Emin Çölaşan, Emin Kamer olsaydı
Salı günü ajanslara düşen haberi gördüğümde aynen ben de Türk Ulusunun çok büyük bir kısmı gibi "hadi canım", "yok artık" dedim.
"Kesin şakadır bu! Gerçek olması mümkün değildir" dedim.
Ne yazık ki gerçekmiş...
Sözcü Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru ile İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı ve İnternet Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin hakkında "FETÖ silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme" iddiası ile 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
Açıkçası "'FETÖ ile mücadele edilmiyor, FETÖ ile mücadele sulandırılıyor' diyenleri haklı çıkaracak bundan daha iyi bir örnek olamaz" yorumunu yaptım.
Hayatlarının çok uzun bir süresini mesleğine adamış her biri birbirinden değerli bu kişiler hakkında yapılan suçlama inanılır gibi değildi.
Neden inanılır değil, hemen sizlere daha önce yazdığım bir belgeli örnek ile açıklayayım...
Dosyanın adı: Akıncı Üssü İddianamesi!
İddianamede 1 numaralı sanık Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen gösterilirken, 2 numaralı sanık da "FETÖ'nün Hava Kuvvetleri İmamı" olduğu iddia edilen Adil Öksüz olarak belirtiliyor.
İddianamenin içinde bulunan diğer isimler ile ilgili EK klasörlerde yer alan istihbari bilgiler inanılır gibi değil. İddianamedeki 17.10.2016 tarihli "17-21.03.2016 tarihleri arasında Adil Öksüz ile birlikte yurt dışına giriş-çıkış yapan kişiler" başlıklı bilgi notunda belirtilen kısım aynen şöyle geçiyor:
"Adil Öksüz isimli şahsın 17.03.2016 tarihinde TK0003 kodlu uçuş ile İstanbul Atatürk Havalimanından (IST) ile J.F.Kennedy Havalimanına, 21.03.2016 günü TK0012 kodlu uçuş ile J.F.Kennedy Havalimanından İstanbul Atatürk Havalimanına dönen uçakta bulunan yolculardan Adil Öksüz ile birlikte gidip-döndükleri ve birlikte hareket ettikleri değerlendirilen..."
Kim peki bahsedilen isimler?
Veysel Alemdaroğlu, Erdem Efendioğlu, Salih Serhat İlhan, Atasay Kamer, Emin Kanar, Özgür Özdemir ve iki İsrail uyruklu kişi...
Yargı organları hemen harekete geçiyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu 01.11.2016 tarihinde 2016/103583 soruşturma no ile "ACELE-GÜNLÜ İŞ" notu ile yukarıda adı geçenlerin gözaltına alınması ile şahısların ikamet ettikleri adreslere göre ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına talimat gönderiyor.
Ama kimisi tutuklansa da kimisi ise kaçıyor. Hakkında gözaltı kararı olmasına rağmen işlem yapılmayan tek bir isim var!
Atasay Kamer.
İddianamede yer alan bilgilere göre Atasay Kamer, yurt dışına sadece Adil Öksüz ile değil birçok isimle seyahat etti.
Mehmet Ziylan, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir, Av. Kezban Hatemi, Cüneyd Zapsu'nun eşi Beyza Zapsu, Erkan Kurtulmuş, Hakan Şükür, Yazar Bejan Matur, sanatçı Muazzez Ersoy, futbolcu Okan Buruk, futbolcu İlhan Parlak, futbolcu Emre Bölezoğlu, Dursun Çetin, Gökhan Erdem...
Bu yazdıklarım benim iddiam değil bizatihi Akıncı Üssü İddianamesinde yer alan resmî istihbari belgelerde bulunan Atasay Kamer ile birlikte yurt dışına uçan isimlerdir.
Şimdi sorarım Atasay Kamer ile birlikte yurt dışına defalarca seyahat ettiği yukarıda isimleri yazılı kişiler hakkında, "FETÖ silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme" iddiası ile bir soruşturma başlatıldığını duydunuz mu?
Hakkında istihbari bilgi notları ve gözaltı kararı olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmayan ve davadan çıkarılan Atasay Kamer için ne demeli?
Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz, Mustafa Çetin, Yücel Arı hakkında iddia edilen suçlamayı okuyup, bir de Akıncı Üssü İddianamesi'nde yer alan, istihbari belgeler ile desteklenen bu isimler hakkında hiçbir işlem yapılmayışını görüyorsunuz değil mi!
İnsan bu isimleri karşılaştırınca, "Demek ki bu iddialar ile yargılanmamak için Emin Çölaşan değil-Emin Kamer, Necati Doğru değil-Necati Kamer olmak gerekiyor" demeden edemiyor.
Eminim Yüce Türk Yargısı gereken kararı verecektir.