Emlakte kriz mi var?
Eskiden ölümle ilgili bir hikaye anlatırlardı. İnsan ölünce anlamazmış. Ortada bir cenazeyi görür ama onun kendisi olduğunu ancak mezara girdiği anda anlarmış.
Herkes mezarlığı terk eder ve kendisi de gitmek istediğinde kafasını küt diye vururmuş.
Bu hikaye bana Türkiye’de bugün yaşanan emlak krizini hatırlatıyor.
Son 6 aydır ciddi bir emlak krizi var ve maalesef insanlar halen bunu görmüyor.
Ortada yaşanan krizin ne kadar büyük olduğunu anlamak istemiyorlar.
Önceki gün TÜİK, Mayıs ayı konut satışları verilerini açıkladı. TÜİK verilerine göre Türkiye’de konut satışları Mayıs’ta da yavaşlamaya devam etti. Geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 12.5 oranında düştü. Bu oran bir önceki aya göre ise yüzde 8.6 düşüş yönünde oldu. İller bazında en büyük düşüş yüzde 39 ile Kayseri’de görüldü. En fazla satışın yapıldığı İstanbul’da ise yüzde 23 oranında bir düşüş görüldü.
Bunlar TÜİK cephesindeki gelişmeler... Bankalar tarafı ise daha vahim. Kredili satışlar kelimenin tek anlamı ile dibe vurmuş durumda.
Gelelim buradaki en önemli soruya:
Satışların bu kadar sert düşmesine rağmen ev fiyatları neden halen yüksek?
Türkiye’de maalesef bir emlak balonu oluştu. Fiyatlar öyle bir noktaya geldi ki insanlar artık ev almaktan vazgeçti.
5 yıl önce 100 bin lira olan bir evin bugünkü fiyatı 350 bin lira. Beş yılda dünyanın hiç bir yerinde böyle bir fiyat kazancı oluşamaz. Bu oluşum son altı aydır geri tepmiş durumda. Normal şartlarda akıllı bir satıcı fiyatı makul seviyeye düşürür ve bir an önce satışını gerçekleştirir. Ancak insanlar da bunun tam tersi var. Çünkü krizin olduğuna inanmıyorlar.
Merkez Bankası faizleri düşürünce fiyatlar yeniden yükselecek beklentisi var.
Bu beklenti ne kadar gerçekçi?
Ne iktisat ilmine ne de mantığa göre gerçekçi değil.
Siz elinize bir balon alın ve bunu şişirmeye başlayın. Bunun da bir sınırı vardır ve eninde sonunda patlayacaktır.
Bugün Türkiye’de emlak balonu patlamıştır ve maalesef insanlar halen bunun farkında değil. Bunun da tek nedeni Türk insanının finans okur yazarlığının olmamasıdır. 6 aydır TÜİK konut satış verilerini açıklıyor ve büyük düşüş net bir şekilde görülüyor. Ama bu verileri hiç kimse dikkate almıyor. Halen kendine ölçü olarak yan komşusunun ya da bir başka inşaat şirketinin talep ettiği fiyatı alıyor.
Filan inşaat şirketi metrekaresini 6 bin TL’ye satışa çıkarttı! Veya yan daireye 700 bin lira istiyorlar... Bunlar hiç bir zaman gerçekçi göstergeler değildir. En sağlıklı gösterge devletin her ay açıkladığı verilerdir. O veriler de bugün konut satışlarında yaşanan ciddi bir krizi gösteriyor bize.
Bu noktada bir soru daha akıllara geliyor?
Emlak krizinin neresindeyiz? Yani başında mı, ortasında mı, yoksa sonu mu?
Yine olaya iktisat ilmi mantığı ile baktığımızda daha başında olduğumuzu görüyoruz. Çünkü Türkiye’de emlak sektörünün patlamasına neden olan, Amerikan Merkez Bankası FED’in bol para politikasıdır. Amerika bu politikadan vazgeçtiği günden bu yana Türkiye’de emlak satışları bitmiştir. Asıl kriz 2015 yılının başında yani FED’in faiz artırımı ile gelecektir. Amerika’nın olası bir faiz artırımı Türkiye gibi ülke ekonomilerinde büyük kasırgalar yaratabilir.
Çünkü Türkiye son 10 yıldır çarkı sadece sıcak para ile döndürdü. Sıcak paranın Türkiye’ye gelmesi için yüksek faiz vermesi gerekiyor. Yüksek faiz ise yüksek maliyet.
Kısacası Türkiye’de insanların artık emlak krizini okumaları gerekiyor.