Emekli olurken son yedi yıl kuralı can yakmasın
Sigortalıların hizmet dökümü birbirine göre farklılık gösterebilmektedir. Emeklilik yaşı geldiğinde de kimi zaman hizmet dökümündeki günlerin dağılımı; emeklilik planlamalarının ertelenmesine, ek maliyetlere ve mahrum kalınan emekli aylıklarına yol açmaktadır. Sigortalıya göre değişmekle birlikte bu durumlarda; ya çalışma hayatında kalıp bildirime devam etmek ya da yargı yolu karşımıza seçenekler olarak çıkmaktadır.
Sigortalıların hangi sigortalılık statüsünden emekli olacakları; sigortalının bildirimlerinin hangi sigortalılık statüsünden yapıldığına ve sigortalının ilk defa sigortalı olarak işe başlama tarihinde yürürlükte olan yasalara göre değişmektedir. SGK uygulamasında sigortalının farklı sigortalılık statülerinde bulunan (SSK, Bağ-Kur gibi) hizmetlerinin birleştirmesi ile sadece bir statü üzerinden aylık bağlanması işlemi yapılmaktadır. Buna göre sigortalının ilk defa uzun vadeli sigorta kollarına bildirim tarihinin 01/10/2008 tarihinden önce ya da sonra olması uygulamayı değiştirecek, her iki durumda farklı yasalar uygulanacaktır. 01/10/2008 tarihinin milat kabul edilmesinin nedeni 5510 sayılı yasa ile yapılan yeni düzenlemeden kaynaklanmaktadır. Buna göre:
01 Ekim 2008 tarihinden önce sigortalı olanlarda:
01/10/2008 tarihinden önce sigortalı olanlardan emeklilik başvurusunda bulunanlar için hizmet birleştirme yasası uygulanmaktadır. 2829 sayılı Hizmet Birleştirme Yasası’na göre; söz konusu sigortalının son yedi yıldaki bildirimleri içinde hangi sigortalılık statüsü ağırlıklı ise o sigortalılık statüsüne göre emeklilik koşulları belirlenecek ve o statüden aylık bağlanacaktır. Bu durumda son yedi yıl için 2.520 günlük sigortalılık bildirimi esas alınacaktır. Esas alınan 2.520 gün içinde hangi sigortalılık statüsü fazla ise o statüye göre aylık bağlanacaktır. Dolayısıyla son yedi yılda iki sigortalılık statüsü söz konusu ise hangisinin 1.260 güne ya da fazlasına tekabül ettiğine bakılacak ve o statüden emeklilik sağlanacaktır. Şayet 4/b (BAĞ-KUR) sigortalılık statüsü ağırlıklı ise; 4/a (SSK) sigortalılık statüsü 1.260 güne ulaşıncaya kadar 4/a (SSK) günü bildirimine ve/veya borçlanma yoluyla kazanılmasına çalışmak gerekecektir.
1 Ekim 2008 tarihinden sonra sigortalı olanlarda:
5510 sayılı yasanın yürürlükten tarihten sonra sigortalı olan birisinin birden fazla sigortalılık statüsüne tabi bildirimi var ise; en fazla sigortalılığın geçtiği sigortalılık statüsü emeklilik koşullarının belirlenmesinde ve aylık bağlanmasında esas alınacaktır. Buna göre sigortalının en fazla hizmeti hangi statüde geçiyor ise o statü esas alınacaktır.
1 Ekim 2008 öncesi son yedi içinde fazla olan sigortalılık bildirimine bakılırken, 1 Ekim 2008 sonrası sigortalı olanlarda son yedi yıla bakılmamakta toplam hizmet süresi içinde en fazla sigortalı bildiriminin hangi sigortalılık statüsünde bulunduğuna göre emeklilik koşulları belirlenmekte ve emekli aylığı bağlanmaktadır.
Şayet 1 Ekim 2008 sonrası ilk defa sigortalı olan birisinin tüm hizmet süresi içinde 4/b (BAĞ-KUR) sigortalılık statüsü ağırlıklı ise tekrar 4/a (SSK) sigortalılık statüsüne dönebilmesi için; 4/b (BAĞ-KUR) sigortalılık statüsünden daha fazla 4/a (SSK) bildirimi yapması ve/veya borçlanma yoluyla hizmet kazanması gerekecektir.
Hizmet birleştirmeden emekli olunabilir mi?
SGK uygulamasında hizmet birleştirme işlemi sigortalının isteğine bağlı olmaksızın uygulanmaktadır. Faraza EYT kapsamında erkek sigortalının 6.000 gün 4/a (SSK) kapsamında prim ödeme gün sayısı bulunsun. Bu hizmetlerinin dışında da son 4 yılda 4/b (BAĞ-KUR) hizmeti olduğunu varsayalım. Bu sigortalının 4/a (SSK) emeklilik başvurusu son yedi yılda en fazla sigortalılık bildirimi 4/a (SSK) olmadığı için ret alacaktır. Bu defa 4/b (BAĞ-KUR) emeklilik başvurusu yaptığında ise 25 yıl hizmet süresini (9.000 gün) tamamlamadığı gerekçesi ile emekli olamamaktadır. Hâlbuki sigortalı hizmet birleştirmeye zorlanmasa sadece 4/a (SSK) günleri ile emekli olabilecekti.
Yargıtay’ın benzer dava konularında:
*Hizmetlerin birleştirilmesinin herhangi bir sigortalılık statüsünde (SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı gibi) aylık bağlanmasına yeterli hizmeti bulunmayan sigortalı için uygulanabileceğini,
*Hizmet birleştirme işleminin, sigortalının farklı sigortalılık statülerindeki hizmetlerinin emeklilikte dikkate alınabilmesi amaçlı olduğunu
*Sigortalının hizmet birleştirme talebinin bulunması gerektiğini,
*Sigortalının hizmet birleştirmeye zorlanamayacağı esaslarını gözetmektedir.
Dolayısıyla yukarıda örnek olarak gösterdiğimiz sigortalıyı her ne kadar SGK emekli etmiyor olsa da sigortalının konuyu yargıya taşıması durumunda emekli aylığını bağlatabilmektedir.
////////////////////////////
BİR SORU BİR YANIT
++++
Mevsimlik işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı bakımından durumu nedir?
Mevsimlik işi en aşağı iki yıl boyunca devam eden iş olup, çalışma bulunmayan dönemde sözleşmenin askıda kaldığı kabul edilmektedir. Sadece bir mevsim için yapılmış, belirli süreli mevsimlik iş sözleşmeleri; süre bitiminde sona erecektir. Sürenin sona ermesi nedeniyle sona eren sözleşmede kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı doğmayacaktır.
Diğer taraftan bir sonraki yılda çalışmanın sürdüğü mevsimlik işte, sözleşme; belirsiz süreli kabul edilecektir. Bir başka ifade ile zincirleme (gelecek yıl da devam eden) belirli süreli iş sözleşmesi, başlanma tarihi ile beraber belirsiz süreli olacaktır. Bu durumda bütün süreler, toplanacak ve çıkan çalışma süresine göre ihbar tazminatı ve kıdem tazminatı hesaplanacaktır. Hesaplama yapılırken; askıda geçen süreler dikkate alınmayacaktır. Nitekim bu sürelerde ücret ödenmediği gibi işçinin başka bir işte çalışmasına da mani bulunmamaktadır.
Örnek olarak mevsimlik sözleşme 1 Nisan-30 Eylül arası çalışan ve süre bitimi ile iş sözleşmesi feshedilen bir işçi için ihbar ve kıdem tazminatı doğmayacaktır. Şayet aynı işçi bir sonraki yılda da aynı dönemde çalışır ve akabinde süre bitimi ile iş sözleşmesi feshedilirse; bu sefer kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hesaplanacaktır.
Sorularınız için e-posta adresi: hkaganoyken@gmail.com