmüyorlar ki örgüte karşı tavır koyabilsinler. Yarın bu bölücüler bu halkı zorla sokaklara döküp, aralarına da kendi adamlarını yerleştirdiklerinde, büyük eylemler konulduğunda, biz güvenlik güçleri olarak bu insanlara nasıl müdahale edebiliriz. Örgüt, edemeyeceğimizi biliyor ve bunun alt yapısını hazırlıyor. Halka silah dağıtıyor, istekli olanları motive ediyor, olmayanları korkutuyor vs. Peki biz ne yapıyoruz? Cevap; hiç bir şey. Yanlış oldu, 2 şey yapıyoruz. Valilik binasını ve AKP binalarını koruyoruz. Ha bir şey daha yapıyoruz. Hiçbir şey yapmadığımızı belli etmemeye çalışıyoruz.

Bölgede içinde bulunduğumuz hal şu an itibariyle böyle. Size arzımız lütfen bölgeyle ilgili haberlerinize devam ediniz. Ve milletimize bu vatanın bir parçasını kaybetmenin, tümünü kaybetmek olduğunu anlatın lütfen."
Bu fedakar emniyet yetkilisi adının yazılmasından da çekinmeyeceğini bana ifade etti. Ama malum zihniyetin vatanseverlere olan zulmünü çok iyi bilen biri olarak adı bende saklı kalacak.

Şırnak Valisi sayın Hasan İpek'e de bir çağrım olacak;
Sayın Vali bey,
Lütfen cadı avından vazgeçin.

Türk Devletinin size verebileceği en üst makamlarından birinde oturuyorsunuz.

Hükümetin değil Devletin Valisi olduğunuzu  neden unutuyorsunuz?..

Koltuğu kaptırmak  yerine Vatanı kurtarmayı tercih etseniz ne kaybedersiniz?
Milletin gönlünde yerleşeceğiniz makam Valilik koltuğundan da az mı değerli?..

Gerçekleri tüm çıplaklığı ile görürken geceleri yastığa başınızı nasıl koyabiliyorsunuz?..

Bakın!..Bu iktidarın en yandaşlarına bile kullanım süresi bittiğinde ne yaptığı ortada..

Gelin, gün gelip merkez Valiliğine atanmadan gerçekleri açık açık anlatın..

Köşem size açık..

Sayın Vali!..Beklerim..

 

Yazarın Diğer Yazıları