Eminağaoğlu; Çözüm var yargı yargıya bırakılsın.
Can Atalay kararı sonrası siyasi ve hukuki rezaletler konusunda hukukçu Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun tamamen hukuki görüşünü sunuyorum:
“İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, ‘görevsizlik’ değil de dosyanın ‘Yargıtay’a gönderme’ kararı verdi.
Ceza Muhakemeleri Yasasında ‘gönderme’ diye bir karar türü yok.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi kararı sonrası Ceza Muhakemeleri Yasası anlamındaki her ‘karar’ yok hükmündedir.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi (aynı heyet bile) dosyayı ele alır.
Anayasa Mahkemesi kararını yerine getirir.
Can Atalay hakkında her durumda yerel mahkeme yetkili ve görevli.
Bunda hukuken tartışma yok.
Bu arada Hâkimler Savcılar Kurulu İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeni atama veya yeni yetkilendirme de yapabilir.
Dosyayı bu durumda yeni heyet ele alır.
Hâkimler Savcılar Kurulu disiplin başvurusu nedeniyle İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyelerini açığa da alabilir.
Dosyayı bu durumda yeni heyet ele alır.
Sonuçta, Anayasa Mahkemesi kararını her durumda yerel mahkeme yerine getirmek zorundadır.
Nasıl ki Yargıtay’dan geçip Anayasa Mahkemesi’ne giden dosyalarda hak ihlali kararı verildiğinde, hak ihlalinin giderimi ve yeniden yargılama için dosya Yargıtay’a dönmüyor da doğrudan yerel mahkemeye gidiyorsa, burada da öyle olması şarttır.
Hukukta çifte standart olamaz.
Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararının hüküm fıkrasına bakınca, Ceza Muhakemeleri Yasasında yer almayan çok yanlış bir karar türü olduğu ortaya çıktı.
Hatta hukuki dayanağı olan bir karar bile değil.
Çünkü, bu konuda Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi asla görevli merci değil.
Anayasa Mahkemesi kararı daireye geldiğinde derhal İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne iade etmeliydi.
Çünkü anayasa ve yasalara göre Anayasa Mahkemesi kararı için Yargıtay’ın bir dairesinin karar alma yetkisi yok.
Bu kararı alırken o hâkimler de çok iyi biliyorlar ki Yargıtay o kararı TBMM'ye gönderemez. Zaten ilk onama kararının da ‘TBMM’ye gönderilmesi’ kararı vermemişti.
Yargıtay daireleri yerel mahkemeye, “Anayasa Mahkemesi kararı hakkında gereğini yapma” da diyemez. Böyle bir yetkisi de yok.
Şimdi yerel mahkemeye bile adeta emir veriyor.
Yerel mahkemeye başvuru süreci dışında, Yargıtay'ın bu işlemi de bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşınabilir.
Yargıtay'ın bu işlemine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcının itiraz etmesi bu konuda Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılacak veya yerel mahkemeye başvuru yapılacak olsa bile ayrıca istenebilir.
Yargıtay'ın esas davayı onama kararı aleyhine de ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu her zaman söz konusu.
Sorumluluk ve soruşturma konuları ise şöyle:
Öte yandan, Yargıtay’daki ilgililer hakkında ayrıca adli ve disiplin soruşturması koşulları söz konusu.
Bu yapılmazsa, bunu yapmayan Yargıtay 1’inci başkanlık kurulu mensupları için de sorumluluk ve soruşturma söz konusu.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi için adli ve disiplin soruşturması da söz konusu
Hâkimler Savcılar Kurulu bunu yapmazsa, aynı çerçevede yapmayan sorumluluk ve soruşturma söz konusu.
Çözüm; hukuken olanaklı.
Çözüm; Yargı, yargıya bırakılsın.
Yargı da hukukla baş başa kalsın!”
Teşekkürler Ömer Faruk Eminağaoğlu. İyi ki varsın…